gb-T.07 » Midland Hafif Raylı Sistemi Uzatılıyor.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18163
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

gb-T.07 » Midland Hafif Raylı Sistemi Uzatılı

Mesaj gönderen Esat » 16 Haz Cmt, 2012 18:10

Başlıkta ben biraz yumuşatarak Hafif Raylı dedim, biz bu tip sistemlere tramvay diyoruz ama bu iş İngiltere'de de biraz karışık galiba :) Çünkü sistemin ismi Midland Metro, Centro isimli bir firma tarafından işletiliyor ve HRS olarak tanımlanıyor ama bildiğin tramvay, farkı nedir tam çözemedim o yüzden bu kısmı idare ederek geçiyoruz.

Habere gelirsek, haberde uzatmanın teknik detaylarından çok ekonomik faydalarına değinilmiş, proje çerçevesinde 1300 yeni iş imkanı, bitimi ile bölgede ekonomik ve sosyal kalkınma, yaşam kalitesinde artış gibi pozitif etkenler yetkililer tarafından dile getirilmiş. 2015 yılında hizmete girmesi beklenen uzatma ile bu güzergahta yılda 3,5 milyon yolcu taşınması bekleniyormuş.

127 milyon sterlinlik projenin güzergahta daha sık sefer yapılması, depo genişlemesi ve yeni araç alımınıda kapsadığını belirtmişler. Mevcut sistemde kullanılan 16 Ansaldo haricinde CAF firması ile 20 Urbos 3 için anlaşma yapılmış. Sadece bu araç alımının 40 milyon Sterlin olduğu yazıyor ve eğer yanlış anlamıyor isem yeni alınan araçlar eskilerinin yerine konulacakmış.

Haber Kaynağı

CAF Urbos 3 Fotoğrafı ve alım haberi
Resim
Araç üreticisinin sitesindeki tanıtım sayfası

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5587
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 16 Haz Cmt, 2012 20:15

Esat, İngiltere’de metroya »metro« denmez, ondan bu böyle. Bizim metro diye adlandırdığımız sistem orada hep ve her zaman subway ve(ya) tube! Metro kent anlamında, yani metropol aracı, tramvaya veya otobüse metro derlerse, onlar için garip değil. Almanca’da da pek o kadar Metro denmez, Untergrundbahn denir (işte subway). Bunlar ABD için de geçerli.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18163
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 16 Haz Cmt, 2012 20:41

Hım o açıdan düşünmedim bile yahu :) yoksa biliyorum tube dediklerini, amarigada subway olduğunu tabii ki, yine de teşekkürler ama ;)

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5587
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 16 Haz Cmt, 2012 21:37

Rica ederim. Dediğim gibi, orada metro sözcüğü bu anlamda kullanılmaz, tanınmaz. Konuya gelince de, şu tramvay sistemi İngiltere’nin ikinci büyük kentinde, Ortaingiltere’deki Birmingham’da, oradan bir yan kente uzanıyor. Ortaingiltere derken, hakikaten İngiltere’nin ortası, yani Büyük Britanya’nın değil. Türkce’de bu fark biraz yutuluyor, ama İngiltere o adanın sadece bir kısmı, güneyi, doğusu ve yukarı doğru uzanıyor. Batı Galler ve kuzey İskoçya, bunlar bağımsız, ama beraber (Kuzey İrlanda ve Kanal Adaları ile) Birleşik Krallık oluyorlar, Büyük Britanya (GB) ve BK (UK) … yine % 100 aynı değil, ama bunu benim kafam da çakmıyor :-) Kısssacassııı … bu tramvay adanın güneyinin biraz üstünde …

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18163
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 16 Haz Cmt, 2012 21:42

alabay yazdı:Kısssacassııı … bu tramvay adanın güneyinin biraz üstünde …
Meydandaki heykelden solamı dönüyoruz? :D:D

İsmi her ne olursa olsun, bu tip haberleri seviyorum çünkü Türkiye'de amansız bir tramvay düşmanlığı var, ha diyeceksiniz bir sürü kente yapılıyor, yapılıyorda sürekli eleştiri, sürekli negatif bakış açısı, en büyük argümanlarıda "Avrupa tramvayı terk ediyor biz yapıyoruz" "Avrupa 50 yıl önce bıraktı biz şimdi yapıyoruz" gibi laflar, yazık, ayıp, günah. Bilmiyorsunuz bari konuşmayın diyorum bu güruha sadece.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5587
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 16 Haz Cmt, 2012 21:56

Avrupa’da belki belki doksanlara kadar hafif bir düşmanlık vardı, ama artık yok, tam tersi. Her yerde tramvay uzatmaları, iyileştirmeleri, yenilemeleri, vs vs vs. Metro konusunda biraz az yapılıyor (Almanya’da da, etrafta da). Ama tramvay ve yeraltı tramvayı bolca. Şimdi Karlsruhe’de merkezdeki tramvay ve banliyöler (onlar da tramvay şeklinde, tramtrain çünkü) yerin altına alınıyor. Freiburg’ta iki tramvay inşaatı gözde, birine başlandı, ötekisi başlamak üzere. Berlin’de batıya bile (!) yine bir hat girdi (Wedding’de).

Şu İngiltere, Birleşmiş Krallık, Böyyüg Beretaniyye işine girdim ki, ortada derken, herkes coğrafî şekilde adanın ortasında sanmasın :D Geçen sene Börminghem’den geçtik … Galler’de »aman, İngilizler geliyooo« derler hep, B. halkı … zor :lol:

Hakan
Kadrolu Personel
Mesajlar: 1434
Kayıt: 29 Oca Sal, 2008 15:44

Mesaj gönderen Hakan » 16 Haz Cmt, 2012 23:25

Yılda 3,5 milyon yolcu günde 10.000 yolcu yapar, tek yönde 5.000. Gün içinde 16 saat işletildiğini farzetsek 315 kişi/saat yapar.

Bu öğle saatlerinde 100 sabah ya da akşam saatlerinde de 600 kişiden fazla olmayacağı anlamı taşır.

Biz de böyle bir güzergaha pik saatlerde 15 dakika, öğle saatlerinde 40 dakika aralıklı bir otobüs hattı tahsis edilir. Otobüs de muhtemelen 99 model 0345 olur.

200 milyon sterlin ile 250.000 TL'lik 4 otobüsün fiyat karşılaştırmasını yapmayacağım.

Bu para nereden geliyor bu adamlara?

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5587
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 16 Haz Cmt, 2012 23:39

Tam öyle soramazsın ama. Paranın bir de durumuna göre degeri var. Bir misal: Eskiden burada bir litre meyve suyu aşağı yukarı 60 Pfennig ile 1 Mark arasıydı. İngiltere’de de 1 Pound. O zamanlar 1 Pound neredeyse 5 Mark ediyordu. Yani, bir Alman olarak İngiltere’de tatil yakiyordu. Almanya’da basit bir sosyal çalışman ayda belki 1400,– € net kazanır. Buradan 60 km ötede, İsviçre’de aynı adam/kadın aynı iş için 2700,– ile 3700,– € kazanır, Franken’den çeviririsen. Yani, parayı hesaplı karşılaştırma da, kıyas degeriyle karşılaştır. 2 milyon Sterling 2 milyon Lira’dan herhâlde çok daha değerli … ama işte kontekstte değeri aynı birden. Ayrıca, nereden kazaniyorlar, eşek gibi çalışıyorlar ve muazzam bir vergi sistemleri var (çoğu Avrupa ülkesinin). Yolsuzluk problemi aşırı yaşanılan Avrupa ülkeleri pek öyle zengin değil. İngiltere’de de meselâ toplu taşımda araçlar Almanya’ya mukayesede acaip külüstür. Burada herşey hep en yenisi, en gıcırı olmak zorunda. Hastalık gibi. Hatırlıyorum, bizim kentte üç otobüs vardı da, otobüs eksikliği yaşıyorduk, ama yine de bu üç aracı hurdaya çıkarmak gerekti. İşletileceğine hiç işlemesin. Niye Efendim, yüksek tabanlıydı da. 8 sene evvel! İyi güzel, alçak tabanlı artık kanunen şart da, ama o zamanlar … bana biraz garip geldi. Sanki çocuk arabasında yardımcı el olmayacak gibi.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18163
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 16 Haz Cmt, 2012 23:42

Değirmenin suyu AB fonlarından geliyor, bizim YHT projelerine geldiği gibi :) biz daha aday iken alabiliyorsak bu adamlar dibine kadar kullanıyorlardır diye düşünüyorum. Bunun dışında kurmuş oldukları vergi ve ceza sistemi korkunç, tamam ben yine Avusturya üzerinden konuşuyorum ama ben bu evropa ülkelerinin sistem olarak farklı olduğunu pek sanmıyorum, şu an aklımda değil Avusturya'da bir yılda kesilen radar cezası ile biz tramvay hattı yaparız be :) ve pek çokta tahsil edemedikleri ceza var, bir tarafta beleşçi ülkeleri kurtarmak için bedava para verirler diğer tarafta kendi halklarına çatır çatır ceza keserek para toplarlar, sonrada AB ye verdikleri bu katkıları geri alabilmek için fon adı altında yapabildikleri herşeyi yaparlar. Sistemin iyi tarafları olduğu gibi bence kötü taraflarıda var.

Ve evet yıllık 3,5 milyon yolcu komik bir rakam, ama hedef belkide kentin o tarafa gelişmesini teşvik etmek olabilir. Bunu yapan ülkeler var, kentin nispeten zayıf gelişen bölgelerine raylı ulaşımı uzatarak, merkeze ve diğer bölgelere erişimi kolaylaştırıyorlar, akabinde bu bölgelerde devlet destekli konutların yapılması ile ya da iş imkanlarının arttırılması ile kentin o tarafa gelişimi destekleniyor, bu mantığı çok tutuyorum, biraz zorlama görünsede işlememesi için bir sebep yok ama herşeyi bir bütün olarak düşünür ve görür isek, yoksa yürümez.

Hakan
Kadrolu Personel
Mesajlar: 1434
Kayıt: 29 Oca Sal, 2008 15:44

Mesaj gönderen Hakan » 16 Haz Cmt, 2012 23:46

Bir de şöyle düşün, Aynı firmadan kişi başına yıllık geliri 10.000 dolar olan Türkiye'de para verilip araç satın alınıyor, 45.000 dolar olan İngiltere'den de.

Teknolojinin fiyatı Türkiye'de her zaman daha pahalıdır, bir kere bizde vergi sistemi adil olmadığı için yurt dışından katma değeri yüksek ürün ithal edilince vergiye abanırlar. İthal eden her şartta zararda.

Neyse ben çok pahalı bir yatırım olarak gördüm, heleki şu ana NTV'de avrupa ülkelerinde aşevlerine giden insan sayılarındaki artışı, intahar vakalarındaki artışları izlerken sadece pes diyorum...

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18163
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 16 Haz Cmt, 2012 23:55

Ama hangi teknolojinin fiyatı? Ben o kısmı anlayamadım, genel olarak kast ediyorsan Türkiye ile Avrupa arasında günlük kullanımdaki teknolojik eşyalarda büyük fiyat farkı yok bence, belki bir ürün yeni çıktığında olabilir. Ama mesela araba alırken, evet büyük fark var ama bu Türkiye'nin otomotive uyguladığı vergi ile alakalı bir durum teknolojinin satışı ile alakalı değil sanırım. Ben yanlışmı anladım senin kast ettiğini bilmiyorum ama. Kast ettiğin raylı sistem aracı satın almak ise Türkiye bu konuda zararda evet, üretim alanlarına uzak, göya ortak pazara dahil ama bu sadece sözde kalıyor, alımları kıyma alır gibi yarım kilo yarım kilo yapıyor, ve bunuda hep kredi ile yapmak istiyor, bizim zor tarafımız bu başka bir şey değil.

Bu projenin pahalı yatırım olduğuna bende katılıyorum ama dediğim gibi acaba yatırımın bütündeki amacı nedir, metni orjinalinde bahsettiğim pozitif etkenlerden bahsedenler kamu yöneticileri idi, demek ki bir beklentileri var.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5587
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 17 Haz Pzr, 2012 00:22

Avrupa pek öyle tek sistem değil. İngiltere de Avrupa, Almanya’da, Bulgaristan da, Yunanistan da, İtalya da, İsveç te. Bazı ülkeler kraliyet, bazı ülkeler federal, bazıleri büyük, bazıleri küçük, bazıleri acaip zengin, bazıleri değil, nüfus farkları çok, vergi, kanun vs sistemleri de çok farklı. Avusturya tabiîki Almanya’ya çok benzer çünkü eski bir bağı var, çoook eskilerden beraber bir federasyonları vardı, sonra Almanya bir imparatorluk oldu, Avusturya da Macaristan ile beraber başka bir imparatorluk kurdu, sonra yine bozdu … vs. Yani, ister istemez büyük farklar olacak.

Önemli olan, bir sisteme sahip olmak. Bir anayasa, bir yasa, bir hukuk, yargı, polis, maliye. Bunlar sadece kâğıtta olmamalı. Vergi sistemi, ulusal bir hesap merkezi, eyaletler varsa, eyaletleri birleştiren ve hesaplayan kanunlar ve organizasyonlar. Avrupa aynı anda Avrupa Birliği ile eş değil. İsviçre Avrupa, ama Avrupa Birliği üyesi değil, Norveç de öyle. Bu iki ülke de çok zengin. AB’de Almanya ve Fransa şu an çok zengin. Yunanistan, İtalya, İspanya ve İrlanda yoksul ve paralar oraya akıyor. Ama neden? Hem yolsuzluk ve sistemsizlik, ammmaaa hem de borsa kumarhanesinde azan dış etkenler. Yani, Yunanistan’ı sadece Yunanlılar batırmadılar. Bunu bazı Yevropalılar anlamak istemiyor. Şu an Fiskalunion diye zaten bir maliye birliği kurmayı düşünüyorlar, yani yol aslında Avrupa Birleşik Devletler. İşin üzücü noktası, paranın fazla gözde olması. Bütün dünya açgöz ve sapıttı bu konularda. Türkiye de bu oyunun tam ortasında. Şu an çok iyi görünüyor. ben de güzel buluyorum. Ama ne bir sosyal sistem düşünülüyor, ne demografi hakkında bilgi var ortada, ne doğru dürüst bir sanayileşme ve modernizasyon var (petrol bitiyor, ya sonra?), ne bir depremsonrası düşünce var (farzedelim İstanbul ve Ege bir felâketten dolayı yok oldu, Türkiye’nin paraları nerede kim tarafından kazanılacak?). Yani sat babam sat ile olmaz bunlar. Özelleştir, libo libo oyunları ile de hele hiç olmaz. Bu para konuları çok zor. Ve hep böyle devam etmeyecek, bu belli. Şu an Araplar isyan ediyor. Gün gelir, Avrupalılar isyan etmek zorunda kalır, kimsenin garantisi yok bu hayatta!

Neyse, yine ulusal sistemlere geri dönelim, burada komünizmden dönmüş ülkeler var, kapitalist ülkeler var, liberal ülkeler var, hepsi var. Ama yaklaşık hepsinde bir maliye sistemi var! Yunanistan hariç :-) Maliye sistemin olmazsa, devletin olamaz, problem burada başlıyor. Sonra maliye sistemini anlayacak çağdaş bir millet gerek, veya çoğunluk diyelim. Herkes bana ne derse, olmaz bu.

Cevapla

“Dünyadan Haberler - Duyurular” sayfasına dön