nl-L.01 » Geleceğin Otobüsü - İBB bundanda alsın.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
nl-L.01 » Geleceğin Otobüsü - İBB bundan
http://www.superbusproject.com/
Hollandalıların işi gücü yok bunu anladım. Zaten Avrupalıların başına ne gelecekse bu artık herşeye doydum fantazinin alasını yapmalıyım kafasından gelecek, adamlar metrobüs fantezisinin suyunu çıkarttıktan sonra şimdi de saatte 250 km hız yapan otobüs yapmaya kafayı takmışlar Hollanda da demiryolları ne durumda bilmiyorum ama deniz seviyesinin altındaki bir ülke bütün enerjisini önümüzdeki 10 yılda sular altında kalıp başka ülkelere göç etmemeye harcasa daha iyi olur bence.
Sitede bahsedilen otobüs projesi ile 250km hız yapmayı planlıyorlarmış ve çalışmaların 2 yıl içerisinde başlayacağı 2015 te ise aracı yola indireceklerini düşünüyorlarmış, hadi bakalım hayırlısı anca fuarlarda sergilenir, ya da Dubai de falan kullanılır nasıl olsa çöl yola bile gerek yok bas gaza gitsin, tam arap stili bir araç.
Technical specifications
Power train Electric motors powered by lithium polymer battery pack and regenerative braking
Power output 300 kW, peak at 600 kW for 1 minute
Driving range 210 km
Acceleration 0-100 km/h 0.1g in comfort mode
Braking 250-0 km/h in less than 200m
Cruising speed 250 km/h (155 mph)
Length 15,000 mm (49.21 ft)
Width 2,550 mm (8.20 ft)
Height 1,650 mm (5.41 ft)
Weight 9,500 kg fully loaded
Weight distribution 34/66
Torsional stiffness 30000 Nm/deg
Suspension Air springs and frequency selective dampers system with lifting subframe in aluminum
Ride height range 330 mm (70mm to 400mm)
Chassis frame Carbon fiber
Bodywork IXIS Thermoplastic reinforced fiberglass
Glazing Lexan Polycarbonate
Driving mode Driver assisted controlled on existing roads, autopilot on Supertrack
Equipped with Seat belts, airbags, TV, internet, air-conditioning, heating, etc
Provided with Navigation system, obstacle detection, communication system, fail safe system and control system
Resimler 3D modelleme resimleri yani ortada henüz bir araç yok zaten, bu görünümde değişiklikler olabilir, bana hayata geçse dahi kullanım alanı bulamayacak bir çalışma olarak görülüyor, ama ismi New Camel Consept olursa satar.
Hollandalıların işi gücü yok bunu anladım. Zaten Avrupalıların başına ne gelecekse bu artık herşeye doydum fantazinin alasını yapmalıyım kafasından gelecek, adamlar metrobüs fantezisinin suyunu çıkarttıktan sonra şimdi de saatte 250 km hız yapan otobüs yapmaya kafayı takmışlar Hollanda da demiryolları ne durumda bilmiyorum ama deniz seviyesinin altındaki bir ülke bütün enerjisini önümüzdeki 10 yılda sular altında kalıp başka ülkelere göç etmemeye harcasa daha iyi olur bence.
Sitede bahsedilen otobüs projesi ile 250km hız yapmayı planlıyorlarmış ve çalışmaların 2 yıl içerisinde başlayacağı 2015 te ise aracı yola indireceklerini düşünüyorlarmış, hadi bakalım hayırlısı anca fuarlarda sergilenir, ya da Dubai de falan kullanılır nasıl olsa çöl yola bile gerek yok bas gaza gitsin, tam arap stili bir araç.
Technical specifications
Power train Electric motors powered by lithium polymer battery pack and regenerative braking
Power output 300 kW, peak at 600 kW for 1 minute
Driving range 210 km
Acceleration 0-100 km/h 0.1g in comfort mode
Braking 250-0 km/h in less than 200m
Cruising speed 250 km/h (155 mph)
Length 15,000 mm (49.21 ft)
Width 2,550 mm (8.20 ft)
Height 1,650 mm (5.41 ft)
Weight 9,500 kg fully loaded
Weight distribution 34/66
Torsional stiffness 30000 Nm/deg
Suspension Air springs and frequency selective dampers system with lifting subframe in aluminum
Ride height range 330 mm (70mm to 400mm)
Chassis frame Carbon fiber
Bodywork IXIS Thermoplastic reinforced fiberglass
Glazing Lexan Polycarbonate
Driving mode Driver assisted controlled on existing roads, autopilot on Supertrack
Equipped with Seat belts, airbags, TV, internet, air-conditioning, heating, etc
Provided with Navigation system, obstacle detection, communication system, fail safe system and control system
Resimler 3D modelleme resimleri yani ortada henüz bir araç yok zaten, bu görünümde değişiklikler olabilir, bana hayata geçse dahi kullanım alanı bulamayacak bir çalışma olarak görülüyor, ama ismi New Camel Consept olursa satar.
En son Esat tarafından 21 Kas Pzr, 2010 23:32 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5569
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Orası su altında kalmamak için çaba göstermeyecek pek, çünkü gün gelecek, ister istemez su altında kalacak. O yüzden taşınacaklar, göç edecekler. Nasıl ve nereye, o zaman belli olur. Okyanusya'da da yeterince küçük devlet şimdiden devlet süresinin ne zaman biteceğini aşağı yukarı biliyorlar, deniz seviyesi yükseliyor, o kadar. Bunda değiştirelecek bir şey yok. Daha dün burada Süddeutsche gazetesinde New York hakkında çok ilginç bir yazı okudum, mimarlar artık kenti yükselen sulardan korumaktan vazgeçmişler, daha çok yükselen suyu ne şekilde entegre edebilirler, onu düşünüyorlar. Biliyorum, onu Anadolu açısından anlamak biraz güç, bizde toz toprak aşırı bir şekilde kutsal diye tanımlanıyor, ama düşmanına anlatabildiğini tabiata anlatamazsın, hele deniz seviyesine. Bu İstanbul için de aslında bayağı önemli bir konu, ama biz görmemezlikten gelelim, buyur. Halbuki aslında Beşiktaş'a artık fazla ağırlık vermeye belki hiç gerek yok!
Artık o otobüs plânlanıyor mu, plânlanıyorsa, acaba neden plânlanıyor, onlar ikinci plânda
Artık o otobüs plânlanıyor mu, plânlanıyorsa, acaba neden plânlanıyor, onlar ikinci plânda
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Bu otobüs planlanıyor ona şüphe ama dediğim gibi bence fantaziden öteye gidecek bir iş gibi durmuyor belki geleceğin Amerikası nın düz ovalarında ya da Arap yarımadında belki de Avustralya' da iş yapar ama 18 kişilik bir araç ne kadar bir toplu taşıma aracıdır, ya da böylesine yatırım ile ortaya çıkacak bu şeyin maliyetini karşılayacak bir çaba mıdır? Bence bu konularda da sınıfta kalıyor.
-
- Mesajlar: 1
- Kayıt: 30 Mar Sal, 2010 11:31
Ben bu otobüs konusuna pek sıcak bakmıyorum. Bir ara Hollanda'ya gezmeye gitmiştik, turla. Tur otobüsü bir yerde mola verdi, 15 dakika kadar, demiryolu yakındı. 15 dakikada 15 tren geçti, hayretler içinde kaldım. Çünkü Hollanda denilen ülkenin nüfusu 15 milyon civarında.
Geçenlerde Almanya ile ilgili bir haber vardı, bir kanun varmış, değişecekmiş. Demiryolu kanunu adını verdikleri bu kanuna göre şehirler arası otobüs taşımacılığı, Alman demiryolu idaresinin iznine bağlıymış, bilen arkadaşlar yanlışlıkları düzeltirlerse sevinirim.
Yani işin özü: Adamlar kendileri durmadan demiryolu yapıp, kendileri hep trene biniyorlar, bize de otobüs satıyorlar. Kendi ulusal ekonomileri açısından, bir trene binerek kâr ediyorlar, bir de bize otobüs satarak ayrıca kâr ediyorlar. Bırakalım arkadaşlar, başkalarını zengin etmeye uğraşmayalım, sömürgecilik böyle birşeydir. Madem ki demiryolu inşaatı karayolundan ucuz, biz de demiryolu yapalım ve trene binelim.
Geçenlerde Almanya ile ilgili bir haber vardı, bir kanun varmış, değişecekmiş. Demiryolu kanunu adını verdikleri bu kanuna göre şehirler arası otobüs taşımacılığı, Alman demiryolu idaresinin iznine bağlıymış, bilen arkadaşlar yanlışlıkları düzeltirlerse sevinirim.
Yani işin özü: Adamlar kendileri durmadan demiryolu yapıp, kendileri hep trene biniyorlar, bize de otobüs satıyorlar. Kendi ulusal ekonomileri açısından, bir trene binerek kâr ediyorlar, bir de bize otobüs satarak ayrıca kâr ediyorlar. Bırakalım arkadaşlar, başkalarını zengin etmeye uğraşmayalım, sömürgecilik böyle birşeydir. Madem ki demiryolu inşaatı karayolundan ucuz, biz de demiryolu yapalım ve trene binelim.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
O kanundan gecen bende biraz bahsetmistim fakat o kanun miadini dolduruyor ve sanirim bu yil yürürlükten kalkacak dolayisi ile Almanya' da otobüs sirketleri tasimacilik isindeki paylarini arttirmak istiyorlar cünkü trene göre cok daha uygun fiyatlar ile yolcu tasiyorlar, bu aslinda onemli bir konu bahsettiginiz kanuna göre sanirim otobüs tasimaciligi ile ilgili haklari demiryollari düzenliyor daha dogrusunu bize Basar anlatabilir belki.
Diger taraftan demiryolu insa etmenin hicbir sartta karayolu insa etmekten ucuza gelecegini sanmiyorum, pahaliya gelir fakat fayda maliyet analizide herhalde sadece kurulum maliyeti üzerinden yapilmaz. Bakim maliyetleri, isletme maliyetleri, bunlari da bir araya katsak bence demiryolu insa ve isletmesi pahalidir. Ama sagladigi zaman tasarrufu ve yakit harcama maliyetleri ile ekonomiye sagladigi geri donusum karayolunu kat be kat katlar, iste o zaman da zaten demiryolunun üstünlügü ortaya cikiyor, yani toplamda haklisiniz
Diger taraftan demiryolu insa etmenin hicbir sartta karayolu insa etmekten ucuza gelecegini sanmiyorum, pahaliya gelir fakat fayda maliyet analizide herhalde sadece kurulum maliyeti üzerinden yapilmaz. Bakim maliyetleri, isletme maliyetleri, bunlari da bir araya katsak bence demiryolu insa ve isletmesi pahalidir. Ama sagladigi zaman tasarrufu ve yakit harcama maliyetleri ile ekonomiye sagladigi geri donusum karayolunu kat be kat katlar, iste o zaman da zaten demiryolunun üstünlügü ortaya cikiyor, yani toplamda haklisiniz
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5569
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Ben bu kanunu hiç duymadım. Esat, bir kaynağın varsa ver de bir bakayım.
Burada otobüs taşımacılığı da var elbet, yöresel değişken bir durum. Kuzey de ve doğuda bol bol var, güneybatıda meselâ hiç yok kadar. Batıyı ve güneydoğuyu bilmiyorum.
Türkiye'ye kim otobüs satarsa satsın, önemli olan, o mentalitenin olup olmaması. Eninde sonunca en çok kullanılan otobüsler orada artık Asya yapımı, Alman malı otobüsler daha çok şehiriçi taşımacılık için önemli, ve unutmamak gerekir ki, bunda da "ulusal" bakış açısı küresel zamanda yetmiyor artık. Mercedes-Benz Alman markası, ama yapan Türkiye.
Ve kimse de bana Marşal plânı falan diye gelmesin, o çünkü Almanya'da çok daha güçlü bir şekilde güm diye gökten indi, ve tramvayları bir çok yerde öldüren de o oldu. Ama ... burada hem demiryolu var, hem otoyol (otoban). İkisi de Türkiye'de hiçbir şekilde mukaise edilebilecek şekilde yok. E ne yani? Biri olmadı, ötekisi de mi olmadı?
Ve yine buraya gelince önemli bir dipnot daha, bu herhâlde fikir, bilgi veya düşünce tarzı olarak Türkiye'ye henüz varmamıştır, ama burada artık yakıt devri geçmek üzere. Aslında çoktan geçti de, bilhassa Almanlar inanılmaz bir şekilde uyudular. Bu konuda da Japonya, Çin ve Kore belki daha ileri olacak. Ama belki de burası uyanıp araştırmalarda cag atlar, onu bilmiyorum. Ama artık elektrifikasyondan başlayıp ta başka tekniklere kadar uzanan modeller düşünülüyor, o yüzden otobüsçülük korkunç bir şekilde pek hortlayamayacak. Da çok gündeme hep ara sıra gelen konulardan bir tanesi bir taşım vergisi. Yapılsa da tüm nüfus sonra "beleş" trene binse diye düşünülüyor. Zamanı gelmedi daha, bir iki kent bu taktiği yapıyor, o kadar. Ama bu konularda ölmekte olan bir ata binmek pek faydalı değil, onu burası biliyor. Ve mazot problemleri o kadar hortladı ki, bizim burada banliyö hattı olarak dizelle işleyen bir kolu bile eletriğe çeviriyorlar şimdi. Bunu son kaç sene önce gördüm, duyudum, hatırlamıyorum. Can acımış, besbelli.
He, son önemli bir not daha ... burada Maut denen bir sistem var. Şu an kamyonlar için geçerli. Otomobillere de düşünülüyor. Otobüslere de yapıldığı an, iş bitti. Teknik olarak sistem artık her yerde kurulu, o zaman araç yolda olması için para ödeyecek. Eh, bir kanun biterse, başkası gelir, Alman kafası işte ...
Burada otobüs taşımacılığı da var elbet, yöresel değişken bir durum. Kuzey de ve doğuda bol bol var, güneybatıda meselâ hiç yok kadar. Batıyı ve güneydoğuyu bilmiyorum.
Türkiye'ye kim otobüs satarsa satsın, önemli olan, o mentalitenin olup olmaması. Eninde sonunca en çok kullanılan otobüsler orada artık Asya yapımı, Alman malı otobüsler daha çok şehiriçi taşımacılık için önemli, ve unutmamak gerekir ki, bunda da "ulusal" bakış açısı küresel zamanda yetmiyor artık. Mercedes-Benz Alman markası, ama yapan Türkiye.
Ve kimse de bana Marşal plânı falan diye gelmesin, o çünkü Almanya'da çok daha güçlü bir şekilde güm diye gökten indi, ve tramvayları bir çok yerde öldüren de o oldu. Ama ... burada hem demiryolu var, hem otoyol (otoban). İkisi de Türkiye'de hiçbir şekilde mukaise edilebilecek şekilde yok. E ne yani? Biri olmadı, ötekisi de mi olmadı?
Ve yine buraya gelince önemli bir dipnot daha, bu herhâlde fikir, bilgi veya düşünce tarzı olarak Türkiye'ye henüz varmamıştır, ama burada artık yakıt devri geçmek üzere. Aslında çoktan geçti de, bilhassa Almanlar inanılmaz bir şekilde uyudular. Bu konuda da Japonya, Çin ve Kore belki daha ileri olacak. Ama belki de burası uyanıp araştırmalarda cag atlar, onu bilmiyorum. Ama artık elektrifikasyondan başlayıp ta başka tekniklere kadar uzanan modeller düşünülüyor, o yüzden otobüsçülük korkunç bir şekilde pek hortlayamayacak. Da çok gündeme hep ara sıra gelen konulardan bir tanesi bir taşım vergisi. Yapılsa da tüm nüfus sonra "beleş" trene binse diye düşünülüyor. Zamanı gelmedi daha, bir iki kent bu taktiği yapıyor, o kadar. Ama bu konularda ölmekte olan bir ata binmek pek faydalı değil, onu burası biliyor. Ve mazot problemleri o kadar hortladı ki, bizim burada banliyö hattı olarak dizelle işleyen bir kolu bile eletriğe çeviriyorlar şimdi. Bunu son kaç sene önce gördüm, duyudum, hatırlamıyorum. Can acımış, besbelli.
He, son önemli bir not daha ... burada Maut denen bir sistem var. Şu an kamyonlar için geçerli. Otomobillere de düşünülüyor. Otobüslere de yapıldığı an, iş bitti. Teknik olarak sistem artık her yerde kurulu, o zaman araç yolda olması için para ödeyecek. Eh, bir kanun biterse, başkası gelir, Alman kafası işte ...
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Başar o kanun ile ilgili haberler
http://www.dw-world.de/dw/article/0,,5363377,00.html
http://www.hamburghaber.de/haber-Almany ... iyor-3424/
tabi kanunun içinde ne yazıyor bilemem bu haberlere yansıyan kısmı, benim anladığım imtiyazların kullanımı ve dağıtımını DB yapıyor, dolayısı ile kendisinin trenle yolcu taşıdığı bir güzergahta bugüne kadar rakip olabilecek otobüs firmalarına taşımacılık için izin vermemiş olabilir, sen başka kanunlardan vergilerden bahsediyorsun, ben her halukarda otobüs işinin yaygınlaşacağını düşünüyorum, kimse eskisi kadar zengin değil. Biz Paristen Brüksel' e hızlı trenle gitmek istedik en ucuz bilet 70 € o da 1 ay önceden alırsan, o anda istersen 100 euro üzerinde, otobüsle 30 € ve otobüs full dolu gidiyor, sence neden? Almanya' daki insanlar çokmu zengin bence otobüs çalışsın ucuza bir yerlere gideyim diye bekleyen bir sürü insan vardır, ve PostBus hizmetleri de bunu karşılamıyor, zaten amacı da şehirlerarası ulaşım değil sanırım.
http://www.dw-world.de/dw/article/0,,5363377,00.html
http://www.hamburghaber.de/haber-Almany ... iyor-3424/
tabi kanunun içinde ne yazıyor bilemem bu haberlere yansıyan kısmı, benim anladığım imtiyazların kullanımı ve dağıtımını DB yapıyor, dolayısı ile kendisinin trenle yolcu taşıdığı bir güzergahta bugüne kadar rakip olabilecek otobüs firmalarına taşımacılık için izin vermemiş olabilir, sen başka kanunlardan vergilerden bahsediyorsun, ben her halukarda otobüs işinin yaygınlaşacağını düşünüyorum, kimse eskisi kadar zengin değil. Biz Paristen Brüksel' e hızlı trenle gitmek istedik en ucuz bilet 70 € o da 1 ay önceden alırsan, o anda istersen 100 euro üzerinde, otobüsle 30 € ve otobüs full dolu gidiyor, sence neden? Almanya' daki insanlar çokmu zengin bence otobüs çalışsın ucuza bir yerlere gideyim diye bekleyen bir sürü insan vardır, ve PostBus hizmetleri de bunu karşılamıyor, zaten amacı da şehirlerarası ulaşım değil sanırım.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5569
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Burada Postbus veya ona benzeri bir şey yok. O kaynaklara sonra bir bakacağım. Otobüs işletmeciliğin bir kısmı da DB'ye ait, yine "Tochter" dediğimiz şekil. Yani, burada SBG var, ama SBG DB'ye ait. SWEG de var, onun da kendisine hass trenleri ve otobüsleri var.
Ve unutmamalı ki, DB devlet demiryolu, şu an özelleştirilmişse bile, devlet % 51'ini ve tüm rayları tutuyor. O yüzden böyle şeyleri kontrollü yapmak kadar mantıklı bir şey yok. Buna konsesyon derler burada, ve çok da katı bir prensip. Tabiîki artık Almanya için değil, Avrupa içi ihaleye çıkartılıyor herşey, yani burada Fransız otobüs şirketleri de çalışıyor. Ama yine de, herşey sistemli. Özel işletenler de var, onlar hat hat ya konsesyon ile araç işletiyor veya seyahat otobüsleri var. Uluslararası, ulusal ve yakın taşımacılık hem ayrı, hem bazı noktalarda bileşik.
Ve unutmamalı ki, DB devlet demiryolu, şu an özelleştirilmişse bile, devlet % 51'ini ve tüm rayları tutuyor. O yüzden böyle şeyleri kontrollü yapmak kadar mantıklı bir şey yok. Buna konsesyon derler burada, ve çok da katı bir prensip. Tabiîki artık Almanya için değil, Avrupa içi ihaleye çıkartılıyor herşey, yani burada Fransız otobüs şirketleri de çalışıyor. Ama yine de, herşey sistemli. Özel işletenler de var, onlar hat hat ya konsesyon ile araç işletiyor veya seyahat otobüsleri var. Uluslararası, ulusal ve yakın taşımacılık hem ayrı, hem bazı noktalarda bileşik.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Vay be adamlar animasyon aşamasından gerçeğe geçmişler araç ortaya çıkmış hatta test dahi yapılmış, böyle bir otobüs nerede çalışır, kaç paraya binilir bilmiyorum ama yapmışlar, gereksiz ama yapmışlar
http://www.lojiport.com/super-otobus-yo ... 28097h.htm
http://www.lojiport.com/super-otobus-yo ... 28097h.htm
Eski Hollandalı astronot Wubbo Ockels tarafından geliştirilen adeta spor bir otomobili andıran bu süper otobüs, 400 HP gücündeki tamamen elektrik motoru ve düşük aerodinamik tasarımı ile Hollanda'nın Valkenburg havaalanındaki test sürüşünde 250 kilometrelik hıza ulaşmaya çalışıyor.
Toplam 23 yolcu taşıyan, 15 metre boyundaki 'Süperotobüs' sağda ve solda 4'er adet olmak üzere toplam 8 tane kapıya sahip. Yukarı doğru kanat şeklinde açılan kapıları ve tasarımı sayesinde adeta spor arabayı andırıyor.
'Süperotobüs' bünyesindeki yol durumunu kontrol eden erken uyarısı sistemine sahip olan sistem ile yolcularına son derece güvenli bir seyahat sunmayı vaad ediyor.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18091
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37