gnl-S.43 » Ulaşım Dışı Sohbet Muhabbet
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Maksatlı kaşımıyorum. Görüşümü yazıyorum. Ve senin görüşünü de silmiyorum. Zaten, düşün, kaç senedir birbirimize tahammül ediyoruz. Ta 2005e kadar geri gidiyor.
Bu sayfa bizim, ona göre de »dışarıya« gerekirse kısabiliriz de. Zaten bu bölüm de özel bölüm değil miydi? Başkalarına ait ve sırf para için işletilen sayfalarda gevezelik boşa, o başka.
Halk konusuna gelince, halkın belirli (ve küçük de olmayan) bir kısmı hoşnut değil. Ve ben bunu gayet iyi anlıyorum. Her hükümetin bir muhalifi olur, bu normaldir, ama ne yazık ki bizde bu da doğru dürüst işlemiyor. Her hükümet geldiği gibi de gider. Ama iyi bir iz bırakıp mı gider, halkı bölerek mi gider, bu bir fark. Halkı birleştirebilecek hükümet iyi olurdu, ama bilmem, bunu artık kim becerir. Şu an durumumuz iyi değil, bu belli. Pendula diyebilirsiniz belki. A basılmış, şimdi B mi basılıyor? Eh, C yolu yerine yine A basılacak herhâlde, ve işte bu demokrasi değil. Veya, ileri demokrasi değil! Öyle diyelim.
Bu ara, Esat, senin ve benim ismim beraberinde hiç iyi okunmuyor be, anlıyor musun? Birleşmiş hâli biraz garip
Bu sayfa bizim, ona göre de »dışarıya« gerekirse kısabiliriz de. Zaten bu bölüm de özel bölüm değil miydi? Başkalarına ait ve sırf para için işletilen sayfalarda gevezelik boşa, o başka.
Halk konusuna gelince, halkın belirli (ve küçük de olmayan) bir kısmı hoşnut değil. Ve ben bunu gayet iyi anlıyorum. Her hükümetin bir muhalifi olur, bu normaldir, ama ne yazık ki bizde bu da doğru dürüst işlemiyor. Her hükümet geldiği gibi de gider. Ama iyi bir iz bırakıp mı gider, halkı bölerek mi gider, bu bir fark. Halkı birleştirebilecek hükümet iyi olurdu, ama bilmem, bunu artık kim becerir. Şu an durumumuz iyi değil, bu belli. Pendula diyebilirsiniz belki. A basılmış, şimdi B mi basılıyor? Eh, C yolu yerine yine A basılacak herhâlde, ve işte bu demokrasi değil. Veya, ileri demokrasi değil! Öyle diyelim.
Bu ara, Esat, senin ve benim ismim beraberinde hiç iyi okunmuyor be, anlıyor musun? Birleşmiş hâli biraz garip
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18079
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
Pis herif, bunu hiç fark etmemiştim bakalabay yazdı:Bu ara, Esat, senin ve benim ismim beraberinde hiç iyi okunmuyor be, anlıyor musun? Birleşmiş hâli biraz garip
Başar yanıldığın bir nokta var, konu kime kapalı? Üye olmayanlara, iyi soru şu sen bu sitede üye girişi yapıp yazıları okuyan herkesi tanıyormusun? Ya da hadi ilgilisin bu net bilmemne işleri ile gizli ya da kapalı diye bir şey söz konusu mu sence?
Diğer konularda bir şey diyemem ileri ya da geri kişinin duruşuna göre değişir, aslında ortak şikayetçi olduğumuz, düzelmesini istediğimiz pek çok şey var ama durulan noktalar itibari ile diğer ayrı düşülen şeyler bunları eziyor, istemesekte.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Artık üye olup neyi hangi müsaadeyle kim nasıl okuyabilir, sunucuyu, veritabanını işleten adam bilir ve ayarlar. Bu senin işin, ben bugüne kadar sırf korumayı, yedeklemeyi ve arada sırada bir kaç ayarı yapıyorum.
Bence yazdıklarımız zaten de gayet makul. Her yerde olduğu gibi, birimiz A taraftarıdır, birimiz B, birimiz C. Kendim için diyebilirim ki, herhangi bir taraftarlıktan muaf şekilde durumları yorumluyorum, çünkü hem bana soran yok, hakkım olsa bile, bana seçtirmiyorlar (Almanya böyle bir şeyi hayatta yapmazdı, ama neyse), hem de politika, toplum ve birey konusuna (elbet) bilimsel bir yönden yaklaşıyorum (yaklaşmak zorundayım), çünkü bu benim »işim«.
Hoşlandığım şeyler var, hoşlanmadığım şeyler var. Şu an hiç hoşlanmadığım şeyler var, bundan 15 veya 20 sene evvel de hiç hoşlanamadığım şeyler vardı. Ve bundan 31 sene evvel, eminim ki, başım seninkinden daha dertteydi bazı durumlarla. Ve hiç benimle alâkalı bile değildi, sistem ona göreydi. Ezmek bizde, kökü kazılmamış bir konu ve olay. Asıl problem bu. Türkiye ne yoldan giderse gitsin, bu problem hep aynı. Sağ mı? Öyle. Sol mu? Yine öyle. Ateist mi? Öyle. Dindar mı? Öyle. Yani? Yani, çoktaraflık ve demokratik bir toplum için gereken hürriyetçilik hissi daha tam gelişmemiş. Bir kısımda gelişmiştir mutlaka, ama o kisim hiç siyasetle uğraşıyor mu acaba, o bambaşka bir soru. Bu dünyada her yer için geçerli, onu da gözardı etmeyelim, ama Türkiyenin şöyle bir özelliği var iki dünyanın buluştuğu bir noktada konumlanmış. Doğu ve batı. Ve doğu derken uzakdoğu değil maalesef. Batı denen »sistem« hürriyetin izinde, doğuda bu hiçbir şekilde yok. Batıda çok çürük olsa da, ki var, yine de yol bu yol. Doğuda ise henüz despotizm, ültimatif krallık ya da diktatörlükle işler yürüyor. Türkiye bu açıdan bakılırsa, çok daha batı meğilli. Bu iş de ama, bazılerin her ne kadar midesine dokunursa da, belli bir Cumhuriyet kurucusunun ve elemanlarının emeğine sağlık. Mustafa Kemal Atatürk 1938de vefat etmiş. Bir Türkiye kurabilmiş. Kurmak bir şey, devam etmak başka bir şey. 75 senedir bu başkaların işi, ve bu konuda henüz hafif bir uzlaşma kargaşası var. İzlenimim bu. Unutmamalı ki, şu an bütün taraflar, sağ, sol, dindar, gayrıdindar, hiçbir şekilde ne eski kuruluşun fikir izinde, ne de sağlıklı bir geleceğe doğru vizyonlu bir yolda. Hiçbiri. Bu yüzden, hele hele bugünkü problematik durumlarda, »taraftar« olmak mantıksız. Bilirkişi ve(ya) düşünceli, fikirli olmak mantıklı. Ama bunu istemiyorum diyen otomatikman yerine şunu istiyorum diyemiyor. Çünkü neyi istesin? Ben demokrasiyi istiyorum! Bana göre bir devlet kimseye dinî hiçbir şeyi dayatmamalı, dayatamaz. Ama bir devlet dindarlara da baskı dayatamaz. Kalıyor tek bir püf noktası, o da hoşgörüyle, sistem kabul etmesi. Bu daha biraz zor ve çelişkili gibi geliyor bana. Bu genel bir insanlık problemi, Türk veya Türkiye problemi değil. Ama ben şahsen Türkiyenin ne bir Suriye, ne bir başka Arap devleti, ne de bir Ortaasya Post-Rus devleti olmasını istiyorum. Çünkü hepsinde ya savaş ya da savaşöncesi veya sonrası bir hâl var, ferahlık veya kalkınma pek yok. Ve yok efendim sömürge vesaire ile kimse kendisini uyutmasın. Bu tipik bir refleks, aşırıların refleksi. Ne aşırısı olursa olsun. Gereksiz, işe yaramıyor. Yaramış olsaydı, bugün konumumuz bambaşka olurdu.
Bence yazdıklarımız zaten de gayet makul. Her yerde olduğu gibi, birimiz A taraftarıdır, birimiz B, birimiz C. Kendim için diyebilirim ki, herhangi bir taraftarlıktan muaf şekilde durumları yorumluyorum, çünkü hem bana soran yok, hakkım olsa bile, bana seçtirmiyorlar (Almanya böyle bir şeyi hayatta yapmazdı, ama neyse), hem de politika, toplum ve birey konusuna (elbet) bilimsel bir yönden yaklaşıyorum (yaklaşmak zorundayım), çünkü bu benim »işim«.
Hoşlandığım şeyler var, hoşlanmadığım şeyler var. Şu an hiç hoşlanmadığım şeyler var, bundan 15 veya 20 sene evvel de hiç hoşlanamadığım şeyler vardı. Ve bundan 31 sene evvel, eminim ki, başım seninkinden daha dertteydi bazı durumlarla. Ve hiç benimle alâkalı bile değildi, sistem ona göreydi. Ezmek bizde, kökü kazılmamış bir konu ve olay. Asıl problem bu. Türkiye ne yoldan giderse gitsin, bu problem hep aynı. Sağ mı? Öyle. Sol mu? Yine öyle. Ateist mi? Öyle. Dindar mı? Öyle. Yani? Yani, çoktaraflık ve demokratik bir toplum için gereken hürriyetçilik hissi daha tam gelişmemiş. Bir kısımda gelişmiştir mutlaka, ama o kisim hiç siyasetle uğraşıyor mu acaba, o bambaşka bir soru. Bu dünyada her yer için geçerli, onu da gözardı etmeyelim, ama Türkiyenin şöyle bir özelliği var iki dünyanın buluştuğu bir noktada konumlanmış. Doğu ve batı. Ve doğu derken uzakdoğu değil maalesef. Batı denen »sistem« hürriyetin izinde, doğuda bu hiçbir şekilde yok. Batıda çok çürük olsa da, ki var, yine de yol bu yol. Doğuda ise henüz despotizm, ültimatif krallık ya da diktatörlükle işler yürüyor. Türkiye bu açıdan bakılırsa, çok daha batı meğilli. Bu iş de ama, bazılerin her ne kadar midesine dokunursa da, belli bir Cumhuriyet kurucusunun ve elemanlarının emeğine sağlık. Mustafa Kemal Atatürk 1938de vefat etmiş. Bir Türkiye kurabilmiş. Kurmak bir şey, devam etmak başka bir şey. 75 senedir bu başkaların işi, ve bu konuda henüz hafif bir uzlaşma kargaşası var. İzlenimim bu. Unutmamalı ki, şu an bütün taraflar, sağ, sol, dindar, gayrıdindar, hiçbir şekilde ne eski kuruluşun fikir izinde, ne de sağlıklı bir geleceğe doğru vizyonlu bir yolda. Hiçbiri. Bu yüzden, hele hele bugünkü problematik durumlarda, »taraftar« olmak mantıksız. Bilirkişi ve(ya) düşünceli, fikirli olmak mantıklı. Ama bunu istemiyorum diyen otomatikman yerine şunu istiyorum diyemiyor. Çünkü neyi istesin? Ben demokrasiyi istiyorum! Bana göre bir devlet kimseye dinî hiçbir şeyi dayatmamalı, dayatamaz. Ama bir devlet dindarlara da baskı dayatamaz. Kalıyor tek bir püf noktası, o da hoşgörüyle, sistem kabul etmesi. Bu daha biraz zor ve çelişkili gibi geliyor bana. Bu genel bir insanlık problemi, Türk veya Türkiye problemi değil. Ama ben şahsen Türkiyenin ne bir Suriye, ne bir başka Arap devleti, ne de bir Ortaasya Post-Rus devleti olmasını istiyorum. Çünkü hepsinde ya savaş ya da savaşöncesi veya sonrası bir hâl var, ferahlık veya kalkınma pek yok. Ve yok efendim sömürge vesaire ile kimse kendisini uyutmasın. Bu tipik bir refleks, aşırıların refleksi. Ne aşırısı olursa olsun. Gereksiz, işe yaramıyor. Yaramış olsaydı, bugün konumumuz bambaşka olurdu.
- Esat
- Pir-i Seyyâh
- Mesajlar: 18079
- Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37
İşte birinci sorunun bilmiyorsan biliyormuş gibi konuşma, yanlış biliyorsun ve izahat yapma durumumda yok sadece öyle değil.alabay yazdı:Artık üye olup neyi hangi müsaadeyle kim nasıl okuyabilir, sunucuyu, veritabanını işleten adam bilir ve ayarlar.
İkinci olarak ısrarla tarafsız olduğunu iddia ediyorsun, buna inanıyorsun ama bu senin düşüncen bana göre yazdıkların senin tarafını açıkça gösteriyor, aynen benim gibi ki ben tarafsızlık iddiasında değilim.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
-
- Sezonluk Yolcu
- Mesajlar: 221
- Kayıt: 18 Eyl Pzr, 2011 08:56