Mesaj
gönderen alabay » 15 Haz Pzt, 2009 08:56
Gülüposurur diye bir şey yok artık benim için! 45 km/h aslında yeterli, iş tabiîki, bunun ne şekilde elde edildiğine bakar. Güç üst sınırı mı, yoksa işletme ast sınırı mı? İkincisinde, yokuşta güç arttırılır ve 45 km/h kalır. Yine de 60 veya 80 belki daha elverişlidir, evet.
Problem(ler)e ama yanlış açıdan yanaşılıyor yok şehir, yok klima, yok yolcu yükü ... problem araçlarda değil, problem beceriksizlikte. Bu ortadan kalkmazsa, yani itina denen o şey ciddî bir şekilde girmezse hesabın içine, hayatta bunlar olmayacak. ne bunlar, ne başka bir şey. O güzelim Citaro'ların ne olduğunu gördüm, aman Tanrım! Ordaki sürüş için İkarus yeter, Citaro ne alıyorsunuz? Hiç gerek yok. Citaro denen vasıta, durak kültürüne büyük bir adım idi. Durak nerede, kültürü nerede? Yanaşması yok, kapı açması yok, eğilmesi yok, kaldırım hesabı yok.
Bizde yolculuk kültürü de yok. ne o öyle, öküz gibi tek kapıdan biniliyor? Herkes imanlı falan geçiniyor ... neden "gavur" ülkelerin sistemleri bu konuda çökmüyor? Kontrolör sistemi mi yok? Capitol'da 2 numaralı otobüse arka kapıdan binmek zorunda kaldım, ta Bostancı sondurakta otobüs boşaldı ki, öne gidip, bilet basabildim. 10S otobüsünde bir kadının bileti kontörsüzdü, parasını da şoför bozamadı, ne dedi, yarın iki kez basarsınız dedi. Ve inanıyorum (!), o kadın ertesi gün çift bastı. İşte kültür bu!
Biz de hâlâ troleybüs mü, körük mü, hız mı, beş vites mi diye düşünüyoruz. Phileasçı yaptınız beni, ama uzaktan "fikir" üretmiyorum, gidip, gördüm. Bir çok detaya baktım, işletmeye baktım, yolları gözden geçirdim, rampaları gördüm, ... ve kulağımı rahatsız edici bir şekilde kurcalayan "şeylere" de bindim.
B. Alabay