Şu metrobüs konusunda şu haberim var: tesadüfe bak ... yanımızdaki arsada, büyük bir bahçede, yıkık bir ev vardı. Orasını genç bir çift satın aldı, evi yendien tamir ediyorlar. Şimdi adam ne yapıyor? Freiburg VAG tramvay ve otobüs işletmesinde idarede çalışıyor. Tasarım bölümünde. Ve bana ne diyor? Ha, şu İstanbul'a Evobus tarafından Citaro ve CapaCity gitti gidiyor ya, şimdi Phileas'ları çalıştırıyorlarmış, biz bunu çok muntazam ve ciddî şekilde seyrediyoruz. Ulaaaan, ben adama sonra anlatmaz mıyım, belediyede de benim bu konuyla işim olduğunu, istanbululaşım fikirkadrosu kurduğumuzu, falan ve filan?
Birbirimize anlatacak çok şeyimiz vardı ve var (yanısıra, bateristlerimin bir tanesi Herrenknecht şirketinde, yani tünel delme makinelerini yapan ve denetleyen kişilerden bir tanesi, İstanbul Harem Boğaztünel projesi elinde ...). Freiburg'un metrobüs sistemine pek gereği yok herhalde (halbuki kim bilir, Almanya'nın en hızlı büyüyen şehri, son 20 senede 40 ile 50 bin nüfus ilâve gelişmesi oldu ...), ama tramvay şebekesi 1920/30'larda neredeyse şu ankinden daha büyüktü, bombalanmalarla çok imha edildi, şimdi tramvay ve banliyö sistemi geliştiriliyor yine. Ama sokaklar dar olduğundan metrelik rayla işliyorlar (ama yine de Combino). Yine de Freiburg geçenlerde bir takım Citaro aldı, ve CapaCity de ilginç olabilir, nitekim, şehirçevresine işleyen hatlarda (VAG değil, ama SBG, hepsi beraber de RVF diye bir birleşmedeler - işte BU İstanbul'da eksik!) üç dingilli koca otobüsler bile çalışıyor (körüksüz üç dingilli, 211 hattı meselâ). Vs ...
Ve, hiç konuyala alâkası yok, ama biraz gevezelik olsun diye ... dün Rus mağazasında alışveriş yaptım (yemekler orada Bulgar, Rus, Sırp, Türk, Moğol, Japon, Çin değil mi ... harika!), kapının önünde küçük bir Fiesta duruyordu, içinde de iki, kafayı çarpmada tutan o koltuğun üstündeki şeylere gerilmiş ... İDO korumakılıfı ... hayret
B. Alabay