ist-DN.01 » Çılgın Proje - "Kanal İstanbul"

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 30 Nis Cmt, 2011 12:09

Bence işin o yönü çok daha önemli, Türkiye bir şekilde bunu finanse edebilir, teknik ve teknoloji olarakta bu iş yapılabilir ya da yaptırılabilir bunda da bir sorun yok, bilmiyorum bana nedense işin o kısmı çok önemli geldi, bir de doğa kısmı. Ayrıca seninde dikkat çektiğin gibi kanalı Süveyş Kanalı ile kıyaslıyorlar ama nerede yarısı genişlikten söz ediliyor, etrafınada binalar doldurulmuş, sanki daha çok etrafa binalar dikilsin bir şekilde insanlar eski kent içini terk etsin buralara gitsin diye cazibe merkezi oluşturmak, malum biz severiz rantı, yani ev para ediyorsa benzin istasyonu üstünde bile olsa alırız :)

Not a not : [url] tagı ile bir kelimeye ya da cümleye link verebiliyorsun ama sanırım sen onu biliyorsundur, zaten bbcode ile oluyor html e gerek kalmıyor, yine de bakarım ama sende kapalımı, daha önce site için genel açtığımda sorunlar yaşanmıştı, alıntı yapılamıyordu :)

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 30 Nis Cmt, 2011 12:21

Yok, ben başlığı değiştirmedim, yoksa belirtirdim.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 30 Nis Cmt, 2011 12:25

alabay yazdı:Yok, ben başlığı değiştirmedim, yoksa belirtirdim.
Kim yaptı o zaman :P :) valla ben yine iyi değilim ha, belki de ben değiştirip unutmuşumdur, neyse ya biz bizi anladık sonuçta, PROCE işte :)

langur
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 193
Kayıt: 29 Eyl Sal, 2009 17:15

diğer taraf

Mesaj gönderen langur » 30 Nis Cmt, 2011 17:06

Aslında konunun bu kısmı bu forumu ilgilendirir mi bilmiyorum ama dikkatimi çekti. Ne kadar ilginç. Bizim genelde toplum olarak karamsar yönleri konuşmayı seviyoruz. Yunanlar ise farklı bir yorumda bulunmuş. Biz; "Montrö'yü delmek bize zarar verir" derken onlar; "Türkiye Başbakanı, yeni kanal ile artık Karadeniz'in, Rusya'nın ve Orta Asya petrollerinin Ege'ye taşınmasında kontrolü tamamen Türkiye'ye ait olacak alternatif bir yol bulunması nedeniyle ülkesini Montrö Anlaşması'nın yükümlülüklerinden kurtarıyor" demişler.. Hayat bazen gerçekten de nereden baktığına göre değişiyor :)
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25208365/

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 30 Nis Cmt, 2011 17:18

Esat be, ne demek iyi değilsin … ben dört gündür ateşli yatıyorum. Kim iyi değil?! Ama başlığı ben değiştirmedim, hiç değiştirecek hâlim bile yoktu :lol:

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Re: diğer taraf

Mesaj gönderen Esat » 30 Nis Cmt, 2011 22:10

xserhat yazdı:Rusya'nın ve Orta Asya petrollerinin Ege'ye taşınmasında kontrolü tamamen Türkiye'ye ait olacak alternatif bir yol bulunması nedeniyle ülkesini Montrö Anlaşması'nın yükümlülüklerinden kurtarıyor" demişler.. Hayat bazen gerçekten de nereden baktığına göre değişiyor :)
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/25208365/
İşte bu gibi sebeplerden ben bu projenin Rusların ve Karadeniz ülkelerinin işine geleceğini ve destekleyeceklerini düşünüyorum, ama oradamı okudum bilmiyorum da Yunanistan bu projenin kendisine zarar vereceğini dolayısı ile engellenmesi gerektiğini düşündüğünü de belirtmişti, ben Rusya ile olan ilişkilerde neler oldu bunu çok merak ediyorum, acaba kanal sayesinde Karadenizden çıkamayan silahlı Rus gemileri çıkış yapabilecekler mi?

İSMAİLÇELİK
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 156
Kayıt: 05 Haz Cum, 2009 15:17

Mesaj gönderen İSMAİLÇELİK » 09 May Pzt, 2011 16:57

Bu kanala ihtiyacımız var.Boğazı en azından çift yönlü trafikten kurtaracaktır.

Yakın çevresine yerleşime bende karşıyım.Belli bir mesafe olmalıdır.Gösterilenler animasyon millete kavratmak için bazı şeyleri malum ışıltılı bina hastalığımız var.


Deprem mesele olmaz kanal için.Ben Terkos ve B.ÇEkmece Gölünden geçirilecek alternatiflere karşıyım.Zira su kaynağı onlar.


Boğaz'ın ortalama genişliği 1000-1500mt. olup en geniş yerinde 3600mt. en dar yerinde 698mt. Kanal ise 100-150mt. genişliğinde ve 25 mt. derinliğinde olacak.Boğazın derinliği 50-60mt. En derin yerde 120mt.Şimdi ikisini mukayese yapın Karadeniz'den Marmara'ya boşalan su bir olurmu hiç?Benim tek endişemde bu açıkçası buna karşıda teklifim Karadeniz'den gelecek su kadar Marmara'dan su pompalanması.

Çıkacak inanılmaz harfiyat ilede bir sürü dolgu yapıp yer düzleriz,sahilde park ve yol inşa ederiz.Knalaın iki ucundada fırtınalı havalar için sığınma limanları yaparız.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 09 May Pzt, 2011 18:45

Pompalamalar gereksiz enerji sarfiyatı olur. Madem öyle bir şey plânlıyorlar, doğru dürüst plânlansın. Karadeniz başta bir göldü, sonradan boğaz üzerinden taşan Akdeniz orasını doldurdu. Yani, su denkleştirmesi bugün nasıl, onu bu işten anlayanlar hesaplasın. Ama T4 tramvay hesabına dönerse bu iş, Türkiye'nin kuzeybatısı biraz zor durumda kalabilir.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 09 May Pzt, 2011 22:54

İsmail Bey açıklamalar güzel, bu animasyon konusuna katılıyorum ama sizde bizim kadar bizim milleti iyi bilirsiniz, su akar biz bakarız, severiz su kenarını :) yani oraya ne yapıp edip yine dibine binaları dikerler diye düşünüyorum, kaldı ki zaten işi yaptıracak olanlarda orayı şehir yapacağız diyorlar.

Diğer taraftan geçen gün bu konuda bir yazı okudum ama kayıt etmemişim bulamadım, profesörlerin konuya düştüğü şerhler vardı, bana açıklamaları çok mantıklı geldi, yapılamaz demiyorlar ama bu iş çok zor ve doğal dengeyi kesinlikle bozacaktır diyorlar. Dolayısı ile ben bu işin ekonomik boyutunu önemsemiyorum biz bunun gibi kaç tane yapacak güçteyiz, işin siyasal, ülkeler arası hukuk, deniz hukuk, eski antlaşmalar kısmı ile de şimdilik ilgilenmiyorum ki aslında bana göre gerçek sorun budur. İşin şu an için en önemli kısmı Karadeniz ve Marmara deniz sularının birbirininden farkı, iki su arasındaki akıntı durumu, doğal denge, oraya yapılacak kentleşme falan filan, bu şu an hepsinden daha önemli bence.

Diğer taraftan zaten olay daha PROCE aşamasında yani PROJE bile olmuş değil, etüdüne başlanacak, 2 yıl sürecek ondan sonra hadi olur bu yapalım denilecek :) zaten dede de istiyormuş, o zaman yapılazak başka yolu yok. Bende gemilerin Boğaz' dan geçmesini istemiyorum bu anlamda bu iş doğrudur zaten, ama şu tuzluluk farkı, yükseklik farkı, akıntı olayı biraz kafamı kurcalıyor, acaba burada da Panama gibi kapaklı bir sistem yapılsa daha mantıklı olmaz mı? İçeride kalan suyun akıntı olmayacağı için sorun oluşturacağı söyleniyor ama İsmail Bey' in önerisinden yola çıkarak şunu önerebiliriz, suya devir daim yaptırılabilir, karadeniz tarafındaki tekrar karadeniz ile marmara tarafındanki marmara ile devir daim edilir, böylece ne tuzluluk farkından doğacak bir doğal denge bozulması, ne akıntı farkı, ne de akarı kokarı olur. Önerim bilimsel değil tabii ki ama umarım bu etüt sonucunda uygulama projesinde bunlar göz önüne alınacaktır, yani dedem istiyor yapıcam basitliğinde bir iş değil.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 09 May Pzt, 2011 23:04

Karadeniz çok zor bir su, öyle tuz oranı falanla bitmez bu iş. Başta bir tatlısu gölüydü, sonra tuzlu suyla karışmış bir su, ve eninde sonunda iki seviyelik garip bir deniz oldu. Üstü bildiğimiz tuzlu su, oksijenli ve hayat dolu, ama altta ve derinde oksijensiz zehirli bir alanı var. Bu işleri insaneli karıştırırsa, hiç beklenmedik şeyler olabilir.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 09 May Pzt, 2011 23:13

Amaaan sana ne :P sanki kanalfreiburg :D:D ehüü, merah etme, üç kulhuvallahü bi elham, gemiler fış fış akar gider.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18060
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 02 Şub Prş, 2012 10:37

Kanal ile ilgili ara sıra haberler çıkıyor, ben İstanbul'un nadide güzelliği olan Boğazı en azından bundan sonra koruyabilmek ve kentin daha güvenli hale gelebilmesi için (tanker geçişlerindeki tehlike) bu kanal projesine sıcağım. Tabii ki işin bilimsel yönüde önemli, doğal hayatı tehlikeye atacak ya da zaten elimizde kalmış olan son parçalarıda yok edecek ise o zaman hayır diyorum, normalde biraz daha fazla para harcayarak bu sorunlara yol açılmadan da proje hayata geçirilebilir. Bu proje ile ilgili aklıma yatmayan daha doğrusu bana yanlış gelen tek yaklaşım kanal ve çevresinin bir cazibe merkezi haline getirilmeye çalışılması, yani boğazdaki trafiği azaltalım yeni independentalar olmasın diyoruz ama kanalın etrafına çok katlı binalar ile projeler yapıyoruz bu bana çok yanlış geliyor, ya bırakın kalsın trakya topraklarının ortasında bir kanal olarak, ne yani orada bir ev alıp bütün gün kaç tane kuru yük gemisi kaç tane filipin bandıralı geçti diye sayacakmıyız? :)

http://www.haber7emlak.com/yildirim-kan ... -3567.html
Kanal İstanbul ile ilgili fizibilite ve güzergâh etütleri, jeolojik etütler yapıyoruz. Bu çalışmalar iki yıl sürer. İki yılın sonunda projeye ilişkin yap-işlet ihalesi açılır. Bu ihale süreci de 6 ay sürer. Projenin tamamlanması ise minimum 4, maksimum 8 yıl olur. Maliyeti 4 ila 10 milyar dolar arasında olabilir. Çünkü bu maliyet güzergâha göre belirlenecek.
Maliyet güzergaha göre değişebilir ama 4 ile 10 arasındaki 6 rakamı pekte küçük değil :)

Cevapla

“Projeler, İhaleler, İnşaatlar Genel Konular” sayfasına dön