ist-MB.10 » Metrobüs Araçları - Genel Tartışma / Kar

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 06 May Çrş, 2009 21:50

Valla onu bunu bilmem ama ben kesin okunmuş bir adamım :D Bugün şu meşhuuur metrobümbüs hattında menşuurrrrr Phileas' ın fiyaskosuna şahsen tanık oldum :)

Öğlen öncesinde Perpa' ya gitmek üzere bir Capacity araca bindim Haliç köprüsü üzerinde birden durduk ve beklemeye başladık, tabii hemen meraklılar ve şoförle dedikodu yapmak isteyenler hemen muhabbete başladılar, şoförün cevabı araç arızalanmış idi. Nedense herhalde hatta hiç Phileas görmediğimden aklıma bile gelmedi onlardan biri olduğu :) Yaklaşık 5 dk (belki daha az) bir beklemeden sonra hareket edince gördüm ki Halıcıoğlu durağının başında bir araç arkasında yedi sekiz araç bekliyor, Mecidiyeköy' den gelen araçları bekletiyorlar ve o yöne giden araçları ters yöne vermişler. Durağa gelince olayın sebebini gördük bir Phileas rampada bulunan bu durağın başında tırtlamış :D gerçi bakım ekipleri ve görevliler olaya müdahale ediyorlardı ama aracın tam durakta yolda kalması arkasında ki Capacity leri de zor durumda bırakmıştı, o dar yoldan geri geri çıkmaya çalışanlar, ara bölümden ters yöne geçmeye çalışanlar, belki 5 dk dan daha az bir bekleme bile olsa yolcuya çok uzun gelen o süre...

Bunların hepsinin sebebi rampa özürlü metrobüs, aa pardon bu aracın adı değildi :) aracın adı lastik tekerlekli tramvay :D:D kalıveeemiş rampada çıkamayeeee, ittiriveecektik emme İETT dedi bu kendinden kakktımaalıııı son teknolojii :) vallahi ne diyeyim, bu kadar olur, o kadar laf ettim İstanbul' a geldim metrobüse bindim dakika bir gol birrr.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5586
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 07 May Prş, 2009 07:56

Heheheh ...
Bir de şunu gösteriyor, ki bunu konuşmuştuk biz: İki şeritlik bir metrobüs yol sistemi yanlıştı, en azından her yerde üç yol olmalı ki, sıkışıklık olduğunda başka yöne yönlendirme fırsatı bulunsun. Bu her sistem için geçerli, tramvayda da, bazen metroda bile ...

B. Alabay

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 12 May Sal, 2009 12:55

Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Kurumu’nun (CNRS) teknik yenilikler ve kent taşımacılığı konularında çalışmalar yapan araştırma görevlisi Robin Foot, üç yıl önce hazırladıkları raporda, “Phileas” marka Hollanda yapımı metrobüslerin kent taşımacılığındaki sakıncalarını açık bir şekilde vurguladıklarını kaydetti.
Foot, İstanbul için 50 metrobüs alınmasına karar veren yetkililerin ne düşündüklerini anlayamadığını söyledi. Raporda, Phileas’ların, Hollanda’nın Rotterdam Limanı’nda konteyner trafiğini düzenlemek amacıyla geliştirilen araçlardan esinlendiği belirtildi.

Raporda, “manyetik kılavuzlamalı” metrobüslerin kent içi trafikte uygulanmasının neredeyse imkânsız olduğu sonucuna varıldı.
Bunun nedeni olarak, manyetik kılavuzlamanın sürücülere kapasitelerinin çok üzerinde zihinsel bir çaba yüklemesi gösterildi. Yol boyunca yerleştirilen mıknatıslarla aracın bir tramvay gibi kendi güzergâhını bulması anlamına gelen ve bu sayede kamu taşımacılığına tahsis edilen yol şeritlerinin çok daha dar tutulabilmesini amaçlayan sistem, teoride Phileas’ların başlıca teknolojik üstünlüğüydü.

Foot, İstanbul’da olduğu gibi, araçların bu özelliğinin devre dışı bırakılması durumunda klasik araçlardan yaklaşık iki kat daha pahalı olmaları ve tekerlek çaplarının küçüklüğünün yanı sıra, kinetik enerjilerini azaltma amacıyla araç kütlelerinin hafifletilmiş olmasının bir dezavantaj haline geldiğini belirtti.

Foot, Fransız bakanlık uzmanlarının “standartlara uygunluk belgesi” verebilmek için talep ettiği çeşitli deney raporlarını, firmanın bir türlü sunamadığını vurguladı. Foot, “Programları yeniden yazdıklarını, kusurları giderdiklerini iddia ediyorlar, ancak, o kadar süredir belgeleri sunamadıklarına göre ellerinde olmadığı kuşkusu da uyanıyor” dedi. 45 bin nüfuslu Douai kentinin 2005’te satın aldığı, “Phileas’ın küçük kardeşi” olarak da adlandırılan tramvay sistemi “Eveole”, 1.5 yıldır Fransız hükümetinden işletme izni alamadı.

Kent taşımacılığı, en fazla tek bir yeniliğe tahammül ediyor. Phileas’lar manyetik sistemleri yüzünden otobüsle tramvay arası hibrid (melez) araçlar. Ayrıca dizel ve elektrik enerjisi tüketme imkânı yüzünden, ikinci bir hibrid olma özelliği var ki Eindhoven Belediyesi enerji konusundaki bu hibrid’liği değerlendiremedi. Motorları tamamen değiştirip klasik dizele geçti. Bir üçüncü yeniliği, durağa sıfır yanaşmada kızılötesi tekniği kullanması. Deneyler gösteriyor ki, daha önce denenmemiş yeniliklerin sayısını ikiye üçe çıkardınız mı, işin içinden hiç çıkamıyorsunuz.”

Burada muhtemelen ‘teknoloji fetişizmi’ olgusu devreye giriyor.
Bir noktadan sonra bu ergin çocukların kendini denetlemesi ya da MP3, son model bilgisayar gibi cihazlar alıp evlerinde oynaması gerekiyor.”

İETT Phileas’larda bazı teknik değişikliklere gideceğini ve tamamının 1 Mayıs tarihinden itibaren metrobüs hattında sefere başlayacağını bildirdi. Ancak, İETT’nin bu açıklamasına rağmen Phileas’ların tamamı seferlerde yer almıyor.

Şu an seferdeki Phileas sayısı 10’u geçmiyor. Edirnekapı-Söğütlüçeşme hattında kullanılan araçların neden Avcılar istikametine devam etmediği yönündeki sorulara, “Bu hat daha yoğun” diye yanıt veriliyor.
Ahhhh ahhhh, ne güzel denilmiş "İşi ehline emanet ediniz!"

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberD ... ID=1093635

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 13 May Çrş, 2009 10:37

İBB' den karşı atak, tamam bizde bu iş körü körüne kötülensin demiyoruz ama kötü işte :) Dilimde tüy bitti önce şu metinleri kim yazıyor ise doğru düzgün bir Türkçe öğrensin. İBB gibi bir kurumun basın açıklamasında, bir cümle içerisinde 3 farklı zaman kipi ile bir şeyler anlatılmaya çalışılmış ama biraz kafa yormak gerekiyor.

İkincisi konu metrobüs ise neden metrobüsü daha doğrusu Phileas' ı desteklemek için metro inşaatlarından dem vuruyorsunuz? Bu konuda kimse bir tek söz edemez ki! Metro inşaatları metrobüste bu araçlar ile ilgili yaşanan sıkıntıları yok saymamız için bir gerekçemidir? Aman onu iyi yaptılar bu kötü olsa da sineye çekelim midir?
Uluslararası piyasalarda ve yurt içinde yapılan araştırmalarda hatta en uygun aracın Phileaslar olacağı konusu tespit edilmiştir.

* İhale teknik şartnamesinde hiçbir şekilde araç tarifi, ismi, modeli veya herhangi bir markayı çağrıştıracak ifadelere yer verilmemiştir. Şartnamede tamamen teknik spesifikasyonları belirtilmiştir.
Şimdi diyor ki, biz araştırdık en iyisinin Phileas olduğunu tespit ettik, eeee? Sonra şartnameyi yazdık ama şartnamede de firma adı ya da markayı çağırıştırmadık. Güzel, peki nerde şu şartname bir de ben okuyayım, iyi şartname yazarım da, o yüzden okumayıda severim. Firma adı vermeden, firma ya da model marka işaret etmeden de çok rahatlıkla bir araç sistemi tarif edilebilir, zaten bu aracı ancak teknik spesifikasyonları ile işaret edebilirsiniz, dolayısı ile ben şu şartnameyi tam olarak ele geçirip okumayı çok isterim. Bakalım bir şey işaret edilmişmi edilmemiş mi? :) Eğer şartname genel olarak bir aracı işaret ediyor ise neden sadece bu firma katıldı? Demek ki diğerlerinin araçlarının bazı teknik spesifikasyonları şartnameye uymadı. Bunlar nelerdir? Boy farkı mı? Çift taraftan kapılı olması mı? Yoksa klavuzlu sürüş sistemimi? E zaten bunları şartnameye yazdıysanız Phileas ı tarif etmişsiniz. Dedim ya okumak şartnameyi.
* Hollanda menşeili söz konusu araçların alımına karar vermeden önce inşası düşünülen hatların nereler olduğu hakkında çok uzun ve yorucu güzergah çalışması yapılmış, potansiyel yolculuk etütleri çıkarıldı. Avcılar-Cevizlibağ güzergahında 479 bin yolcu/gün var olduğu saptanmıştır. İdeal hattın bu şekilde tespiti yapıldıktan sonra hatta kullanılacak araçlarla ilgili teknik, ekonomik ve mali açıdan projenin fizibil olup olmadığı konusunda çok ciddi bir fizibilite etüt çalışması yapıldı. DPT onayı istihsal edildi.

Araçların seçiminde yalnızca satın alma bedeli dikkate alınmamış, onun yanında ve daha önemli olan işletme maliyetinin minimize edilebilecek ve maksimum faydayı sağlayacak araçların özellikleri saptanmıştır. Aynı faydayı sağlayacak araçların araştırması yapılmış ve sonucunda yolcu yoğunluğu hattın fiziki nedenlerle tek şerit olması gibi zorunluluklarla uzun araçların alınması yoluna gidilmiştir.

Uluslararası piyasalarda ve yurt içinde yapılan araştırmalarda hatta en uygun aracın Phileaslar olacağı konusu tespit edilmiştir.

* İhale teknik şartnamesinde hiçbir şekilde araç tarifi, ismi, modeli veya herhangi bir markayı çağrıştıracak ifadelere yer verilmemiştir. Şartnamede tamamen teknik spesifikasyonları belirtilmiştir.


* Teknik Şartname ortaya konulduktan sonra seçilen aracın bu şartları tamamen eksiksiz olarak karşılaması hususlarına titizlikle uyulmuştur. 140 yıla dayanan uzun bir geçmişi olan ve bu konuda her yönüyle otorite olan İETT’nin teknolojik birikim ve donanımlı teknik ve idari kadrosu böyle bir seçimi çok rahatlıkla yapabilecek kudrete ve bilgi birikimine sahiptir.

*Kamu İhale Kanunu’nun 22/a maddesine göre alım işlemleri gerçekleştirmiştir. Bu
madde tek üreticiliği tarif etmektedir. Bu araçların benzeri şu anda dahi dünyada başka bir firma tarafından üretilmemektedir. Firma tek üreticidir. Tek üretici olduğu için 22/a kullanılmıştır. Bu konuda İdare yetkilileri ve kurumları hukuki sorumluluklarının bilincindedirler.

* Araçların teslim alınması teknik ve idari şartnamede çok detaylı olarak belirtildiği biçimde ve peşin akreditif metoduyla alınmıştır.

* 2 yıl ödemesiz 7 yıl ödemeli olmak üzere uzun vadeli % 2.65 senelik faizle temin edilen dış kredi ile finanse edilmiştir. Kredi mevzuatına göre Hazine Müsteşarlığı izni ve DPT onayı temin edilerek araçların finansmanı realize edilmiştir.

* Bu araçların alternatifi otobüs değil, AB ülkelerin normlarına göre Homologation Lastik Tekerlekli Tramvay olarak alındığı hususuna dikkat edilecek olursa tramvay vagonları ile mukayese edilmelidir. Bir tramvay vagonu bedelinin 2.500.000 $ olduğu dikkate alınmalıdır.

* Araçların satın alındığı firmanın tam adı ve açık adresi aşağıdadır:
APTS: Advanced Public Transport Systems bv/ P.O. Box 1015, NL-5700 MC Helmond/Steenovenweg 1, NL-5708 HN Helmond/ Nederland

* Araçlar direk üreticiden alınmıştır. Üretimin her aşamasında 2 makine mühendisi ve 6 adet usta işçi tarafından firma denetlenmiş ve şartnameye aykırı herhangi bir şekilde imalata izin verilmemiştir. Menşe ülkeden gemiye yüklenmeden her türlü testler yapılmış ve öyle gemiye yüklenmiştir. Şartnamemiz gereği İkitelli garajımıza araçlar getirildikten sonra beher araç asgari 15 gün PDİ testine tabi tutulmuş ve görülebilen her türlü noksanlık herhangi bir bedel ödenmeden tamamlatılmıştır.

* Bir defa daha altını çizerek ifade etmeliyiz ki bu teknolojisi çok yüksek olan araçların olağan şartlarda değil ama olağan üstü şartlarda testleri yapılmış ve araçlar bu testleri başarı ile geçmiştir. İşletme maliyeti yönünden emsal araçlarla mukayese dahi edilemeyecek ölçüde ekonomiktir. Bir defada 300-350 kişi taşıyan bu araçlar BRT hattının ideal araçlarıdır.
Şimdide BRT sistemi oldu :) ayrıca 350 kişi taşıma konusunu tartışmıştık, kağıt üzerindeki kapasitesi bu kadar değil di ama balık istifi oranına göre olabilir :) Bu oran Türkiye ve Asya ülkelerinde kullanılan bir standarttır, AB de metrekareye 4 kişi düşer, Balıkİstifi oranında ise 8 :D:D

http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber ... wsID=17330

Vakit ayırıp tamamını bir okuyun derim, çok faideli bilgiler var.

Ali Rıza K.
Mesajlar: 3
Kayıt: 21 Nis Sal, 2009 00:09

Mesaj gönderen Ali Rıza K. » 15 May Cum, 2009 14:51

İSTANBUL Milliyet
İTÜ’nün ‘İstanbul’a uygun değil’ diyerek olumsuz rapor verdiği, Phileas marka metrobüs aracı Haliç çıkışında yolda kaldı. Yokuşu çıkamayan metrobüs çekici ile Zincirlikuyu’ya götürüldü

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) hazırladığı rapora göre, “İstanbul için uygun olmayan ve çok pahalı bulunan” Hollanda markalı metrobüslerle ilgili tartışmalar sürerken, dün Haliç çıkışında ilerleyen bir metrobüs arızalandı. Arızalanan metrobüsteki yolcular aşağı indirildi. Arka taraftan gelen metrobüsler sebebiyle kuyruk oluştu. Arızalanan metrobüs, çekici ile Zincirlikuyu’ya çekilirken vatandaşlar da bu görüntüye şaşırdı.

‘Paralar çöpe mi atıldı?’
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna’nın, 2003 yılında almak istedikleri ancak, “yol çıkışında sorun olduğu ve rampada arızalandığı” için vazgeçtiklerini söylediği metrobüslerden biri dün arızalandı. Haliç Köprüsü çıkışında yokuştan çıkarken aniden arızalanan metrobüsün arka tarafında diğer metrobüsler birikti. Yolcuları indirilen metrobüs, çekici ile Zincirlikuyu’ya çekilirken ilginç görüntüler oluştu.
İETT’nin acil müdahale aracıyla gelen ekipler, arızayı gidermek için çalışma yaptı.
Arızaya şahit olan bazı vatandaşlar, “2,5 milyon TL çöpe mi atıldı?” diye tepki göstermekten kendini alamadı.
Metrobüslerle ilgili iddialar sürerken, İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk açıklamasında Hollanda markalı araçların rampa çıkamadıkları ve kapılarının kapanmadığı iddialarına tepki göstermişti.

Rapora rağmen alındı
Bu arada, metrobüslerle ilgili iddialardan birisi de İETT’nin İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) hazırlattığı rapordu. Rapora göre, “maliyeti çok yüksek olan metrobüsler, İstanbul için uygun değil ve çok pahalıydı.”
Ancak, İTÜ’nün bu raporuna rağmen, İETT, Hollanda markalı araçları seçmişti.
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberD ... da%20kaldi

Eğer ITU rapor hazırlıyorsa bi dikkat etmek lazım. Ama dinleyen kim?
ITU, bugün "füniküler" diye bildiğimiz bildiğimiz araca türkçe "ipçeker" adını bulmuştu, ama onu da dinleyen olmadı. Başbakanımız bile açılışında fransızca kökenli olan kelimeyi kullandı, ne de olsa daha havalı(?)

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 15 May Cum, 2009 15:12

Evet geçtiğimiz haftalarda da Haliç te kalma hadisesini bizzat ben yaşamış ve iletmiştim. Daha önce yayınladığım rapor içeriğinde yöneticilerin bu aracın teknolojik yenilik olarak sunulan özelliklerinin havasına kapıldıklarını düşündüğünü belirtmişti. Bende aynen bu görüşe katılıyorum.

Maalesef bu sayfalarda İETT yi eleştirmediğim mesajım pek nadir olarak göze çarpıyor biliyorum ama İBB gibi pek çok düzgün iş yapan bir kurumun yanında İETT nin artık ne işi var bunu anlayamıyorum. Hiçbir şekilde İBB yi temsil edemeyen sadece ve sadece bürokrat mantığı ile "iş bu işçi bu, çalışın gitsin" gibi bir mantıkla yürüyen bir hale geldi. Kurumu geliştirmek için yapılan tek iş yeni otobüsler almaktı, son yıllarda ise çok amiyane bir tabir ama tramvay ile bir şey yarıştırılmaya başlandı, pek çok noktadaki tramvay projeleri İETT tarafından sekteye uğratılıyor, ben aynen buna inanıyorum, ve kendileri de zaten metrobüs adını koydukları BRT ki bunu bir türlü türkçeleştiremedik, sistemini tramvay ile eşleştiriyorlar. Ben daha önce bir kaç sefer yazdım, bana salt kurulum maliyeti değil, çevreye etkisi ile ilgili gerçekçi değerlerde verin, bana bir otobüsün tramvaydan daha çevreci olduğunu ispat etsinler.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5586
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 16 May Cmt, 2009 18:33

Ben henuz hicbir metrobuse binmedim, ama bugun 202 ile gectigimde, Phileaslar guzel guzel isliyordu. Ama CapaCity yolda kalmis (cektim).

Basar

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 21 May Prş, 2009 11:30

Tabii ki işliyor, biz hiç işlemiyor hiç çalışmıyor demiyoruz ve tabii ki Capacity lerde arıza yapıyorlar ama en azından diğerinin 3/1 i fiyatına ve bence arıza oranı daha azdır :D buda fiyat/fayda analizinde Capacity i öne geçirir zaten.

Dün Phileas' ın yöneticilerini getirmişler İstanbul' a. Bozacı bulamamışlar Şıracı getirmişler. Bana söyledikleri şeyler hiç makul mantıklı gelmedi. Lafa bak, araçlarımız 185 kişilik, bunun yüzde 15 üstü sorun olmaz diyor sonra diyor ki 270 kişide taşısanız bir şey olmaz, eee ne bu? Bir fıkra vardı her durakta zam gelen maaş diye burda anlatılmaz şimdi ayıp olur, aynı onun gibi her durakta zam geloor her durakta zam gelooor :D
APTS Genel Müdürü Bouwman, “Tramvay istenmiyorsa ondan daha iyi bir araç yapalım dedik. Araçlar 18-25 ve 26 metre uzunluğunda. Lego gibi; kısalıp uzayabiliyor. Araçların kapasitesi normalde 185, ancak bu 230 kişiye çıkabiliyor. Maksimum 270 yolcu alabilir. İzmir’de testler yapıldı. Yüksek ısılar sorun yaratabiliyor” dedi.
Ya adamın Genel Müdür olduğuna eminler mi? Yoksa İETT Genel Müdürümü konuştuda bizimkiler anlamadı? "Lego gibi" :) oyuncak gibi yani, yap boz, ısıya göre genleşerek mi uzuyor? Yani yarın birgün kapasitemiz arttı bunları çöpe atmayalım 32 metre yapalım dersek o da mümkün mü? Bu firma bana biraz "O da var abi, bu da var abi, başka ne lazımdı?" diye soran Tahtakale esnafı izlenimi bıraktı.

Birde dünyada 6 ülke saymışlar satış yaptıkları, ülen bunun 3 ünde problem olduğunu biliyoruz demek ki yüzde 50 başarısızsınız. İstatistiki konuşun göz bağlayıcılığı yapmayın, günah be ipte üfler bunlar ha.
Sorulara yanıtlar
Yetkililer gazetecilerin bazı sorularını şöyle yanıtladı:
İnternet sitenizde araçların 185 yolcu kapasiteli olduğu belirtiliyor. Şimdi kapasite 230 diyorsunuz?
VDL Grup: Metrekare bazında hesaplama yapıldığında 230 kişiye ulaşılıyor.
Phileas’lara 300-350 kişi binerse sorun olur mu?
VDL: Bu mümkün değil, sığmaz.
Phileas servise kondu. Birden garaja çekildi. Neden?
VDL: Bazılarında yağ kaçağı ve hortum arızaları oldu. Kapılar için yazılım değiştirmek zorunda kalındı. Laboratuvarda her şeyi test etmek mümkün değil. Bu nedenle İstanbul’da sefere başladık. Otobüsleri denemiş, çıkan sorunları da böylece gidermiş olduk.
Neden teslimatta gecikme yaşandı?
VDL: İETT’nin ilave istekleri oldu. Bunları yerine getirdik. Klima ve kapılarda değişiklik istendi. Uzaması üzerine yeni talepler almadık.
Araçların bir bölümü neden hâlâ garajda bekliyor?
VDL: 3-4 hafta içinde testler ve eksiklikler tamamlandıktan sonra sefere başlayacaklar.
Sürücülerden kaynaklı sorun var mı?
VDL: Sürücüler eğitiliyor.
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberD ... ID=1097069&

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5586
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 21 May Prş, 2009 12:08

Bu Lego prensibi şimdi bana garip gelmedi, tanıdığım bir terim. Belki ondandır. Yani gerektiğiğ gibi tıkıştırırsın demek.

O %15 ile üst sınırı da anladım. O Almanya'da da öyle söylenir. XXX normal, %15 fazla taşır (problemsiz)ş asgari XYZ de taşınabilir (tavsiye etmeyük), üstüne de çıkarsan garantisi çüs, çünkü aştın.

Metrobüs beni hiç çekmedi, etkilemedi. Sistem iyi, güzel. Ama işte. Normal (!) olması gereken tercihli bir otobüs yolu sistemine metrobüs demişler. Eh hadi işte. Ama önde üstte Söğütlüçeşme-Bilmemne yazıor. Altta da sarı "Söğütlüçeşme'ye gider". Yahu, arkasına bari bir de "Bilmemnereye de işte citmez" yazsalar bari :-/ Ne mantık ise ... aklım bunda zorlanıyor. Hep diyorum TEK YER VE YÖN YAZIN!

Başar

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5586
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 23 May Cmt, 2009 14:34

Bak, o Fileyaspaslara lâf kondurtmam ha! Kemâl ile bunu dün tasdikledik. Bir şoför yine biraz ıdıvıdı yaptı da, bu sefer koçumuzun ismini höt diye bir ortaya oturttum, adam özür diledi :lol: Yahu, amma da zormuşuz bazen ...
Bugün 202 alternatif bir şekilde Acıbadem-Capitol yolundan tırmandı, çiftkatlının motoru patlarsa n'oluruz diye düşündüm. Eh abiler, kardeşler, bura Estanbol!

Başar

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 23 May Cmt, 2009 23:16

Bir kere binip notunu verdin yani, ben hiç binmedim Başar ama yine notunu verebiliyorum ahanda 0, yazı ile de SIFIR. :) Bakalım bugünkü gazeteler ne yazıyor :):

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDak ... ID=1098164

http://www.haber7.com/haber/20090523/IE ... -cekti.php

Şimdi farzedelim ki ben biyolojik olarak düşünebilen bir hayvanım, evrimimi tamamladığım için bu düşüncelerimi dile de getirebiliyorum, sonra şu ifadeleri okuyup soru da sorabiliyorum, soralım bakalım: üst alıntılar Milliyet alt alıntılar Haber7 ye aittir, bu şekilde iki yayın organının yorum farkınıda görmüş olacağız.
Araçlarda yaşanan sorunları madde madde değerlendiren Öztürk, ilk olarak araçların yokuş çıkamamasına ilişkin iddiayı ele aldı. Öztürk teknik şartname çerçevesinde, araçların yüzde 2.5'lik eğimde 40, yüzde 12 eğimde ise 15 kilometre hızla ve tam yüklü olarak çıkması gerektiğini, çıktığını ve bu anlamda herhangi bir teknik sıkıntı yaşanmadığını kaydetti.
Phileas'ların, yüzde 2,5 eğimde saatte 40, yüzde 12 eğimde saatte 15 kilometre hıza ulaşabildiğini vurgulayan Öztürk, bu araçlarla Gümüşsuyu'ndaki yokuşta, içinde 250 kişi bulunurken deneme yapacaklarını bildirdi.
Peki neden meydana gelen arızaların çoğunluğu Haliç rampasında meydana geliyor? Neden araçlar Sefaköy güzergahında hiç kullanılmıyor? Yoksa bizim şu füze rampası dediğimiz hani dizel olduğu için hibritten çekişi daha güçlü olan otobüslerin bile zorlandığı Sefaköy rampasında? Ya da şu oldukça uzun mesafeli Avcılar rampasında? Hadi sizin dediğini Barbaros' ta yapılsın.
Araçlarda bulunan elektronik kılavuzlama sistemine ilişkin soru üzerine Öztürk, "Bu sistem şuanda bu araçların üzerinde çalışır şekilde var. Ancak bu sistemin çalışabilmesi için yol envanterinin düzenlenip nihai noktaya geldikten sonra manyetik takozların çakılması gerekiyor. İstanbul şartlarında elektronik kılavuzlama sistemi var olmasına rağmen şoförsüz çalıştırmayı düşünmüyoruz. Çünkü biz işletmeciyiz, şoför her halükarda aracın içerisinde olmalıdır bir takım nedenlerden dolayı. Sistem kullanılacak, şoför olsa da kullanılacak" dedi.
Öztürk, aracın hızı 70-80 kilometre iken ön tekerleklerinden birinin lastiğinin parçalanması veya patlaması halinde bile aracın hattan çıkmadığını, bu derece güvenli olduğunu vurguladı.
Çünkü biz işletmeciyiz!!! İlginç bir ifade, o zaman bu otobüsü sadece klavuzlu sistemi ile kullananlar işletmeci olmayacaklar? Mesela ben şimdi parayı bassam alsam bir tane sizin şu tercihli yolda klavuzu ile tek başına bırakıp kullanabilirmiyim? Bir tur be abi? He? Tabii ki şoför her halukarda aracın içinde olmalıdır, uçaklarında oto pilotu hatta otomatik iniş sistemi var ama pilotu da var? Peki madem şoföre ihtiyaç var bu aracın fiyatını arttıran bu ana özelliği neden satın aldınız? O zaman tramvaylar ile bir şey yarıştırırken 2-0 öne geçerdiniz 4 te 1 ine aldık derdiniz, olmaz mıydı?

Yoldan kesinlikle çıkmayacak! Ne kadar iddialı bir söz. 70 km hızı çok küçümsüyoruz bence, klavuzlama diyince yoksa araçları şu yerden klavuzlu otobüsler ile mi karıştırıyorsunuz? :) Onlarda hüsrana uğradı biliyorsunuz, onlarda tramvaya rakipti ama olmadı işte, gelecekte bir gün belki olacak aynı Phileas gibi, ne diyor yapımcısı "bu yeni bir teknoloji henüz test aşamasında" :D
hibrit sistem ile normal dizel araç arasındaki fiyat farkı yalnızca hibrit olması nedeniyel 180 bin Euro'dur. Bu aracın dört kapı sağında, dört kapı da solunda var. Bunun getirdiği yük 100 bin Euro" diye konuştu.
Çünkü söylenmeyen, dikkate alınmayan bir şey var. Bu araç yüzde 20-40 yakıt tasarrufu sağlıyor. 3 solo otobüsün taşıdığı yolcu sayısını taşıyor. Sadece şoför nedeniyle İETT'nin tasarrufu ayda 30 milyar liradır'' yanıtını verdi.
1.5 milyon euro için gülünç bir açıklama, kapı başına 100 bin euro ise cevap beni tatmin eder :D aksi takdirde sadece 280 bin eurocuk fark var demektir Capacityler ile. Hadi sizinkinin boyu da uzun 120 de onun için verdim etti 400, onu yuvarladım etti 500 bin eurocuk. Ama hala Capacityler Phileastan ucuz? Ha klavuzlama sistemi var doğru, ama diyorum ya. Mesela ben bir araba alırken kullanmayacağım özellikleri olan bir araba almam, siz alırmısınız?

Aslında Haber7 de yer alan ifade olayın özetidir. 3 solo otobüsün yolcusunu taşımak. Evet doğru işte bu yüzden Sizin metrobüsünüz yani Phileasını ancak otobüs ile kıyaslanabilir. İşte çelişkiniz sayın İETT Genel Müdürü. Hani tramvaydı karşılığı ama tramvay 250 kişi taşıyor? Hemde tek bir araç ile set olarak 500 :) Nasıl yapıcaz şimdi? Nerden kıvıralım, hadi ben kıvırma payı bırakayım dedim ya mesaj orada şoförden tasarruf. :) Yani yine İnsan Kaynakları çalışması, insandan tasarruf ;)
Öztürk, yolcu kapasitesine yönelik bir soruya da, şartname de asgari 200 kişi olarak belirtildiğini kaydederek, Avrupa normlarında metrekare başına 6 kişi düştüğünü, İstanbul şartlarında ise bunun metrekare başına 8 kişi olduğunu belirtti. Aracın kullanım alanı hesaplandığında aracın hiçbir sıkıntı çekilmeden 280 kişi alarak hareket edebileceğini ifade etti.
Teknik şartnameye göre aracın asgari yolcu taşıma kapasitesinin 200 kişi olduğunu, 280 yolcuya kadar sıkıntı olmadan çalışabildiğini kaydeden Öztürk, yolcu sayısının Avrupa normlarında metrekareye 6, İskandinav ülkelerinde 4, İstanbul'da ise 8 kişi olarak hesaplandığını anlattı.
Phileas' ın yetkilileri diyor ki: araç standart olarak %15 fazlasını taşır. Alles klar, ich verstehe. Aber, darf ich Sie was fragen? :) Aber nein, es bringt nichts. Sie können ja nur Türkisch. O zaman şöyle söyleyelim : 185 + %15(27,75)=212,75, bunu da yuvarlarsak 213 kişi. Yani firma bu güvenlidir diyor, ama siz aylardır bu araçları bir 230 bir 250 diye bize sattınız, yoksa bu aracın adı metrobüsten tramvaya dönmeden öncemiydi?

Hadi bunu unuttuk, şu Avrupa normları, standartı kim belirliyor? :) Yani 6 kişi denilmiş ya, evet bir zamanlar bu 6 kişiydi aslında tabii halen 6 kişi ama, bu birazda yorum ile alakalı değil mi? Toplu taşımacılığın bazı normlarıda konforlu bir yolculuk için 4 kişiyi öngörür, evet insani şartlarda yolculuğun kıstası metrekarede 4 kişi, bu İstanbul gibi kalabalık şehirler için 6 kabul edilebilmektedir, 8? Bilmiyorum, bu olsa olsa Hint ya da Asya standartı olabilir. İskandinav ülkelerinde 4 kişiymiş, neden ki orası soğuk? aslında daha kalabalık araçlar ile ısıtmadan tasarruf edilebilir, bak İskandinavlar bunu akıl edememiş. Ha ama bu yüzden herhalde yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu ülkeler arasındalar, İstanbul 124 ncü sıraya çakıldı kaldı, metrekareye 8 kişi ile 130nculuğa oynarız seneye. Dedim ya aslında bu metrekare işi tamamen yoruma bağlıdır.
Phileas firmasından başka araç alınıp alınmayacağı yönündeki bir soruya da Öztürk, "Bana sorsanız bütün bunlara rağmen kaynaklarınız müsait olsa, ara hattınız müsait olsa ben yine alırım bu araçları" dedi.
Tabii ki, sonuçta parası cebinizden çıkmadı, ama keşke o cebinizden çıkıyormuş gibi içiniz sızlasa idi. Yıllarca kaldırım yap bozu, asfalt yap bozu derken verdiği paraların nereye gittiğini sormamaya alışmış biz garibanlar bunu da sormayacağız nasıl olsa. Umuyoruz ki bizler yanılır ve yalancı çıkar tüm bu sözlerimizi yani tükürdüğümüzü afiyetle yalarız. Ya da sizler araçların arka camına şöyle bir etiket yapıştırabilirmisiniz? "Fiziki ve Sinirsel Testleri İstanbul Halkı Üzerinde Gerçekleştirilmiştir"
Toplantının ardından metrobüs araçlarıyla ilgili herhangi bir sorun yaşanmadığını göstermek için basın mensuplarıyla Edirnekapı-Söğütlüçeşme arasında bir yolculuk gerçekleştirildi. Yolculuğun dönüşünde Edirnekapı durağında bir süre beklenmesi üzerine basın mensupları araçtan inince yaklaşık 8-9 aracın ardarda dizildiği ve en öndeki tartışmalı marka Phileas'a ait bir aracın arıza yaptığı bir manzarayla karşılaştı. Bir vatandaş 40 dakikadan beri durakta beklediklerini söyledi.
Bu çok normal, olabilir yani. Bir Capacity de yolda kalabilirdi, hatta içine binilmiş olan araçta kalabilirdi, aslında sadece talihsizlik ama ben bunu anlamlı bir talihsizlik olarak görüyorum. 40 dk lık bekleme ise abartılı, bunu daha önce açıklamıştım psikolojik olarak toplu taşıma araçlarında yolda kalan ya da durakta bekleyen insanlar bu süreyi abartırlar. 40 dk lık bir beklemeye inanmak istemiyorum.
Edirnekapı İETT Garajı'na dönüldükten sonra yeni bir açıklama yapan Öztürk ise, sorunun yanlış butona basılmasından kaynaklandığını dile getirdi.
:D Ehi, hangi buton bu. Phileas' ın şu testleri yapan ekibine söyleyelim de bir etikek yapıştırsın ya da o kadar para verdik yahu ters tarafa kapı yapan adam o butonun yerini de değiştirir. Yoksa bu buton "İnecek Var" butonu mu? :D :D Şu anki verilere göre Phileaslar yolcu taşımaya uygun değil de hahahahaaha meğerse o butonlar başka işe yarıyormuş, daha mantıklı bir açıklama beklerdim.

Eh biliyorum biraz fazla Mr. Spock takılıyorum. Benim için her şey mantık ama dedim ya sanırım ben bir üst halkadayım. Fakat ciddi bir sorun var besin zincirinde bir üst halka da değilim, yani o zincirin en üstünde vatandaşın parası ile vatandaşa hizmet edenler var.

Aşağıdaki alıntılar Haber7 de yer almıştır, ve arıza ile ilgili durumları içermektedir, ve diğer yayın organında verilmeyen benim istediğime yakın makul ve mantıklı açıklamaları kısmen içermektedir.
Öztürk, kavisli yerlerde butona basılarak aracın yükseltildiğini, ancak yanlış butona basılması halinde aracın yere oturduğunu belirterek, şoförün paniğe düşmesi halinde aracın stop edeceğini kaydetti.

Öztürk, bir maç çıkışında insanların araca fazla yüklenmesinden dolayı ''şaft dağıtması'' durumu yaşandığını, başka bir aracın ise Haliç Köprüsü'nde şoför hatasından dolayı arızalandığını kaydetti.

Bu sabah iki ayrı metrobüste kapılarla ilgili yaşanan arızaların nedeninin sorulması üzerine de Öztürk, kapıların hareketinin optik sensörle sağlandığını, yakınında bir şey olması halinde kapının kapanmadığını ve buna bağlı olarak araçların çalışmadığını anlattı.

Gazetecilerle Edirnekapı Garajı'na gelerek turu tamamlayan Öztürk, durakta bir Phileas aracının, şoförün yanlış butona basmasından dolayı arıza yaptığını söyledi.

Öztürk, ''Yine yanlış butona basma meselesi. Bu bir kullanım hatasıdır. Hatanın giderilmesi en fazla 5 dakika sürdü'' dedi.
İyi de niye kaviste aracı yükseltiyor alçaltıyor, bence o daha çok şu buton olmasın? Modern pardon, yaşam kalitesi yüksek şehirlerde, yolculara insani şartları sağlayabilmek adına otobüsler duraklarda yan yatarlar, bunuda körük tabir ettiğimiz hava ile çalışan balon gibi aletler vasıtası ile yaparlar. İşte şu ikide bir sözünü ettiğiniz Avrupa normaları yani EN e göre, toplu taşımacılıkta kullanılan yüksek kapasiteli tekerlekli araçlar ve yük taşımacılığında kullanılan araçların taşıma sistemi makaslı değil körüklü olmak zorundadır, neden? Asfaltın ömrünü uzatmak, aracın ömrünü uzatmak, konforlu bir taşımacılık yapabilmek için. Veeee otobüslerdeki bu körükler bakım onarım esnasında içindeki hava azaltılarak aracın alçalıp yükselmesi sağlanabilmektedir, çok basit bir şekilde bir otobüs bakım atölyesinde buna şahit olabilirsiniz, bunun kavisle alakası ne? O zaman buradan ortaya şu sonuç çıkıyor "Araç İstanbul' a uygun değil" çünkü İstanbul' da düzgün yol yok ;)

Şaft ve kapı arızları ise çok normal bunlar tüm araçlarda meydana gelebilecek sorunlar. Sensörler ile ilgili sorun ise şehrimizde ki yoğun yolculuk talebi ile alakalı, bu sensörler önceden tramvaylarda dahi iptal edilmişti, KTA ve Bombardierlerde aktif ama sanırım kullanılmıyor, tam emin değilim. Bu araçlarda da muhtemelen iptal edilerek sorun aşılacaktır çünkü yapacak başka bir şey yok.

Daha alıntı yapacağım bu biraz okunsun değineceğim şeyler var.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18158
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 24 May Pzr, 2009 00:18

Evet, diyorum ya objektifliği koruyalım işte başka bir kaynakta yolda kalan araç ile ilgili haber

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=1 ... 2009/05/24
Dönüşte ise basın mensuplarının bulunduğu metrobüsün önünde seyreden Capacity marka otobüs arızalandı. Arızalanan otobüs yeniden çalıştırılıp yoluna devam edene kadar onlarca araç arkada birikti.
Burada da yolda kalan aracın Capacity olduğu yazıyor, şaka gibi :) Ama yine bunun bütün sebebi milleti doğru düzgün bilgilendirmeyen yönetimlerindir. Ortalık tabir salatalığı, metrobüs, BRT, LRT, cart curt :) otobüs işte be.
Basında yer alan haberlere bakılınca bir bilgi kirliliği gördüğünü anlatan Mehmet Öztürk, bu araçların otobüslerle değil tramvaylarla kıyaslanması gerektiğini söyledi. 18 kilometrelik bir tramvay hattı için 950 milyon dolar harcanması gerektiğini vurgulayan Öztürk, bir tramvayın 2,5 milyon dolar değerinde olduğunu, kıyaslayınca metrobüsün daha uygun maliyetli olduğunun görüleceğini dile getirdi.
Aha yakaladım. :) hehehehe şimdi kıyas yapmamız gereken araçlarmı sistem mi Sayın Başkan. :) Hangi ülkenin kitabında toplu taşımanın setup maliyetini karşılamak için çalıştırılması var? Demiryolunda böyle bir kriter yok, metrobüste de olmamalı neden çünkü KAMU HİZMETİ. Ha bizim için para önemli ama siz burada sistemin kurulum maliyeti ile kıyas yapıyorsunuz? Yani tercih sebebiniz alt yapı araçların ucuz olması değil, ki bence ucuzda değil.

Cevapla

“Toplu Taşıma Araçları” sayfasına dön