gnl-S.43 » Ulaşım Dışı Sohbet Muhabbet

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 21 Nis Cmt, 2012 21:39

Sanmam oraya teleferik olacağını.

AT Avrupa Topluluğu idi (Birlik olduk yahu, unuttum gitti valla). Meis’e geçiş için sana mutlaka günlük vize verirler. Eh, ilk ülken Yunanistan olur, ama bari farklı bir şey görürsün (o kadar farklı olmasa da). Oradan öyle yavaş yavaş bakarsın …

O minibüslere de güzel numaralar yapılsa, bir bilet, fiyat sistemi, vs. Olurdu yani.

Yok, can sıkılması şu açıdan, metro, tramvay, tren falan … ile uğraşıp, orada yaşamak zordur belki. Halbuki ben de büyükşehir insanı olarak artık ormana kaçmanın yollarını arıyorum, ki artık ormana 200 metre uzaklıktayım :-)

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 21 Nis Cmt, 2012 22:00

alabay yazdı:Sanmam oraya teleferik olacağını.

AT Avrupa Topluluğu idi (Birlik olduk yahu, unuttum gitti valla). Meis’e geçiş için sana mutlaka günlük vize verirler. Eh, ilk ülken Yunanistan olur, ama bari farklı bir şey görürsün (o kadar farklı olmasa da). Oradan öyle yavaş yavaş bakarsın …

O minibüslere de güzel numaralar yapılsa, bir bilet, fiyat sistemi, vs. Olurdu yani.

Yok, can sıkılması şu açıdan, metro, tramvay, tren falan … ile uğraşıp, orada yaşamak zordur belki. Halbuki ben de büyükşehir insanı olarak artık ormana kaçmanın yollarını arıyorum, ki artık ormana 200 metre uzaklıktayım :-)
AB desene abi :) bende at gezisi deyince adalar aklıma geldi. kafam terellelli havalarında yaa.

bi gezi planı yaptım kafamda. en yakın yerlerden başladım. sıra mesie daha çok sonra gelir. liste uzun. ama neden olmasın. radyoda yunan müzikleri var. çok süper. acaba mesiten mi yayın yapıyorlar. meis en yakın yeri rodos. 600 km falanmış. bize 2 km mesafede. ama yunanistana kalmış. ilginç. olsun.

tren, tramvay, metro da bi yere kadar abi. senelerdir yazıyoruz. yaz yaz değişen bi şey yok. istanbul hergün daha beter hale geliyor. umut yok. attık kendimizi buralara. inşaallah kalıcı oluruz. işler yolunda giderse inşaallah uzun seneler kalmak nasip olur. tek dileğim bu.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 22 Nis Pzr, 2012 18:59

Yunanistan kalmış, halkı Yunan, ondan :-)

Meis’e geçersen, apayrı bir hava/kültür koklarsın diye tavsiye ettim, ben şahsen gitmedim, ben sadece Selânık’i tanırım o ülkede (ve oraya giden yollardaki kent ve köyleri).

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 22 Nis Pzr, 2012 21:03

tahmin ediyorum. meisi çok seviyorum. uzaktan bakmak bile çok keyifli. inşaallah kısmet olursa birgün gideriz.

sen hiç kaş şehir merkezinde kaldın mı?

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 22 Nis Pzr, 2012 23:27

Biz eskiden çok Kaş’taydık, ama o zamanlar şehir değildi oraları. O zamanlar Kaş’a daha doğru dürüst yol bile yoktu :-) Öyle uçurum kenarı sürünürdük. Önde minibüs, arkada römork, onun üstünde de tekne, haha :-)

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 23 Nis Pzt, 2012 08:18

sene kaç abi? şehirçinde nerde kalırdınız. eviniz mi vardı? eski dostlar vardır belki yine. burdaki insanlar çok sıcakkanlı. herkes birbirine selam veriyor. hemen adapte olduk. kaynaştık. hiç yabancılık çekmedik.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 23 Nis Pzt, 2012 09:08

Yetmişler sonu ile seksenler ortası arası. Biz ya otelde kalırdık, ya da kendi camping aracımızda. Valla, dostlar kimdi, hiç hatırlamıyorum, ama herhâlde yerli değil de daha çok eski dalgıç dostlar vs. Aradan otuz sene geçmiş.

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 23 Nis Pzt, 2012 09:19

30 sene çokmuş. ben daha vitaminmişim :) o zamanlar köydür tabi. gerçi şimdi de köy gibi. ama çok şirin bi yer. aşığım vesselam. nüfus 8 bin. o zaman kaçtı acaba?

kaş ufak bir yer olmasına rağmen akdenize 70 km sahili var. biz daha bunun 10 km'sini keşfedebildik. bakalım. 60 km kaldı daha :)

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 23 Nis Pzt, 2012 10:31

Hehe, ben değişik fiziksel durumdaydım …

70 km derken, sırf sahil, çünkü Kaş’ta plâj yok, eskiden bir özelliği oydu. Halbuki sanki öyle hatırladığım bir yer vardı, doğusunda kayalık bir yere iniyorduk, orada minicik, ama çøk minicik bir plâjcık vardı, oradan suya girdiğin zaman, süzülüyordun, birden buz kesiliyordun, çünkü yeraltından bir tatlısu kaynağı oraya boşalıyordu (galiba). Çok ilginç bir durumdu. Hayatımda ilk ve tek batmış amforlu kadırgayı Kaş’ta gördüm, o gün nezleydim, o yüzden yüzeyde kalmam gerekirdi, ama ben manyak gibi aşağı doğru daldım, kulağımı patlatıyordum az daha, ama harika bir şeydi. Tüyler ürpertici. Ve o Kekova’da batmış eski temellerin üstünden yüzmek. Ama düşünüyorum, orası mıydı acaba … bir yerde çok korkutucu bir akıntı vardı, insanı denize doğru çekiyordu, yani hep kıyıya doğru dik yüzer gibi, kıyıya paralel hareket etmek gerekiyordu. Ya orada, ya Saros’ta, unuttum gitti. Ama bilmeyene çok tehliklei olabilir bu, yani öyle hop diye yüzülecek yer değil, ya şnorkelle, ya tüple inmek gerek, kurşun bol olmalı ve iyi bir kondisyon gerek. Hoho, neler anlatıyorum, gençliğim :lol:

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 23 Nis Pzt, 2012 11:45

alabay yazdı:Hehe, ben değişik fiziksel durumdaydım …

70 km derken, sırf sahil, çünkü Kaş’ta plâj yok, eskiden bir özelliği oydu.
evet gerçekten öyle. kumsal yok. çakıllık yerler var.
alabay yazdı: Halbuki sanki öyle hatırladığım bir yer vardı, doğusunda kayalık bir yere iniyorduk, orada minicik, ama çøk minicik bir plâjcık vardı, oradan suya girdiğin zaman, süzülüyordun, birden buz kesiliyordun, çünkü yeraltından bir tatlısu kaynağı oraya boşalıyordu (galiba). Çok ilginç bir durumdu.
kaş şehir merkezi içinde, doğusunda Küçükçakıl Plajı var. geçen hafta gittim. sağdan saydım. 13 adım geliyor. mavi bayrak almış. şirin mi şirin bir yer. buranın 600 m ilerisinde Büyükçakıl var. küçükçakıldan büyük olduğu için büyükçakıl demişler. ama çok büyük değil. geçen tiyatroda köyden gelen yaşı bir amca ile sohbet ettik. buraya "kocaçakıl" diyor :)

alabay yazdı:Hayatımda ilk ve tek batmış amforlu kadırgayı Kaş’ta gördüm, o gün nezleydim, o yüzden yüzeyde kalmam gerekirdi, ama ben manyak gibi aşağı doğru daldım, kulağımı patlatıyordum az daha, ama harika bir şeydi. Tüyler ürpertici.
evet kaşın karşısındaki koylardan biri. uluborun deniyor. o amforanın bir kopyasını bodrum su altı müzesine götürmüşler. aslı burada. ve dalgıçlar hep dalar.
alabay yazdı:Ve o Kekova’da batmış eski temellerin üstünden yüzmek. Ama düşünüyorum, orası mıydı acaba … bir yerde çok korkutucu bir akıntı vardı, insanı denize doğru çekiyordu, yani hep kıyıya doğru dik yüzer gibi, kıyıya paralel hareket etmek gerekiyordu. Ya orada, ya Saros’ta, unuttum gitti. Ama bilmeyene çok tehliklei olabilir bu, yani öyle hop diye yüzülecek yer değil, ya şnorkelle, ya tüple inmek gerek, kurşun bol olmalı ve iyi bir kondisyon gerek. Hoho, neler anlatıyorum, gençliğim :lol:
batık şehir simena. gezi planımda ilk sıralarda yer alıyor. mavi turların başlamasını bekliyorum. inşaallah gidecem. kale, üçağız köyü varmış. kara bağlantısı yok. ama batık bölgesinde yüzdürmüyorlar sanırım. korumaya almışlar. senin zamanında koruma yoktu sanırım. antik kentler var orda. aperlai, teimussa, simena vs. akıntı var mı bilemem. ama plaj olarak kaputaş var mesela. patara var. lkyanın başkenti. demokrasinin beşiği. ilk parlemanto binası.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5555
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 28 Nis Cmt, 2012 16:41

Mehmet, işinden dolayı çok bilgisayarla uğraşan bir arkadaşım bu yüzden hap yutuyor (gözler için). Genelde ekranının çøk iyi olması önemli. Ayrıca hep arada bir kalkıp dolaşırsan, veya dişarı bakabileceğin bir pencere olursa, bu da gözlerin için iyi olur. En büyük problem, gözlerin statik bir noktaya fikse edilmeleri, yani gözin içindeki hareketlik ve esneklik zedeleniyor. Ama şöyle gözünü bir pencereye kaydırdın mı, yakın bakış aniden uzaga yöneldiğinden, antrenman olur. Ayrıca, sosyal açıdan da bilgisayar en önde olmazsa, daha iyidir. Biraz nasihat oldu, ama belki işine yarar :-) Geçmiş olsun.

Mehmet Kasım
Seyyah
Mesajlar: 4319
Kayıt: 09 Kas Cum, 2007 12:38

Mesaj gönderen Mehmet Kasım » 28 Nis Cmt, 2012 18:55

alabay yazdı:Mehmet, işinden dolayı çok bilgisayarla uğraşan bir arkadaşım bu yüzden hap yutuyor (gözler için). Genelde ekranının çøk iyi olması önemli. Ayrıca hep arada bir kalkıp dolaşırsan, veya dişarı bakabileceğin bir pencere olursa, bu da gözlerin için iyi olur. En büyük problem, gözlerin statik bir noktaya fikse edilmeleri, yani gözin içindeki hareketlik ve esneklik zedeleniyor. Ama şöyle gözünü bir pencereye kaydırdın mı, yakın bakış aniden uzaga yöneldiğinden, antrenman olur. Ayrıca, sosyal açıdan da bilgisayar en önde olmazsa, daha iyidir. Biraz nasihat oldu, ama belki işine yarar :-) Geçmiş olsun.
çok sağol abi. doktor 2 göz damlası verdi. onları kullanıyorum. dediğin gibi sabahtan akşama kadar tek bir noktaya kalıp pc başında idim. şimdi ara ara geliyorum. doktor gözlüğe ihtiyaç yok dedi. hafif bir kzıarıklık var. esat görüşmemizde farketmişsindir. damla onu alacakmış. yoksa görme problemim yok. çok kaldım hadi görüşürüz :)

Cevapla

“Üyelere Özel Başlıklar” sayfasına dön