tr-HT.09 » "Gar"sız Hızlı Tren Hatları İnşa Etmek

btgn
Yıllık Paso
Mesajlar: 425
Kayıt: 08 Tem Prş, 2010 17:34

Mesaj gönderen btgn » 21 Ara Çrş, 2011 01:45

btgn güzel yazmışsın ve haklısında, bir de btgn dışında hitap edebileceğimiz bir isim varmı bilemiyoruz
İsmim Berk , daha önce de yazmıştım ama görmediniz her halde.

Yazınızın tamamına katılıyorum ama
Yani sürekli birşeyleri yapıp yıkacakmıyız?
    kısmına katılamıyorum, ne kadar iyi planlama da yapsak zamanla yeni ihtiyaçlar doğacağı için belirli periyotlarla bir şeyleri yıkıp yeniden yapmamız gerekecek, bunun önüne geçemeyiz önemli olan yenileme periyodunu ne kadar iyi ayarlayabileceğimiz.

    Bazen Avrupa demiryollarıyla Türkiye'yi kıyaslayarak hata mı yapıyoruz diye düşünüyorum. Bir yanda trenle gidemeyeceğiniz yer neredeyse olmayan bir bölge , diğer yanda da demiryoluna rastlarsanız şanslı olduğunuz bir bölge. Demiryoluna bakış , arz, talep tamamen farklı. Umarım bundan sonra durum değişir.

    Herşeyi yeni yapmaya başladık iyisini yapalım diyoruz belki ama yine ileri görüşlülüğümüz yok, yine hata yapıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse bence körfez köprüsünden demiryolunun çıkarılması Türkiye'ye demiryolu adına en az 20-30 yıl kaybettirdi.

    İşin acı tarafı bildiğim kadarıyla bu sitedeki hiç kimse demiryolu konusunda bir uzman değil ya da bu tarz bir etüd, planlama şirketinde çalışmıyor. Kendi adıma konuşmam gerekirse ben 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ben bile bu konularda yurtdışında yapılmış olanları gözlemleyip, analiz ederek şu anki yöneticilerin projelerinin hatalarını görüp onlarınkinden daha etkin proje alternatifleri düşünebiliyorsam.Bunu yapamayan, yetkili dediğimiz insanlar Türkiye adına kayıptan başka bir şey değil.

    Kullanıcı avatarı
    Esat
    Pir-i Seyyâh
    Mesajlar: 18055
    Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

    Mesaj gönderen Esat » 21 Ara Çrş, 2011 02:06

    btgn yazdı:İsmim Berk , daha önce de yazmıştım ama görmediniz her halde.
    Dikkatimden kaçmış herhalde, kusuruma bakma.
    Yazınızın tamamına katılıyorum ama
    Yani sürekli birşeyleri yapıp yıkacakmıyız?
      kısmına katılamıyorum, ne kadar iyi planlama da yapsak zamanla yeni ihtiyaçlar doğacağı için belirli periyotlarla bir şeyleri yıkıp yeniden yapmamız gerekecek, bunun önüne geçemeyiz önemli olan yenileme periyodunu ne kadar iyi ayarlayabileceğimiz.
      Bu hali ile bende senin söylediğine kesinlikle katılıyorum. Tabii ki bir süre sonra yıkıp yenisini yapmak gerekecek, örnekleri sizleri bunaltıyormu bilmiyorum ama anlattım işte Viyana' daki durumu, bunlar hata yapmadı mı geçmişte güney garını bu şekli ile yapmayarak. Yaptılar, ama hatanın sebebini anlamak için toplumu anlamak lazım :) onlara göre hata değil, adamlar takıntılı. Batı garını yenilediler diyorum ya, içini yenilediler, neredeyse yeni bir alt kat yaptılar, iki yanına yepyeni camdan iğrenç binalar diktiler ama asıl yapının betonarmesine dokunmadılar. Sebep? savaşta burası yıkılmadan ayakta kalmış bir bina olduğu için değerli olduğuna karar verildi :) Şimdi gelelim senin can alıcı sözüne,
      bunun önüne geçemeyiz önemli olan yenileme periyodunu ne kadar iyi ayarlayabileceğimiz.
      Bana göre 10 numara doğrulukta.
      Bazen Avrupa demiryollarıyla Türkiye'yi kıyaslayarak hata mı yapıyoruz diye düşünüyorum. Bir yanda trenle gidemeyeceğiniz yer neredeyse olmayan bir bölge , diğer yanda da demiryoluna rastlarsanız şanslı olduğunuz bir bölge. Demiryoluna bakış , arz, talep tamamen farklı. Umarım bundan sonra durum değişir.
      Bende bundan rahatsız olduğum için kıyas yapmaya yaptırmaya karşıyım ama dilimde olmadan kaçırıyorum :) Diğer taraftan bu kadar tepinme sebebim arz-talep dengesinin değişeceğine olan inancım. Biz millet olarak konforu severiz, eskiden otobüsçülerin bir lafı vardı "Hemşerim hem 1 lira şoför mahalli olmaz" :) yani bizim yolcumuz hem ucuzu hemde konforu bir arada ister ve tren bunu fazlası ile veriyor. Şu an ki Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya yolcu verilerini bir tam olarak bulsak bunu ispatlarız zaten.
      İşin acı tarafı bildiğim kadarıyla bu sitedeki hiç kimse demiryolu konusunda bir uzman değil ya da bu tarz bir etüd, planlama şirketinde çalışmıyor. Kendi adıma konuşmam gerekirse ben 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ben bile bu konularda yurtdışında yapılmış olanları gözlemleyip, analiz ederek şu anki yöneticilerin projelerinin hatalarını görüp onlarınkinden daha etkin proje alternatifleri düşünebiliyorsam.Bunu yapamayan, yetkili dediğimiz insanlar Türkiye adına kayıptan başka bir şey değil.
      Yarama parmak bastın ama Berk :( ben uzmanım. :) Şaka şaka, evet kendimi "Signaletik und Orientierung Fachmann" olarak tanımlıyorum, (böyle yazınca havalı, Türkçesi basite yönlendirme uzmanı :D) bu anlamda hem tecrübem hemde yeteneğim var. Ama; evet şahsen bu işin teknik konuda okulunu okumuş değilim, ya da demiryollarında diğer teknik birimlerde görev yapmış birisi değilim dolayısı ile bu yüzden çoğu mesajlarımda "bence" ibaresini ekliyorum. Bu konuya açıklık getirme gereğini şimdi hissettim :D

      Kullanıcı avatarı
      alabay
      Evliya Çelebi
      Mesajlar: 5552
      Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

      Mesaj gönderen alabay » 21 Ara Çrş, 2011 10:16

      Esat, kendini öyle tanımlıyorsan, problem olabilir, grameri çünkü olmadı!

      Viyana'daki hata dediklerinin önemli bir sebebi daha var, tamamen gözünden kaçıyor (ama bugün de artık hatırlanması, yaşa göre, ve yaşanmış yere gör de zor): eski Doğu Bloku. Avrupa bugün bir tüm, ama ne zamandan beri? Daha 20 senecik. Ondan evvel Yugoslavya vardı, Çekoslovakya vardı … bunlar batıya pek dahil değillerdi. Avusturya'nın sadec Almanya ve İtalya irtibatları vardı, yani bugün merkezî konumdaki yer o zamanlar periferikti. Doğu blokunu geç, geç, geç, Yunanistan geliyordu, ardından da Türkiye. Türkiye'de demiryolu yok, Yunanistan'ı bilmiyorum. Ona göre Avusturya nerenin trafik düğümü olacaktı? Hele hele doğudaki Viyana? Graz bile belki daha merkezîdi. Berlin'de de bundan daha hortlak bir durum vardı … tamamen kopmuştu; bölünmüş kent, batısı kopuk, doğusu doğuyla irtibatlı. Birleştikten sonra yine çok eskilerden kalma şebekeleri reaktive ettiler ve yenilediler, çünkü Berlin yüz sene evvel merkezîdi. ŞImdi de yine merkezî. Ya İstanbul?

      Aslında burada hemfikiriz gibi. Evet, oradaki yetkililerin umrunda olmayabilir, zaten bana garip gelen, yetkili dediğin kim? Politikacı mı, teknisyen mi? Politikacı asla olamaz, olmamalı, çünkü kısa bir devri var. Teknisyen ve bürokrat bu işleri yapabilir sadece.

      Kullanıcı avatarı
      Esat
      Pir-i Seyyâh
      Mesajlar: 18055
      Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

      Mesaj gönderen Esat » 21 Ara Çrş, 2011 13:21

      alabay yazdı:Esat, kendini öyle tanımlıyorsan, problem olabilir, grameri çünkü olmadı!
      bir sorun var farkındayım ama çözemiyorum :D:D özelden yaz da madara olmayayım daha fazla. :D

      Mehmet Kasım
      Seyyah
      Mesajlar: 4319
      Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

      Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 21 Ara Çrş, 2011 16:08


      Kullanıcı avatarı
      alabay
      Evliya Çelebi
      Mesajlar: 5552
      Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

      Mesaj gönderen alabay » 21 Ara Çrş, 2011 17:06

      Hehe, biz gar yapmalıyız diyoruz, Avrupa'daki garlara bakıyoruz, sen şimdi yavaş yavaş dünyadaki problemleri görüyorsun :lol: ABD'de onlarca yıldır atıl kalan, yıkılan garlarla ilgileneceksen, ilk olarak Detroit başgarıyla uğraşman gerekir.

      Can yakıyor …

      http://en.wikipedia.org/wiki/Michigan_Central_Station

      Mehmet Kasım
      Seyyah
      Mesajlar: 4319
      Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

      Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 21 Ara Çrş, 2011 17:22

      tesadüfen gördüm. ekledim.

      Kullanıcı avatarı
      Esat
      Pir-i Seyyâh
      Mesajlar: 18055
      Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

      Mesaj gönderen Esat » 22 Ara Prş, 2011 00:29

      Ankara Gar iyi bir örnek mi sence? Raydan çok dükkan var :) 6 katlı diye övünülüyor tanıtımında ama tek katı ray hattı, tamam metro falanda buna uygun bir hale getirilecekti galiba, sanırım öyle bir düzenleme ihaleye dahil edilmişti ama günlük 50.000 yolcu için tasarlandı diyor? Bu sadece YHT yolcusu mu? Kaç yolu kaç peronu var olayına girmiyorum, resimlerden bir türlü tam sayamadım ama sanırım 10 yol falan olacak. Hadi bu bir şekilde yeter diyelim de, diyorum ya gördüğüm kadarı ile yolcu sirkülasyonunda amaç daha çok insanları üstte yer alan 5 katta dolaştırıp vakit geçirtip tren vaktinde perona indirmek, ben böyle bir amaç sezinledim o tasarım da, o da fena fikir değil canım da günlük 50.000 yolcuya takıldım kaldım biraz, bana az göründü, daha doğrusu ileriye dönük bir hedef gibi değil.

      btgn
      Yıllık Paso
      Mesajlar: 425
      Kayıt: 08 Tem Prş, 2010 17:34

      Mesaj gönderen btgn » 22 Ara Prş, 2011 00:41

      Ankara Gar iyi bir örnek mi sence? Raydan çok dükkan var 6 katlı diye övünülüyor tanıtımında ama tek katı ray hattı
      Bana göre kar tasarlanırken demiryolu 2 katlı olacak şekilde tasarlanmalıydı. -1. katta Ankara'dan geçiş yapan trenler (örn: İstanbul - Sivas treni) zemin katta ise Ankara kalkışlı trenler(örn: Ankara - Konya treni) için peronlar bulunabilirdi. Ayrıca -1. katta metro, banliyö gibi şehir içi hatlar için ayrılmış peronlar da olmalıydı.

      Kısaca Zemin kat: 10 yol Ankara kalkışlı trenler , -1. kat : 10 yol Ankara'dan geçiş yapan trenler, 4 yol banliyö , 2 yol metro şeklinde olabilirdi.

      Bir de gar tasarımı daha maliyetli ama daha çılgın bir şekilde 3 katlı yoldan oluşabilirdi. Bunda da;
      Zemin kat: Ankara'dan geçiş yapan trenler,
      -1. Kat: Ankara'dan doğu yönüne giden trenler ve banliyö hattı,
      -2. kat: Ankara'dan batı yönüne giden trenler ve metro hattı.

      Bahsettiğim 2. şekilde gar yapılsa her halde önümüzdeki 200 sene boyunca Ankara'ya yeter. Tam Avrupa modeli :)

      Kullanıcı avatarı
      Esat
      Pir-i Seyyâh
      Mesajlar: 18055
      Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

      Mesaj gönderen Esat » 22 Ara Prş, 2011 00:53

      :) Berk bu hali ile ilk önerin dahi 100 sene yeter mevcut hesaba bakarsak :) Ben Ankara gar için kötü demiyorum, bugün bir yerde daha yazdım tasarım kişiye göre değişir, yani beğenirsiniz beğenmezsiniz, algı ve beğeni ile alakalı. Cam yeşil değil de gri olsaydı, yok tavanda değil yanda olsaydı. Ben bu garı kullanacak yolcunun bu geyiklere takılmak yerine artık bilinçlenip, yolcu için işlevselliğini kurcalamasını istiyorum. Peronlara erişim nasıl? Güvenlik algısı nasıl? En çok aktarma yapılan hatlar nasıl sevk ediliyor ve yolcu sirkülasyonu nasıl planlanıyor? Tamam diyeceksiniz ki, ya yolcuya ne bundan. Zaten hiçbir yolcu bu kadar derinlemesine düşünmez, yolcu sadece iki nokta arasındaki zamanını ölçer bir de bekleme süresini, ama yukarıda yazdıklarım işte bu algı ile oynayan etkenlerdir. Biz de bu sadece çarşı pazar yapalım, kafeterya lokanta ile işi koparalım şeklinde :) Yoksa bu gar güzel, içine düşünülenlerde güzel. Peki demiryolu kısmı? Bence Berk benim düşündüğüm şekli gayet güzel özetledi işte. Geçiş yapan hatlar bir yerde, baş durak yapanlar bir yerde, eğer ki metro hattı bu garı kesiyor ise onun istasyonu zaten ayrı bir yerde. Geriye kalan tek şey gelen trenlerin yolcusunu olası aktarma seçeneklerine ulaştırmak.

      Cevapla

      “Hızlı Tren Haberleri” sayfasına dön