Dünyanın hiçbir ülkesinde metroları belediyeler kendi bütçelerinden uzun uzadıya yapamazlar.
Acaba bu hakikaten her yer için geçerli mi?
Bir baktım, şu an Berlindeki aktüel U5U55 metro yapımı nasıl diye. Almanya, bilindiği gibi, federal bir devlet. En üstteki hükümetin ismi de ona göre federasyon. Altında eyalet geliyor, onun altında da aşağı yukarı bizim il dediğimiz bölgeler, onun altında da belediyeler ve belediye federasyonları (o da var, bazı küçük yerler için). Ve Berlin metrosunu Berlin belediyesi, Berlin eyaleti (Berlin aynı anda da kendisine has bir eyalet, şehir eyaleti dediğimiz üç mini eyaletlerin bir tanesi) ve de federal hükümet hep beraber yapıyora benziyor. Bu ilginç. Bundan kalkarak, hakikaten bir sorgulamak gerek, bizde sistem tam ne?
Hep diyorum ya, plân yok, masterplân yok. Plânı kim yapar, yapacak? Plân ile masterplân aynı mı (bence hayır)? Peki sipariş işlemlerini kim yapıyor, kararları kim veriyor? Sonra bizde kim neyi nasıl ödüyor? Bizde bölge ve eyalet olmadığından, tabiîki böyle finans konuları zor, çünkü iki odak noktası var: yerin ta kendisi (oluyor belediye) ve Ankara (hükümet ve bakanlık). Ama, bütün bunlarda ilginç olan önemli bir nokta daha var: Bu işlerin siyasetten büyük bir kısımdan ayrı tutulması gerek, çünkü bir hükümet bir, iki, hadi üç seçim kazanır, sonra başkası gelir. Ama bu gibi plânlamalar çok daha uzun vadelidirler. Ona göre bu gibi işlere siyasetin karışması problem doğruru. Bizim rantçılık diye adlandırdığımız problemler meselâ bununla ilgili olabilirler. Bah saa metro getirdim. Kimse metroyu getiremez, metroyu, plânı halk kendisi getirir, çünkü bu gibi projeler ya bir semte, ya bir kente, ya bir bölgeye, ya da bir ülkeye hizmet eder. Ona göre de plânlanmak zorunda.
İlginç bir konu, şimdiye kadar daha yakından ilgilenmedim, ama iyi ulusal bir plânlama kabiliyeti için bunların çok ince düşünülmesi gerek. Şu Ankara metrosu konusunda, o Hürriyetteki yazıları okuyan, küçük bir kurnaz oyunu tablosu görüyor. Bu bana şahsen biraz garip geliyor, çünkü ne gösteriyor? Usûl yok (henüz?). Usûlsüz bir durumda, biri bir şey düşünmüş, kurnazlık yapmış, ve bu kurnazlıkla bir projeyi de kurtarmış. Ama neden evvelden bunun (da) bir masterplânı yok? Yani toplu taşım değil de, devlette bu gibi şeyleri kim ne şekilde ne yapar usûlü. Bakalım, bunu şimdi (meselâ) kanun şekline sokmayı akıl eden olur mu. Yoksa yanılıyor muyum sizlerce?