bur-T.10:04 » Yerli Üretim Tramvay "İpek Böceği" - Durmazlar
- Kamil16
- Müdavim
- Mesajlar: 919
- Kayıt: 08 Tem Pzr, 2012 10:44
İlk Yerli Tramvay
Seri Üretim sürecini hızlandırmak için geliştirilen, İpekböceğinde Yerlilik oranı %50 imiş.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/215 ... yazarid=44
İpekböceğinin gelişimi ayrıntılı olarak aşağıdaki linkte verilmiş.
http://www.bursadabugun.com/haber/bursa ... 15130.html
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/215 ... yazarid=44
İpekböceğinin gelişimi ayrıntılı olarak aşağıdaki linkte verilmiş.
http://www.bursadabugun.com/haber/bursa ... 15130.html
- Özgür Türkler
- Yıllık Paso
- Mesajlar: 366
- Kayıt: 15 Oca Prş, 2009 08:44
Durmazlar yönetim kurulu başkanı bir yerel gazetey aşağıdai beyanatı vermiş, sertifikasyon testleri bitti demekmidir bu acaba?
Bir yazarla yaptığı söyleşide de sertifikasyon sürecini kısaltmak için parçaların bir bölümünü piyasada sertifikası hazır olan, kendini kanıtlamış ürünlerden kullandıklarını zamanla bu parçaların yerine kendi parçalarını üretip sertifikalarını alınca o parçalarla üretime devam edeceklerini söylemiş. İşte aklın yolu bir, doğru yolu bulmuşlar sonunda, her şeyi ben üreteceğim diye kasmanın anlamı yok. ARGE yapıp geliştirdikçe sisteme monte edersin kendi parçalarını, bu gerçekleşene kadar da hazır olanları alıp kullanırsın, kimse de sana küsmez niye %100 yerli değil diye...AR-GE yatırımlarının karşılığını vermeye başladığını söyleyen Hüseyin Durmaz, "Türkiye, tasarım ve teknoloji alanında, ürün geliştirme konusunda ne kadar ileriye gittiğini bütün dünyaya gösteriyor. Durmazlar Makine olarak bizler de ortaya koyduğumuz emeğin ülkemiz açısından yarattığı katma değeri görünce gurur duyuyoruz. İpekböceği tamamıyla Türk mühendislerinin başarısıdır. Araca uygulanan 30 yıl yaşlandırma, çekme, kopma ve statik gibi testlerin sonucu da bu başarının kanıtı oldu. Birçok araç bu testlerde defalarca denemeye rağmen başarılı sonuç alamazken, İpekböceği daha ilk denemede sertifikasını aldı. Gelişmiş teknolojisini ve güvenlik sistemlerinin yeterliliğini ispatladı. Bu ülkemizin büyük bir başarısıdır" dedi.
-
- Serbest Geçiş
- Mesajlar: 741
- Kayıt: 28 Eyl Çrş, 2011 15:47
-------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye'nin ürettiği ilk tramvay Almanya'da görücüye çıktı
Türkiye'nin, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin öncülüğünde Durmazlar Makine tarafından geliştirilen ilk yerli tramvayı 'İpekböceği', dünyanın en büyük raylı sistemler fuarı Innotrans 2012'de uluslararası arenaya çıktı. Fuar ziyaretçilerinin büyük ilgi gösterdiği tramvayın birçok testten başarıyla geçtiği bildirildi.
Almanya'nın Berlin kentinde iki yılda bir düzenlenen ve bu sene 11'inci kez düzenlenen Innotrans 2012 Fuarı'na, Türkiye'nin ilk tramvay markası İpekböceği damgasını vurdu. Siemens, Bombardier ve Alstom gibi güçlü markalarla dünya çapında rekabet etmeye hazırlanan ve dünyanın 7. tramvay markası olan İpekböceği büyük ilgi görüyor.
Tasarımı, mekanik aksamları ve dijital teknolojileri de dahil olmak üzere tamamı Durmazlar Makine tarafından geliştirilen İpekböceği, 56 kişilik bir Ar-Ge ve 60 kişilik bir üretim ekibinin 2,5 yıl süren yoğun çalışmaları sonucu tamamlandı. Kapasitesi 250 kişi olan ve tam doluyken yüzde 8.2'lik eğimi tırmanabilen tramvayın 'Bogie' olarak adlandırılan yürüyen aksamı da aynı ekibin imzasını taşıyor. Gelişmiş teknolojiye ihtiyaç duyan 'Bogie' üretimi şu anda Türkiye de dahil sadece 6 ülkede gerçekleştirilebiliyor.
İpekböceği'nin güvenlik sistemleri de son derece gelişmiş bir teknolojiye sahip. 5 ayrı fren modülü, yüklü halde 50 tonu geçen aracın acil durumlarda maksimum 46 metrede durmasını sağlıyor. Modüllerden herhangi birinin arızalanması durumunda ise ek koruma sistemleri devreye giriyor. Durmazlar Makine kısa vadede yılda 100 adet tramvay üretmeyi hedefliyor.
Durmazlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, Ar-Ge yatırımlarının karşılığını vermeye başladığını belirterek, "Türkiye, tasarım ve teknoloji alanında, ürün geliştirme konusunda ne kadar ileriye gittiğini bütün dünyaya gösteriyor. Durmazlar Makine olarak bizler de ortaya koyduğumuz emeğin ülkemiz açısından yarattığı katma değeri görünce gurur duyuyoruz. İpekböceği tamamıyla Türk mühendislerinin başarısıdır. Araca uygulanan 30 yıl yaşlandırma, çekme, kopma ve statik gibi testlerin sonucu da bu başarının kanıtı oldu. Birçok araç bu testlerde defalarca denemeye rağmen başarılı sonuç alamazken, İpekböceği daha ilk denemede sertifikasını aldı. Gelişmiş teknolojisini ve güvenlik sistemlerinin yeterliliğini ispatladı. Bu ülkemizin büyük bir başarısıdır." dedi.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habern ... cuye-cikti
-------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye'nin ürettiği ilk tramvay Almanya'da görücüye çıktı
Türkiye'nin, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin öncülüğünde Durmazlar Makine tarafından geliştirilen ilk yerli tramvayı 'İpekböceği', dünyanın en büyük raylı sistemler fuarı Innotrans 2012'de uluslararası arenaya çıktı. Fuar ziyaretçilerinin büyük ilgi gösterdiği tramvayın birçok testten başarıyla geçtiği bildirildi.
Almanya'nın Berlin kentinde iki yılda bir düzenlenen ve bu sene 11'inci kez düzenlenen Innotrans 2012 Fuarı'na, Türkiye'nin ilk tramvay markası İpekböceği damgasını vurdu. Siemens, Bombardier ve Alstom gibi güçlü markalarla dünya çapında rekabet etmeye hazırlanan ve dünyanın 7. tramvay markası olan İpekböceği büyük ilgi görüyor.
Tasarımı, mekanik aksamları ve dijital teknolojileri de dahil olmak üzere tamamı Durmazlar Makine tarafından geliştirilen İpekböceği, 56 kişilik bir Ar-Ge ve 60 kişilik bir üretim ekibinin 2,5 yıl süren yoğun çalışmaları sonucu tamamlandı. Kapasitesi 250 kişi olan ve tam doluyken yüzde 8.2'lik eğimi tırmanabilen tramvayın 'Bogie' olarak adlandırılan yürüyen aksamı da aynı ekibin imzasını taşıyor. Gelişmiş teknolojiye ihtiyaç duyan 'Bogie' üretimi şu anda Türkiye de dahil sadece 6 ülkede gerçekleştirilebiliyor.
İpekböceği'nin güvenlik sistemleri de son derece gelişmiş bir teknolojiye sahip. 5 ayrı fren modülü, yüklü halde 50 tonu geçen aracın acil durumlarda maksimum 46 metrede durmasını sağlıyor. Modüllerden herhangi birinin arızalanması durumunda ise ek koruma sistemleri devreye giriyor. Durmazlar Makine kısa vadede yılda 100 adet tramvay üretmeyi hedefliyor.
Durmazlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, Ar-Ge yatırımlarının karşılığını vermeye başladığını belirterek, "Türkiye, tasarım ve teknoloji alanında, ürün geliştirme konusunda ne kadar ileriye gittiğini bütün dünyaya gösteriyor. Durmazlar Makine olarak bizler de ortaya koyduğumuz emeğin ülkemiz açısından yarattığı katma değeri görünce gurur duyuyoruz. İpekböceği tamamıyla Türk mühendislerinin başarısıdır. Araca uygulanan 30 yıl yaşlandırma, çekme, kopma ve statik gibi testlerin sonucu da bu başarının kanıtı oldu. Birçok araç bu testlerde defalarca denemeye rağmen başarılı sonuç alamazken, İpekböceği daha ilk denemede sertifikasını aldı. Gelişmiş teknolojisini ve güvenlik sistemlerinin yeterliliğini ispatladı. Bu ülkemizin büyük bir başarısıdır." dedi.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habern ... cuye-cikti
-------------------------------------------------------------------------------------
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18158
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Ooooo gelelim asıl konuya
Evet arkadaşlar dediğim gibi muhtemelen bolca resmini belki videolarını ve yorumları başka yerlerde okumuşsunuzdur, ben hem gündüzün yorgunluğu ile geceleri fırsatım olmadığından hemde bir Berlin'de yabancı kaldığımdan internet ile ilgili sıkıntı yaşadım, dolayısı ile sizlere bilgi aktaramadım.
Öncelikle araç hakkında şunu söyleyeyim, ben beğendim, güzeldi keşke daha önce yapılan KIRMIZI rengi ile gelseydi ve keşke o ara yolda değilde daha önde bir yerde sergilense idi. Bu araç iddialı bir şekilde sunulmalı idi diyorum. Ben giderkende pek ümitli değildim ama açıkça söylüyorum orada gerek işin sorumlularını gerekse Durmazlar Makine'nin sahibi Hüseyin Bey' e de ilettiğim gibi ben bu kadar bir araç beklemiyordum, şu hali ile bu kısa sürede ortaya çıkan iş harika.
Aracın dış tasarımı ile ilgili söyleyebileceğim pek bir şey yok, o kafayı taktığım aynalar araçta yanlar için kamera kullanılsa bile süs olarak bile kalmalı, çünkü BÖCEK olayını tamamlıyor. Kaporta tasarımında tek hoşuma gitmeyen arka tarafı, fazlası ile otobüs vari görünüyor ama değişik, yani benim hoşuma gitmeyen tek yönü o oldu kaportada.
Aracın iç tasarımınıda fazlası ile beğendim, boji alçak tabanlı bir araç için üretilmiş olduğu için ortada bir boşluk var fakat bu boşluk bugüne kadar gördüğüm diğer araçlardan daha iyiydi ve arada yükselti de yok, yani düz ayak devam ediyorsunuz. Ama bir düzeltme yapalım araç İstanbul'daki tramvaylardan dar diye duydum yaklaşık bir 15 cm. genişlik farkı var anladığım kadarı ile bu yüzden İpek Böceğinde boji üzerine yan yana iki koltuk koymak olayı öldürürdü ama iyi bir tasarım ile kotarılmış ve o ara çok ferah göründü bana, bir diğer konu camlar çok ışık alıyor aracın içi çok ferah hissediliyor. Bir iki tasarım dokunuşu isteyen iş var, hem yolcu hemde tamirci için yazmayayım şimdi
Araçta tekerlekli sandalye için özel bir alan bırakılmış, burada makinistin elle açıp kapatacağı bir rampa yapılmış, ama hoşuma gitmeyen şeylerde oldu birincisi tekerlekli sandalyedeki yolcu için emniyet kemeri yapılmış bir de tekerleklere takması için 2 adet kanca, ben bu sistemi yanlış buldum, orada ki konuşmada tasarımdaki Bayan izah ettiğinde okey dedim ama sonra tekrar düşününce biraz yanlış geldi, halkımız yardımcı ya da değil, tekerlekli sandalyedeki bir kişi kendi işini kendi görecek şekilde yardımcı olmalıyız, o kemer sistemi yerine halen üreticilerin kullandığı basit tutamak kayışı benzeri yapı olabilirdi diye düşünüyorum ama zarar verilirse bu seferde böyle bir yolcu bindiğinde kullanamayacağı bir şey ile karşılaşacak, bizde bu kadar vandalizm yok aslında ama belki de en doğrusu firmanın yaptığıdır.
Aracın bojisi Durmazlar makine tarafından üretilmiş, bu açıdan ilginç yenide bir teknik denemişler, bojilerin her iki tarafı birbirinden bağımsız süspansiyona sahip yani çapraz eğilme hareketi dahi yapabiliyor, tabii bunun için tekerlekler bir aks ile birbirine bağlı değil, boji de 2 adet Siemens Cer Motoru kullanılmış, bu hali ile boji tasarımınında yerli olduğunu görmek ve öğrenmek beni çok mutlu etti.
Aracın yazılımıda yerli, bunu görmek beni daha da mutlu etti, orada makinist panelindeki yazılımı yapan arkadaş ile tanıştık ve bizi tatmin edecek bir sunumda yaptı, bu da hoşuma gitti tabi burada şunu belirtelim yazılım yerlimi kavgası yapmıştık ve ben inanmadığımı söylemiştim ama gerçekten bu kontrol paneli üzerinden kumanda etme kısmını yapmışlar, tabi araç tam olarak canlı olmadığı için orada sürüş imkanıda olmadığı için pratikte görme şansımız olmadı (olacak inşallah) fakat bu hali ile bana fazlası ile yeterli bir program olarak göründü. Tabii ki komponentler kendilerine ait yazılımları kullanıyorlar ve onlar firmalar tarafından sağlanıyor ama Durmazlar'a kendi yazılımının donanıma erişmesi için gereken bağlantı kodlarını veriyorlar, yani burada yerli kavgasına girmenin gereği yok, yazılım kısmı göründüğü kadarı ile başarılmış.
Başka detay olarak aklıma gelen klimalar var, mevcutta klimalar şu an aklıma gelmeyen ve yine not almayı unuttuğum bir İtalyan firmasına ait, ilk etapta da bu şekilde kullanılacak ama ileride yerli firmalar ile çalışmalar planlanıyor, benim kafayı taktığım iklim testleri hadisesi vardı, yani klimadan ziyade aracın -50 +50 derece performansı, bunun için RINA isimli bir firma ile anlaşıldığı ve bu testlerin italya'da yapılacağı dile getirildi ama şunu söylemem lazım benim kast ettiğim test mi yoksa klimaların araçtaki performansı ile ilgilimi orada cevaptan emin değilim, çünkü çok kişi aynı anda konuştuğu için bende bazı cevaplar karıştı ya da sorularım tam aksetmedi gibi bir his var.
Aslında bu mesajı resimler ile süsleyecektim ama yaza yaza bir hal oldum, belki alıntılar ile soru sormak isteyen olur diye böyle bırakayım bir sonraki mesajımda fotoları gireceğim, 5 dk. ara veriyorum.

Öncelikle araç hakkında şunu söyleyeyim, ben beğendim, güzeldi keşke daha önce yapılan KIRMIZI rengi ile gelseydi ve keşke o ara yolda değilde daha önde bir yerde sergilense idi. Bu araç iddialı bir şekilde sunulmalı idi diyorum. Ben giderkende pek ümitli değildim ama açıkça söylüyorum orada gerek işin sorumlularını gerekse Durmazlar Makine'nin sahibi Hüseyin Bey' e de ilettiğim gibi ben bu kadar bir araç beklemiyordum, şu hali ile bu kısa sürede ortaya çıkan iş harika.
Aracın dış tasarımı ile ilgili söyleyebileceğim pek bir şey yok, o kafayı taktığım aynalar araçta yanlar için kamera kullanılsa bile süs olarak bile kalmalı, çünkü BÖCEK olayını tamamlıyor. Kaporta tasarımında tek hoşuma gitmeyen arka tarafı, fazlası ile otobüs vari görünüyor ama değişik, yani benim hoşuma gitmeyen tek yönü o oldu kaportada.
Aracın iç tasarımınıda fazlası ile beğendim, boji alçak tabanlı bir araç için üretilmiş olduğu için ortada bir boşluk var fakat bu boşluk bugüne kadar gördüğüm diğer araçlardan daha iyiydi ve arada yükselti de yok, yani düz ayak devam ediyorsunuz. Ama bir düzeltme yapalım araç İstanbul'daki tramvaylardan dar diye duydum yaklaşık bir 15 cm. genişlik farkı var anladığım kadarı ile bu yüzden İpek Böceğinde boji üzerine yan yana iki koltuk koymak olayı öldürürdü ama iyi bir tasarım ile kotarılmış ve o ara çok ferah göründü bana, bir diğer konu camlar çok ışık alıyor aracın içi çok ferah hissediliyor. Bir iki tasarım dokunuşu isteyen iş var, hem yolcu hemde tamirci için yazmayayım şimdi

Araçta tekerlekli sandalye için özel bir alan bırakılmış, burada makinistin elle açıp kapatacağı bir rampa yapılmış, ama hoşuma gitmeyen şeylerde oldu birincisi tekerlekli sandalyedeki yolcu için emniyet kemeri yapılmış bir de tekerleklere takması için 2 adet kanca, ben bu sistemi yanlış buldum, orada ki konuşmada tasarımdaki Bayan izah ettiğinde okey dedim ama sonra tekrar düşününce biraz yanlış geldi, halkımız yardımcı ya da değil, tekerlekli sandalyedeki bir kişi kendi işini kendi görecek şekilde yardımcı olmalıyız, o kemer sistemi yerine halen üreticilerin kullandığı basit tutamak kayışı benzeri yapı olabilirdi diye düşünüyorum ama zarar verilirse bu seferde böyle bir yolcu bindiğinde kullanamayacağı bir şey ile karşılaşacak, bizde bu kadar vandalizm yok aslında ama belki de en doğrusu firmanın yaptığıdır.
Aracın bojisi Durmazlar makine tarafından üretilmiş, bu açıdan ilginç yenide bir teknik denemişler, bojilerin her iki tarafı birbirinden bağımsız süspansiyona sahip yani çapraz eğilme hareketi dahi yapabiliyor, tabii bunun için tekerlekler bir aks ile birbirine bağlı değil, boji de 2 adet Siemens Cer Motoru kullanılmış, bu hali ile boji tasarımınında yerli olduğunu görmek ve öğrenmek beni çok mutlu etti.
Aracın yazılımıda yerli, bunu görmek beni daha da mutlu etti, orada makinist panelindeki yazılımı yapan arkadaş ile tanıştık ve bizi tatmin edecek bir sunumda yaptı, bu da hoşuma gitti tabi burada şunu belirtelim yazılım yerlimi kavgası yapmıştık ve ben inanmadığımı söylemiştim ama gerçekten bu kontrol paneli üzerinden kumanda etme kısmını yapmışlar, tabi araç tam olarak canlı olmadığı için orada sürüş imkanıda olmadığı için pratikte görme şansımız olmadı (olacak inşallah) fakat bu hali ile bana fazlası ile yeterli bir program olarak göründü. Tabii ki komponentler kendilerine ait yazılımları kullanıyorlar ve onlar firmalar tarafından sağlanıyor ama Durmazlar'a kendi yazılımının donanıma erişmesi için gereken bağlantı kodlarını veriyorlar, yani burada yerli kavgasına girmenin gereği yok, yazılım kısmı göründüğü kadarı ile başarılmış.
Başka detay olarak aklıma gelen klimalar var, mevcutta klimalar şu an aklıma gelmeyen ve yine not almayı unuttuğum bir İtalyan firmasına ait, ilk etapta da bu şekilde kullanılacak ama ileride yerli firmalar ile çalışmalar planlanıyor, benim kafayı taktığım iklim testleri hadisesi vardı, yani klimadan ziyade aracın -50 +50 derece performansı, bunun için RINA isimli bir firma ile anlaşıldığı ve bu testlerin italya'da yapılacağı dile getirildi ama şunu söylemem lazım benim kast ettiğim test mi yoksa klimaların araçtaki performansı ile ilgilimi orada cevaptan emin değilim, çünkü çok kişi aynı anda konuştuğu için bende bazı cevaplar karıştı ya da sorularım tam aksetmedi gibi bir his var.
Aslında bu mesajı resimler ile süsleyecektim ama yaza yaza bir hal oldum, belki alıntılar ile soru sormak isteyen olur diye böyle bırakayım bir sonraki mesajımda fotoları gireceğim, 5 dk. ara veriyorum.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18158
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18158
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Yo doğru anlamışsın, benimde anladığım buydusenturk90 yazdı:Şu komponent olayını tam anlamadım. Komponentlerin ayrı yazılımlar falan. Diğer gerekli parçaların kendilerine ait olan yazılımı mı? Yani doğrudan tramvayın yazılımı değil. Doğru mu anlamışım acaba?

Senin soruna gelince, evet mesela kapı kontrolü, kapıyı yapan bir firma var, kapı deyince metali camı düşünmüyoruz tabii, onun çok hassas kontrolleri var, bütün bunun bir yazılımı var şimdi siz bununla haberleşebilmelisiniz kapıyı üreten adam bunu size vermek zorunda mı? Ne iş yaptığınıza göre değişir, işletmeciye vermez mesela. Ama üreticiye verebilir ki vermelidirde yoksa nasıl ana işletim sistemini yapacaksınız? Durmazlar makine bu sorunu çözmüş tüm üreticilerden bu dataları almış ve kumanda yazılımını kendi içinde yapmış, ortada görünen bir sorun yok.
Ama şunu unutmayalım araç halen prototip, tabii ki pek çok sorun ve hata ortaya çıkabilir ve çıkacaktır ama aşılmaz diye bir şey yok. Mesela daha önce yazdığım bir şey vardı aracın gecikmesi ile ilgili bojide bir sorun yaşandığı (ciddi bir sorun) şeklinde, bunu birinci ağızdan öğrendim, açıkçası benden duyunca çok şaşırdılar, bunu nereden öğrendiğimi sorguladılar ama devamında şunu öğrendik, evet bir sorun yaşanmış ama sorun boji tasarımı ya da araçtan değil, test esnasında seçilen yanlış malzemeden kaynaklanmış, bunu tespit edip malzemeyi değiştirdikten sonra ortada böyle bir sorunda kalmamış ya da böyle bir sorun ortaya çıkmamış, yani sorun çıksada aşmak zorundasınız bu arkadaşlarda bunu aşmışlar.
-
- Yıllık Paso
- Mesajlar: 425
- Kayıt: 08 Tem Prş, 2010 17:34
Tramvay aracını bilgisayara benzetirsek windows / Linux ya da her neyse işletim sistemini firmanın kendisi , bilgisayarın bileşenlerinin (ses kartı , ekran kartı, v.s.) yazılımlarını (driver) bileşenleri temin eden firmalar kendileri veriyorlar.Şu komponent olayını tam anlamadım. Komponentlerin ayrı yazılımlar falan. Diğer gerekli parçaların kendilerine ait olan yazılımı mı? Yani doğrudan tramvayın yazılımı değil. Doğru mu anlamışım acaba?
Tramvayda da klima , kapılar, motorlar v.s. bileşenlerinin driver yazılımlarını üretici şirketler veriyorlar ama bu yazılımların işleyeceği ana sistem Durmazlar tarafından üretiliyor.
Benim merak ettiğim araçtaki koltuk aralıkları nasıldı ? Kendimden örnek vermem gerekirse Mercedes otobüslere bindiğimde dizlerim ön koltuğa sürtüyor ve rahatsız oluyorum ama diğer taraftan Otokar 290LF (model ismini yanlış hatırlıyor olabilirim) otobüslere bindiğimde ise dizlerimin önünde boşluk bile kalıyor. Umarım tramvayda da benim gibi uzun boyluları düşünüp koltuk aralıklarını geniş tutmuşlardır.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18158
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Güzel sorubtgn yazdı:Benim merak ettiğim araçtaki koltuk aralıkları nasıldı ? Kendimden örnek vermem gerekirse Mercedes otobüslere bindiğimde dizlerim ön koltuğa sürtüyor ve rahatsız oluyorum ama diğer taraftan Otokar 290LF (model ismini yanlış hatırlıyor olabilirim) otobüslere bindiğimde ise dizlerimin önünde boşluk bile kalıyor. Umarım tramvayda da benim gibi uzun boyluları düşünüp koltuk aralıklarını geniş tutmuşlardır.


-
- Yıllık Paso
- Mesajlar: 425
- Kayıt: 08 Tem Prş, 2010 17:34
Eskişehir'de tramvay yayalara açık yoldan ilerlerken " Tramvay etkili bir frenleme sistemine sahiptir , yolculuğunuz boyunca tutamakları tutunuz." şeklinde bir anons yapılıyor. Bursa'da da bu düşünülür herhalde.sert bir frende ortadakiler pat diye yapışır, bunun için araç içine "Sıkı tutunun, aracın sert frenleri vardır, düşebilirsiniz" uyarısı yapıştırılmalı yani.
-
- Moderatör
- Mesajlar: 233
- Kayıt: 18 Ara Prş, 2008 23:25
Çok şükür gerçekçi ifadeler duymaya başladım. %50 olayını biz çoktan beri diyorduk fakat kimse inanmıyordu, lakin doğrusu ve efektif olanı bu. Kimse sizden herşeyi yapmanızı zaten beklemiyor. Doğrusunu söyleyin ki bizim desteğimizi sonuna kadar alın. Biz bu projeyi ilk baştan beri heyecenla takip ediyor ve destekliyoruz. Desteklemediğimiz ise yalandır. Buna gerek yok, %100 yerli tasarım %100 yerli üretim sloganı, özellikle eurasia 2012 raylı sistem fuarında bilbordlarda dolaşıyordu. Bu gibi söylemlere gerek yok, Projenin en kısa zamanda başarıya kavuşmasını umarak başarılar diliyoruz.
En son Mehmet keles tarafından 25 Eyl Sal, 2012 11:10 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18158
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Ben bu konuda belediyeyi suclu buluyorum, belediye sanki bu projeyi finanse eden gucmus gibi ifadelerde bulundu ve siyasi amaclar ile halka umit sacti, bunu yaparkende %100 sloganini kullandi ve sunu iyice anladim ki bu tarz firmayi zor durumda birakiyor, firmanin bu baski altina girmemesi gerekir ama maalesef devam ediyor.
Firmanin isi sahiplenmesi guzel, sadece girismis oldugu icin degil, ortaya bir arac cikarttigi icin gurur duyuyorlar, Huseyin Bey isin ticari tarafini hic konusmuyor bile "boyle bir fuara Turkiye de uretilmis bir arac getirdim" diye gururlaniyor, aracin kaporta ve ic islerini yapan Mustafa Bey zaten isinde kendini kanitlamis birisi simdi tramvay karoseri uretmis olmak ile ovunuyor, Sehima Hanim vardiki bizimle cok ilgilendi, konusuna vakif ama herseyden once yaptigi isin heyecanini o kadar fazla yasiyorki imrenmemek elde degil. Bunlari neden yaziyorum, baskalarinin amaci ne olursa olsun imalati yapan bu kadro yaptigi ise inaniyor, sahipleniyor ve basari ile bitirmek icin cabaliyor, su %100 saplantisindan da kurtuldugumuzda bence daha rahat, daha ozgur ve orjinal isler ortaya cikartacaklardir.
Firmanin isi sahiplenmesi guzel, sadece girismis oldugu icin degil, ortaya bir arac cikarttigi icin gurur duyuyorlar, Huseyin Bey isin ticari tarafini hic konusmuyor bile "boyle bir fuara Turkiye de uretilmis bir arac getirdim" diye gururlaniyor, aracin kaporta ve ic islerini yapan Mustafa Bey zaten isinde kendini kanitlamis birisi simdi tramvay karoseri uretmis olmak ile ovunuyor, Sehima Hanim vardiki bizimle cok ilgilendi, konusuna vakif ama herseyden once yaptigi isin heyecanini o kadar fazla yasiyorki imrenmemek elde degil. Bunlari neden yaziyorum, baskalarinin amaci ne olursa olsun imalati yapan bu kadro yaptigi ise inaniyor, sahipleniyor ve basari ile bitirmek icin cabaliyor, su %100 saplantisindan da kurtuldugumuzda bence daha rahat, daha ozgur ve orjinal isler ortaya cikartacaklardir.