Soru 2:
Neden üzerine sinyal ekipmanları eklenebilen bir metro aracı değil de, trafik içinde giden ivmelenmesi ve frenlemesi daha hassas ve daha kuvvetli olması gereken tramvay aracı yapmaya uğraşıyoruz?
Ben hep tam tersini düşünmüştüm, yani metro aracı yapmak daha zordur gibi, sen teknik ve kullanım açısından olayı bildiğin için bakış açın farklı oldu, ama o zamanda daha fazla dışa bağımlılık gerekecekti belki de, ne bileyim aracın sinyalizasyon ile haberleşmesi için bir sürü ayrı ekipman ve yazılım olayı giriyor içine acaba maliyet nedeni ile mi seçilmedi?[/quote]
Taksim Metrosu'ndan örnek vereyim. İlk kurulduğunda ALSTOM firması 1970 model araçlara sinyal ekipmanları giydirip bir de otomatik sürüş fonksiyonu eklenmiştir.
Daha sonra hat uzatıldığında sinyal sistemi komple değiştirilmiştir. Yeni alınan ROTEM araçlarına yeni sinyal sistemi ekipmanları eklenmiştir. Ayrıca eski ALSTOM araçlarına da yine yeni sinyal ekipmanları eklenerek seferlere başlamıştır.
Araçların kendisi tramvay aracından hiçbir farkı olmadığı gibi frenleme ve ivmelenme değerleri tramvay aracından daha düşüktür. Bu da aracın yapını kolaylaştıracak unsurlar olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer özellik ise, tramvay araçları cadde düzeyinde seyrettiği için bogi tasarımı daha detaylı olmalıdır. Yani, bogi aracın altında olabildiğince alçak olmalıdır. Metro araçlarında ise peronlar yüksek olduğundan bogi tasarımı daha esnek olabilir.
Bunun dışında, tramvay araçlarında yardımcı üniteler aracın çatısına yerleştirilmek zorundadır. Aracın bakımında ve tamirinde hem araç altı hem de araç üstü ekipmanlar kontrol edilir. Metro araçlarında ise bütün ekipmanlar boginin dışında kalan yerlere yerleştirilir. Bu da bakım ve arıza gidermelerinde sadece bakım kanalına ihtiyaç duyulmasını sağlar.
Yani, yazılımı kendimiz yaptığımız taktirde hem imalat hem de bakım süreçleri göz önünde bulundurulduğunda yüksek tabanlı araç yapmak daha kolay gibi.
Sinyal sistemi konusuna gelince; kendimiz yapmadıktan sonra tabii ki bağımlılık olacaktır. Fakat bu bağımlılık sadece sinyal fonksiyonları için geçerlidir. Sinyal sistemi olmadan da bu araçlar zaten çalışır olacaklardır. Önceki yazımda dediğim gibi Rotem firması bogi ve şasi dışında bütün ekipmanları farklı firmaya aittir. Ve tabi sinyal sistemi de öyle. Fakat araç yazılımını kendileri yaptıkları için bu işi çok iyi kotarıyorlar.
adamlar ihalelere bile girmiyor yoğunluktan. Ben tabii ki Tüvasaş'ın tecrübesinden faydalanmasına taraftarım, hatta defalarca bende aynı eleştiriyi getirdim. Madem vagon yapan bir fabrikamız var niye bağırınıyoruz diye. En azından aracın kaporta,şasi,iç tasarım,cam,kapı mevzusunu halletmişiz, hadi bu işin küçük kısmı desek bile (hacim olarak büyük ama önem olarak küçük) yine de bir iş yapılıyor, fakat işte sende dikkat çektin ya Mehmet, geçende demiştim biraz ürin yarışı var sanki 
