ist-DN.07 » Karaköy İskelesi Battı - Faciaya Ramak Kala!

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

ist-DN.07 » Karaköy İskelesi Battı - Faciaya Ramak Kala!

Mesaj gönderen Esat » 22 Kas Cmt, 2008 10:37

Evet dün İstanbul' da Karaköy de bulunan Kadıköy seferlerinin yapıldığı iskele denize battı. Görüntüler çok ilginç, ben bu iskelenin kapatıldığını sanıyordum ama sanırım kapatılmamış yenilenmiş ve yeniden hizmete açılmış, peki haberi yayınlamadan soralım bu yenileme yoksa sadece nenemi yeniler gibi makyajdan mı ibaretti? Sadece üstteki yolcu bölümü ve ofisleri yenileyerek, iskeleyi tutan çakma direkler ya da dubalar her ne ise bunlara bir işlem yapılmadı mı? Deniz yolları ile çok ilgili değilim ama Karaköy iskelesini oldum olalı sevmezdim benim bildiğim kadarı ile bir duba iskele idi acaba yenilenirken yeniden mi yapıldı bunları çok merak ediyorum, çünkü yıkılan iskele İstanbul' un ortasında dünyanın en çok yolcu taşıyan ve en büyük filosuna ait bir firmanın yenilediği ya da yeni yaptığı bir iskele, Marmaris ya da Bodrum' da bir otelin 130 luk larını bağladığı tahta bir iskele değil, bu nasıl bir fırtına idi ki koskoca iskeleyi batırdı? Hiç mi fırtına görmedik İstanbul' da, demek ki afet olmuş.
İstanbul’daki şiddetli lodos, Karaköy’deki Kadıköy iskelesini batırdı. Akşam saatlerinde başlayan lodos, iskeleyi önce hafif şekilde yana yatırdı.
Yolcuların vapura binmek için kullandıkları alan kısmen deniz suyu altında kalırken olay nedeniyle seferlere ara verildi.

Kaynak : Milliyet
Karaköy İskelesi’nin güvenlik görevlileri, iskelenin sol tarafa doğru battığını dün saat 20.00 sıralarında fark etti. Yapılan hasar tespit çalışmasında, iskeleyi dengeleyen 50’şer tonluk dubalardan birinin dalgalar nedeniyle delindiği ve su aldığı belirlendi. Deniz Polisi ve Sahil Güvenlik tekneleri önlem alarak sandalları bile iskeleye yaklaştırmadı. İtfaiye ekipleri suyla dolan dubayı boşaltmak için çalışmalara başladı. İDO yetkilileri, dubanın sert dalgalar nedeniyle delindiğini, itfaiyenin suyu boşaltmasının ardından tamir çalışmalarına başlanacağını söyledi. İskeledeki elektronik aygıtlar dışarıya taşındı.

İskelenin karşısında balık restoranı işleten Nevzat Ercan, "İskelenin altındaki dubalar zamanla çürüyor. Lodos ya da çarpma gibi bir şey olmadı. Dubalar çürük olduğu için akşam saatlerinde su almaya başladı ve iskele yan yattı" dedi.

81 metre uzunluğunda ve 26.5 metre genişliğindeki çelik konstrüksiyon iskele, 1984 yılında İstinye Tersanesi’nde yapıldı. Fore kazıklar üzerine oturtulan, 6 kalın zincirle rıhtıma bağlanan ve 16 adet 50’şer tonluk tanklarla dengesi sağlanan iskele aynı yıl hizmete alındı.

Kaynak : Hurriyet
Iste ben bu haberdekine itibar ederim, oradaki dükkan sahibi en iyi gozlemcidir, ve açıkçası lodostan duba delindiğine de hiç inanasım gelmiyor, ne olacak sümen altı. Ya o iskelede yolcular olsa idi ve bu batma daha hızlı gerçekleşse idi, panik ile gemi ile iskele arasına düşenler, denize düşenler ve ezinlenler olsa idi o zamanda suçlu lodosmu olacaktı, bence İDO bir ihmal var ise bunu ortaya çıkartmalı ve kabullenmelidir sadece gemi sayısı ile değil yolcuya gösterilen önem ile de büyük olunur.

Fotoğraflar alıntıdır.

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim
En son Esat tarafından 18 Eki Pzt, 2010 23:28 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 24 Kas Pzt, 2008 13:29

İDO Genel Müdürü Sn. Paksoy' un konu ile ilgili açıklamasından alıntı, tabii hava muhalefeti gerekçe gösterilebilir gerekli araştırma yapılacak demek, o günkü ilk açıklamanın ilk akla gelen bahane olduğuda söylenebilir :) kötüyüm dimi.
İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) A.Ş Genel Müdürü Ahmet Paksoy, şiddetli lodos nedeniyle alabora olan Karaköy İskelesine 25 yıldır bakım yapılmadığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, iskelede kapsamlı bakım ve onarım çalışmasının 2006 Mart ayında gerçekleştirildiğini bildirdi.

Paksoy, İDO Genel Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında, daha önce şehir hatları tarafından işletilen iskelelerin 2005'te İDO'ya devredildiğini, diğer iskelelerde olduğu gibi Karaköy İskelesinde de hem denizin altından hem de üstünden gerekli incelemelerin yapıldığını ve tespitler doğrultusunda bu iskelede çok kalıcı bir bakım ve onarım çalışması yürütüldüğünü kaydetti.

Belli aralıklarla (6 ay) bu incelemelerin sürdürüldüğünü dile getiren Paksoy, iskelelerde bakım ve onarım açısından herhangi bir ihmalin söz konusu olmadığını bildirdi.

“500 MİLYON YTL HARCAMA YAPTIK”

Paksoy, 4 yıldan beri bütün iskeleleri elden geçirdiklerini, hizmeti iyileştirdiklerini, gemileri bakımdan geçirdiklerini ve maliyetten de kaçınmadıklarını belirterek, “Bakım ve onarım çalışmaları için 500 milyon YTL harcama yaptık” dedi.
Herkesin çürüme olmayan, bakım ve onarımı tam yapılmış bir iskelenin neden alabora olduğunu merak ettiğini, bu sorunun cevabının kendileri için daha önemli olduğunu ifade eden Paksoy, “Bunu ortaya çıkarmak bizim görevimiz. Bunu uzmanlar, ilgili elemanlar, gemi mühendisleri ortaya çıkaracak. Bu bir risktir. Bizim hizmet ve kalite anlayışımız gereği bu riski bilmemiz, yönetmemiz lazım. Bundan sonraki planlarımızda, çalışmalarımızda öngörü olarak almamız lazım” diye konuştu.

“KAZA TETKİK KURULU İNCELEME YAPACAK”

Ahmet Paksoy, olayın nedeninin tespiti için Kaza Tetkik Kurulu'nun inceleme yapacağını ve işin uzmanlarınca detaylı bir analiz ortaya konulacağını, ayrıca Liman Başkanlığı ile sigorta ekspertizlerinin de inceleme yapacaklarını bildirdi.
Rapor çıkınca kamuoyuna açıklayacaklarını ifade eden Paksoy, “Kazanın nedenini bırakın uzmanlar bize söylesin. Biz bir olayı kapatalım derdinde değiliz. Planlı bakımı yapılan, çürümesi olmayan bir duba neden batabilir? Çok farklı tahminler yapılabilir. Hava muhalefeti vesaire... Amacımız kazanın nedenini öğrenip gereğini yapmak ve İstanbullu'ya güvenli hizmet sunmak” dedi.

Kaza günü İstanbul'un çok ciddi bir lodos fırtınasının etkisi altında olduğunu, fırtına ve rüzgarın kurtarma çalışmalarını ciddi sekteye uğrattığını belirten Paksoy, 4 saat boyunca Kıyı Emniyeti ve gemi kurtarma birimi ile itfaiye dahil tüm birimlerin canla başla çalışma yürütmesine karşın sonuç elde edemediklerini söyledi.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 29 Kas Cmt, 2008 14:32

Olay ile ilgili İDO' nun son açıklamalarında sigortadan paranın alınacağı hata olmadığı söylenmiş, ben bu ifadeden şunu çıkartıyorum sigorta parayı veriyorsa bizde kabahat yok demektir. Ve sevgili İstanbullulara bayılıyorum, öylesine alışmışlar ki devleti aliye osmaniye boyun eğmeye devletlü ne derse he derler, ucu kendisine dokunmadan kendi canı yanmadan kimsenin kılı kıpırdamaz, ne kadar munis ne kadar vicdanlıyız. Her ne ise aşağıda kent ve demiryolun sitesinden [url=mailto:susavas@gmail.com]Süleyman Savaş'[/url]a ait alıntı bir yazı var, aslında direkt burası ile ilgili ama ben daha çok mühendislik neden var? Mühendis nedir? Ne işe yarar? sorularına cevap veren bir yazı olduğuna inandığım için paylaşıyorum.
1984 yılında Karaköy'de Vapurların yanaşıp kalkması için kullanılmak üzere sökülüp takılabilir 8 adet duba yapılır. Sökülüp takılabilirin anlamı; Her duba bağımsız olarak sökülüp iskele hizmetini aksatmadan dengeli olarak ikişer, ikişer bakım tutumlarının daha kolay yapılabilmesine olanak sağlanmasıdır.

Dubalar bu düşünce ile imal edildikten sonra sıra üst binalarının yapılmasına geçilir. Dubaların üzerine gelecek tüm çelik yapılar (üst binalar) taşerona ihale edilir ve imalatları yaptırılır. Hesap kitap yapılmadan imal edilen bu çelik yapılar dubaların üzerine konulduğunda bu yapıların ağırlığını dubaların kaldıramayacağı, eğer üzerine konursa dubaların batabileceği tespit edilir.

Çare aranır...

Sonunda aklıevvel birisi bir çözüm ortaya atar. Dubaların arası sac ve kaynakla kapatılacak, tank haline getirilecektir. Bu tanklar da duba vazifesi görecek, böylece dubaların kaldırma gücü artacak ve üst binaları kaldırabilecektir. Hemen tatbikata geçilir ve işlem tamamlanır.

Yalnız göz ardı edilen bir şey vardır. Dubalar, kaynakla birbirlerine bağlandıkları için tek bir duba haline gelmiştir. Artık bu dubanın bakım tutumu çok zordur. Hatta imkansızdır. Çünkü bakım tutum için dubanın tamamının yerinden alınarak havuzlanması gerekecektir. Bu da belli aralıklarla iskelenin ortadan kalkması ve hizmet verememesi anlamına gelmektedir.

Tekrar çare aranır...


Geçici de olsa bunun da bir çözümü vardır. Dubanın iç kısmının bakım tutumu olduğu yerde yapılacak ama dış kısmı (ki deniz içinde kalan bu kısmın bakım tutumu da çok önemlidir) iyi bir hesap sonucu ortaya çıkacak olan anot ile korunacaktır. Günü kurtarmak isteyen yöneticiler uzun süreli bir koruma hesabı yaptırmak isterler. 20 yıllık bir koruma için Haliç Tersanesi Dizayn ofisine başvururlar. Öyle ya! 20 yıl sonra kim öle, kim kala...

O zamanlarda Haliç Tersanesi Dizayn Ofisi Şefi olan Mühendis Hasan Er, bu kritik hesabın yapılabileceğini söyler.

Neden kritik?

Çünkü, anotların hesabında ve sonra yerlerine yerleştirilmesinde dağılım çok hassas yapılmalıdır. Anotlar tükeninceye kadar bakım tutuma ihtiyaç kalmamalı ve iskele yerinden oynatılmamalıdır. Ayrıca, süre çok uzun olduğundan anot miktarı çok fazla çıkabilecek ve bu anot ağırlığı da dubanın mevcut halinin deplasman problemini olumsuz etkileyecektir.

Hesap çinko'ya göre yapılınca, çıkan anot ağırlığı ile bunun mümkün olamayacağı görülür. Bunun üzerine Anot olarak Alüminyum İndiyum kullanılmaya karar verilir ve hesaplama sonucunda çinkonun üçte biri ağılığında alüminyum indiyum anot ile bu işin çözüleceği bulunur.

Yalnız hesaplar 20 yıl değil 22 yıla göre yapılmıştır. Öyle ya, 20 yıl dolduğunda bakım tutum kararı için ilgililere kısacık! (2 yıl) süre tanınmalıdır... Alüminyum anotlar projeye uygun olarak yerleştirilir. (Sayın Er tüm bu hesapların bu gün bile Haliç Tersanesi arşivinde bulunabileceğini belirtiyor.)

1990 ortalarında sırf kişisel merakından Sayın Er durumu araştırır. Anotların % 100 çalıştığını öğrenir. (Bu duruma ait raporlar da şehir hatları arşivlerinden bulunabilir) Çok memnun olur. Hesap doğru yapılmıştır. Anotların tükenmesine daha 16 yıl vardır. Yani 2006 yılına kadar bir sorun yoktur.

* * *
Yıl 2008...

1984 senesinin Ekim ayında yerleştirilen 22 yıllık tutyalar 2006'nın ekim ayında bitmiş ve sonrasında sacın kendisi erimeye başlamış olmalıdır. Evet, öyle de olmuştur... Tutyaların ömrü tükendikten sonra sacın ömrü de tükenmeye başlamış ve ancak iki yıl dayanabilmiştir. (Olay sonunda televizyondaki röportajlarda, çalışanların dubanın son iki yıldır su aldığı söylenmeleri bu hesabı doğrulamaktadır...)

Anafikir;
Hesapsız üst binaların yapılması,
Dubaların birleştirilmesi,
22 yıl dolduğunda müdahale yapılmaması hazin sonucun etkenleridir.

Anafikrin anafikri;
Bilimden uzaklaşılması sonucunda doğaya yenilgi kaçınılmazdır.

Engin Y
Seyyah
Mesajlar: 3492
Kayıt: 04 Ara Sal, 2012 10:41

Re: ist-DN.07 » Karaköy İskelesi Battı - Faciaya Ramak Kala!

Mesaj gönderen Engin Y » 23 Mar Prş, 2017 08:49

İskele battıktan 8,5 yıl sonra ihalesi yapılıyor nihayet..

https://www.ibb.istanbul/Tender/RefIdIndex?refId=15438

Kullanıcı avatarı
Edil Arda
Serbest Geçiş
Mesajlar: 584
Kayıt: 24 Ara Çrş, 2014 00:41

Re: ist-DN.07 » Karaköy İskelesi Battı - Faciaya Ramak Kala!

Mesaj gönderen Edil Arda » 23 Mar Prş, 2017 23:38

ihale dökümanındaki iskele,
Resim

Cevapla

“Deniz Yolları” sayfasına dön