ant-TS.09 » Antalya Toplu Taşımacılık Sistemi

ÖmerYILMAZ
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 221
Kayıt: 18 Eyl Pzr, 2011 08:56

Mesaj gönderen ÖmerYILMAZ » 19 Kas Pzt, 2012 13:00

birileri hala sistemi kötülüyor, tabii ki art niyet vardir tabii ki bazi siyasi beklentiler vardir icinde
O kötüleme sistem başlamadan önceki aylarda başladı.
Sistemi topyekün olarak eleştirmek yanlış, sadece bazı uygulamaları eleştirsek, daha spesifik olsak iyi olmaz mı? Ama onlar "bu sistem kötü, artık otobüse dolmuşa binmeyin" diyecek kadar ileri gidecekler.

Mesela şu adresteki yazar bir güzel eleştirmiş. Doğru olduğu noktalar var mı var, ancak sırf karalamak için bazı şeyleri söylüyor.
http://www.antalyaguncel.com/kose_yazis ... ep_yapiyor_
Mesela Antray'ın Ulaşım A.ş'ye verilmesini eleştirmiş. 1 şirket, çekilmiş, diğeri elenmiş, diyor.
Ulaşım A.Ş yi kötülemiş.
Halbuki Ankara EGO idaresinin körüklü otobüs ihalesine sadece Mercedes girdi ve kazandı. Şimdi bu ihale şaibeli mi oluyor?

Ben de eleştiriyorum, şikayet ediyorum. Mesela geçen ay saat 11'de otobüs bekliyorum, 1 saat bekledim gelmedi, eve yürüyerek gitmek zorunda kaldım. Büyükşehirin Genel Sekreteri Mehmet Aktekine şikayetimi bizzat ilettim. Şoför yolcu yok diye hattın yarısından sonra ayrılmış. Öğrendim ki şoför 15 gün ceza almış.

Belediyenin suçu var, ilk suçu 20 yıllık ulaşımcı Ulaşım Daire Başkanı Nazif Altıpınarı görevden alıp yerine İtfaiye Daire Başkanını vekaleten atamak.


Bunun yanında gece otobüs gelmedi demek normal bir şey olabilir, şoförler bun hep yapıyor, ceza alsalar da yapmaya devam edecekler. Ancak gündüz saatinde otobüsün gelmemesi normal bir şey değildir. Ya kaza yapmıştır ya da yol kapalıdır.
Mesela geçen haftalarda 30 dk KL08'i bekledim, sonra bir otobüs geldi ağzına kadar dolu, durağa girmeden geçti gitti, sonraki otobüs neyse ki aldı. Konyaaltında otobüs arıza yapmış, seferler aksamış, otobüsler tıklım tıklım gidiyor.


Ayrıca dediğiniz gibi acil durumlarda belediyenin bir planı söz konusu bile değil. Kaldı ki toplu taşıma araçlarının %90'nından fazlası özel.
Buralara gelebildiysek ona da şükür diyorum.

Ayrıca Başkan'ın şu sralar ulaşımla ilgilendiği yok, ve olanlardan da haberi yok.
Yeni sistemin uygulandığı ilk günlerde sistemi yerinde görmek için bizzat sahaya inmişti.

Ancak yeni bir süreç var toplu taşımada: AB plakalı midibüslerin 12 metrelik otobüslere dönüşmesi. Şu anda 11 otobüs çalışıyor, 22 midibüs hatlardan çekildi.
Benim yıllardır savunduğum tek hatta tek araç türü ve ulaşımda tek tip araç fikri şu anda uygulamaya geçiriliyor.
Yeni ulaşım sistemini sekteye uğratan, hatların bozulmasına neden olan 7 metrelik küçük otobüsler Türkiye'deki en kötü toplu taşıma unsuru olarak önceki başkanımızın Antalya'ya en büyük kazığı olarak tarihe kazındı :)

Belki dolmuşların hepsini 12 m otobüse çevirseydi seçimi kazanırdı.

Ayrıca ben şimdiki sistemde evimin olduğu semte küçük otobüslerin çalışmasını istemiyorum. Ben de evimden işime okuluma dershaneme, gezmeme, herhangi bir yere büyük otobüslerle gitmek istiyorum.
Lara'da Konyaaltında oturanlardan neyim eksik, fazlam bile var :)
Otobüslerin gövde hatlarda çalıştırılmasının nedeni kitleleri bir yerden bir yere aktarma fikriydi. Ancak benim oturduğum semte de tek bir gövde hattı koysalar şimdiki gövde hatlardan farksız olur. Mesela ben "tramvaya mahkum" değilim. İstediğim zaman binebiliyorum ancak midibüslere mahkumum. Hayır ben tramvaya ve otobüse mahkum olmak istiyorum, midibüslere değil.

Ayrıca raylı sistemin çökmesi konusunda söyleyeceğim birkaç şey var.
Bu raylı sistem tamamlandığında yeni yönetim tarafından açılışı yapılacaktı. Açılıştan 3 gün önce felaket bir yağmur yağdı ve yer altındaki Çallı Tramvay durağını sel bastı. İstasyonun yarısına kadar sular yükseldi. İşte asıl çökme buydu, eski yönetim Namık Kemal Bulvarının ortasındaki devasal yağmur suyu drenaj kanalını ortadan kaldırınca yağmur suları doğrudan Çallı durağına girdi, ayrıca drenaj kalanının olmaması da sebep değil, İstasyona doğru giden raylardan yüzeydeki sular rahatlıkla girebiliyordu.

Eğer yağmur bir hafta geç yağsa ölümler yaşanacaktı.
Antray yine çalışmayacak...

Yolcu taşımaya 18 Aralık Cuma günü başlaması kararlaştırılan Hafif Raylı Sistem bir kez daha ertelendi. Bu kez ertelemeye Çallı alt geçidinde meydana gelen su baskınının oluşturduğu zarar gerekçe gösterildi. Büyükşehir belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Aktekin çarşamba günü raylı sistemde inceleme yaparak çalışmaların bitirilebilmesi halinde sistemin cuma günü devreye gireceğini açıklamıştı. Bu incelemenin ertesi günü belediyeden yapılan açıklamada raylı sistemin, yüklenici firmanın gerekli çalışmaları bitirmesinin ardından devreye gireceği belirtildi ancak tarih verilmedi.

18 Aralık Cuma sabahından itibaren karşılıklı olarak yolcu taşımaya başlaması planlanan Raylı Sistem seferleri yağış engeline takıldı. Aşırı yağıştan dolayı Raylı sistemin Çallı alt istasyonu sular altında kaldı. Mevcut deşarj sistemi suyu tahliye etmede yetersiz kalınca istasyon yaklaşık 1.5 metre derinliğinde su ile kaplandı. Büyükşehir belediyesi Genel sekreteri Mehmet Aktekin 16 Aralık çarşamba günü Çallı alt istasyonunda incelemeler yapmış büyük bir engel çıkmazsa sistemin cuma günü devreye gireceğini açıklamıştı. Ancak yağmurun gece geç saatlere kadar şiddetini dindirmeden devam etmesi nedeniyle İstasyonun yangın pompaları, yürüyen merdiven sistemi su altında kaldı. Ray traverslerinde oynamalar meydana geldi. İstasyonun tavanında da su sızıntısından dolayı çökmeler yaşandı. Yüklenici firma onarım çalışmalarına başladı. Bu kapsamda yangın pompası ve yürüyen merdiven sistemleri bakıma alındı. Raylar temizlenirken, yer altında ve yer üstünde olan elektrik hatları kontrol edilecek. Sinyalizasyonda bozukluk varsa giderilecek. Kumanda merkezi ve sistem sorunsuz çalışınca ve güvenli hale gelince birkaç deneme seferi daha yapılacak. Sistem normal çalışır hale geldikten sonra yolculu seferlere başlanacak. Çallı’daki su baskınının Kipa Kavşağı’nın bulunduğu yerde daha önce var olan su toplama hattının raylı sistem çalışmaları sırasında iptal edilmesinden kaynaklandığını söyleyen Genel Sekreter Mehmet Aktekin, Dokuma bölgesinden gelen çevre sularını deşarj edecek başka bir kanal yapılmadığından, aşırı yağışın neden olduğu suların Çallı alt geçidine dolduğunu söyledi. Aynı olayın yaşanmaması için Kipa Kavşağı’nın bulunduğu yerde yeni bir su toplama kanalı inşa edilecek. Böylece çevre sularının raylı sisteme ulaşması engellenecek.

http://www.vtvhaber.com/haber_detay.asp ... slik_id=30

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5552
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 19 Kas Pzt, 2012 14:34

İlginç bir misal vermişin (hattan ayrılan şoförle). Bu meselâ Berlin’de olsaydı, sana bir tür tazminat da öderlerdi, meselâ beleş bir ay veya giriş bileti, bunun gibi. Yani, sana olan zararı hafiflatmek zorunda olurlardı. Taksi bileti ödediysen, onu vermeleri gerekirdi, vs.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 19 Kas Pzt, 2012 14:58

O keyfilik bir zamanlar Başakşehir otobüslerinde vardı, halk otobüsü yolcu yok diye gitmiyordu :) öyle tazminat falan yok, özür dilerlerse öpüp başına koyacaksın ne tazminatı, yüz kere anlattım ama Başar efendinin anlayası gelmiyor bunu.

Ömer senin yazdıklarına biraz daha uzun değinmek isterimde şimdi dışarı çıkıyorum akşama göz atarım ama genel olarak şunu söylemek istiyorum, izah tarzın, anlatımın gerçekten çok hoşuma gidiyor, yani benim için çok açıklayıcı oluyor.

ÖmerYILMAZ
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 221
Kayıt: 18 Eyl Pzr, 2011 08:56

Mesaj gönderen ÖmerYILMAZ » 19 Kas Pzt, 2012 15:09

Ben de şimdi çıkıyordum dışarıya, cevap yazamazdım.

Ayrıca teşekkürler.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 19 Kas Pzt, 2012 20:56

Öncelikle yönetim konusunda güzel noktalara değinmişsin, yani kim görevdeydi göreve kim geldi, falan. Burada biz bu isimleri tanımadığımız için zaten kişisel bir bakış açısı sunamayız diye düşünüyorum ama evet sadakat mi liyakat mi? Maalesef liyakat in önemi ya da ne kadar layık olunduğunun bile tartışmalı olduğu noktaları yaşıyoruz. Bir kere bürokrat ya da devlet çarkı içine kapağı attınız mı illa kıçınızı koyacak bir koltuk oluyor orası kesin, hiç bunun şucusu bucusu yok :)

Antray'ın Ulaşım A.Ş. verilmesi konusunda anlattıklarına da hak verdim, süreci bilmiyorum gerçi ama şaibe nerede? O zaman başka kentlerde başka bazı araç alımları falan da şaibeli dediğin gibi ama öyle denmiyor hatta mahkemede bile öyle çıkmıyor, artı belediyenin kendi işletmesinde olan bir işi kendi iştirakine vermesinden daha doğal ne var? İştiraklerin amacı budur zaten, ben bu işin böyle ihaleye falan düşmesini anlamıyorum, ne olacak şimdi Antalya ihale yapsa atıyorum herhangi bir şehrin tecrübe eksikliği olan işletmeside gelip girebilir, sonuçta raylı sistem işletiyorum kardeşim diye girebilir ve ihaleyi alabilir de peki bu mudur doğru olan? Bence değil, kimse kusura bakmasın.

Otobüsleriniz umarım büyür, yani ne bileyim ya Antalya benim gözüme hep böyle büyük şehir olarak görünüyor :) etiketi de öyle Antalya Büyükşehir Belediyesi, ama midibüs nedir yav? Tamam İstanbul'da da var, ama orada da saçma buluyorum zaten, gerçekten taşra bölgelere çalışır hadi tamam ama kentiçi toplu taşımacılıkta midibüs ün yeri nedir? İstanbul'da Suriçi ya da tarihi yarımada dediğimiz bölgede bazı yerler için olabilir ama orada da olamaz çünkü yolcu yoğunluğunu kaldıramaz, fakat fiziki şartlara göre aslıdna midibüs çok daha doğru bir seçimdir orada, tabii asıl yolcu yükünü başka sistemler ile alabiliyor iseniz.

Tramvayın yolda kalmasına gelince, buna hiç anlam veremiyorum. Tramvay yolda kalmaz mı? Elektriği kesilir, kablosu kopar, kaza yapar, olurda olur, istatistiğini bilemem ama bana göre bir otobüse göre yolda kalma riski çok daha fazladır, çünkü çok daha fazla faktör ile iç içedir. Şimdi eğer bahsettiğin kesinti yine o istasyona su dolmasından kaynaklandı ise, ne istiyor bu insanlar, yani göz göre tramvay oraya suyun içine girsin mi? İşte bütün bunlar cehaletten kaynaklanıyor, hadi ben çobanım, bu gazeteciler falan hepsi el üstünde adamlar, biraz araştırmak gerekmez mi? Bilmiyorum belkide tramvay o suyun içinden geçebilir (bahsettiğin su dolma hadisesine bakmadım linkten yani ne kadar su dolmuş bilmiyorum) ama şu kadarını söyleyeyim yüksek tabanlı araçlar bile belli bir seviyeye kadar suyun içine girebilir, bunun aracın içine su girmesiyle boğulma ile falan alakası yok, elektrik dediğimiz nane ile biraz ilgisi var. Bilmiyorum belki Mehmet göz atarsa daha doğrusunu açıklar bize, yanılıyor olabilirim ama her halukarda riskli. Şimdi bu halde yönetimde başkası olsaydı da tramvay yine aynı sebepten kalsa idi bu sefer karşı görüştekiler aynılarını yazıp çizecekti.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5552
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 19 Kas Pzt, 2012 22:41

Yani, bana göre, Antalya’da o kadar azgın şekilde midibüs yoktu, 2009’da :-) Turistsiz yaklaşık bir milyonluk şehir, etrafını saymazsak. Ama yine de biraz garip geliyor bana. Yani, ben eski hâllerini hatırlıyorum, 1978–84 arası sanki daha »büyükşehir« idi. Sonra yavaş yavaş büyüdü, ama köyleşti (gibime geliyor), 1989’a kadar ilgimiz boldu, sonra aralar açıldı, 1996 ve 2009, maşaallah :-)

07onur
Aylık Paso
Mesajlar: 37
Kayıt: 08 Tem Pzr, 2012 06:04

Mesaj gönderen 07onur » 19 Kas Pzt, 2012 23:21

Haberin kaynağı olan akdeniz manşet'te haberi araştırdım ama bulamadım, sanırım Şükrü Ağırman'ın haberi bu, doğru mudur? :P

Kendisinden bir alıntı:

''Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, Ağustos 2011’de halka aktarmalı ulaşım sistemini dayattı. Modern ulaşım adı altında kırmızı otobüsleri getirdi. Bu otobüsler çeşitli güzergâhlarda sözde günün 24 saati ve aktarmasız, hızlı, süratli çalışacaktı. Ama şu anda çalışan bir tek hat var. O da havalimanı hattı. Bu hat sözde ekspres hat yapıldı. Yani hiçbir mahalleye girmeden havalimanı-otogar arasında direkt ve hızlı ulaşım sağlanmış oldu. Ne var ki Akaydın kendi koyduğu kuralı yine kendi çiğnedi. “Aktarmalı yeni toplu ulaşım sistemiyle her yerde durak olmayacak. Herkesin evinin önünden eskisi gibi otobüs geçmeyecek. Halkımız tembel. Herkes 2-3 km yürüyecek, gideceği yere aktarma yaparak gidecek, modern ulaşımın gereği budur” diyen Akaydın, kırmızıları mahalle içine sokmayı başardı.''

http://www.namsori.com/haber/antalya-ul ... -/869.html

Düzeltmek gerekirse:

Halka aktarmalı ulaşım sistemi dayatılmadı, mis gibi oldu. Hiç otobüse binmediğinden hiçbir şeyden haberi yok, Antalya'nın daha önce ulaşım sistemi yoktu ki.

Tek bir hat yok, 4 hat var. 600, KL08, VF01 ve VL31.

Teknik olarak hiçbir mahalleye girmeden iki nokta arasında taşımacılık yapılamaz ama havalimanı hattının Meltem mahallesine girmesinin yanlış olduğunu biz de söyledik zamanında. Ancak o hat Meltem'e kaydırılana kadar onlarca hat Meltem'den geçmeye başlamıştı. Bunların lafını hiç etmedi çünkü gerçekten takip ettiği yok havalimanı hattının güzergah değişikliği geniş boyutta duyurulduğu için sadece ondan haberdar. :D Onca hat Meltem'e kaydırıldıktan sonra havalimanı hattının da kaydırılmasının bence bir mahsuru yok aktarma yapmak kolaylaştı böylece. Eğer o ve aktarma yapmayı beceremeyenler ağlamasalardı hatlarda böyle bir bozulma en baştan yaşanmayacaktı. Kendileri yaptılar.

Akaydın'ın öyle bir sözü yok. Varsa da yeni ulaşım sistemi öyle birşey değil. Otobüs hattının geçtiği her caddede eskiden nasılsa aynı aralıklarda durak var. 2-3 km yürüme lafını asla söylemedi bundan eminim, ''herkes 500 metre yürüyecek'' dedi. Zaten 20 Ağustos'ta hatlar en fazla 500 metre yürüme mesafesinden erişilebilecek şekilde planlanmıştı.

Kısacası ,benim bilgi sahibi olduğum konularda yaptığı haberler için konuşuyorum, neresinden tutsanız dökülüyor. Yaptığı tüm haberler böyleyse çok yazık.

Şu sistemi anlatamama meselesine gelince, 20 Ağustos 2011 yaklaşınca ben hat haritasına baktım, duyuruları okudum ve sistemi anladım. Bitti gitti. Yolcunun yapacağı 3 adım var zor değil:

1. Evinin (bulunduğu yerin) yakınından geçen, binebileceği hatları tespit edecek.

2. Gideceği noktanın yakınından geçen hatları tespit edecek.

3. Bu hatların kesiştiği bir cadde/sokak bulacak. Aha orası aktarma yapacağı yer.

Bunu yapmadan sokağa çıkıp şoförlere sormakla yetinilirse alışma süreci ''sancılı'' olur tabi.

Belediyenin bilgilendirmesi kesinlikle eksik ama tam olsaydı bile benzer şeyleri yaşayacaktık, eminim.

İstanbul'da Sabiha Gökçen'e gidecek birisi otobüsünden E5'de inip de havalimanı otobüslerine binmez, ters yönde de olsa Kadıköy ya da diğer baş duraklara kadar gidip sonra yapar aktarmasını. Aktarma yapılacak noktalar aşağı yukarı bellidir. Antalya'da ise öyle değil, sürekli değişken. Birden fazla hattın geçtiği her durak bir aktarma noktası olabilir. Sorun bundan kaynaklandı, o haritalar boşuna verilmemişti herkesin eline.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5552
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 19 Kas Pzt, 2012 23:28

Ben hâlâ diyorum ki, öyle harf-numara karışımı yapacaklarına başka bir düzen düşünseymişler. Meselâ bölgelere göre rakamlar. Veya yönlere göre. Bölgeler derken dokuz ya da on bölge mümkün. Yön derken çift ve tek (misaller bunlar). Yani, Antalya birşeyler düşünmüş. Ama biraz komplike olmuş gibi. Ayrıca ben o yeni düzeni görmedim, ne yazık ki, 2009’da daha yoktu. Yeni düzen geldikten sonra her durakta tabelâ var mı? Geçiş saatleri var mı? Yani, bütün batı dünyasında normal olanlar var mı? Varsa, iş çoook kolaylaşır genelde. Yoksa, neden yok diye sormalı; cidden sormalı.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 19 Kas Pzt, 2012 23:35

Onur07 yazdı:Şu sistemi anlatamama meselesine gelince, 20 Ağustos 2011 yaklaşınca ben hat haritasına baktım, duyuruları okudum ve sistemi anladım. Bitti gitti.
Ama herkes Onur ve Ömer değil ki :D şimdi bunu kimse hakaret olarak algılamasın ama toplu ulaşım konusuna genel olarak kafa yormayan hiçbir ortalama yolcu böyle bir değişikliği pat diye anlayamaz, en azından bizim yolcumuz anlayamaz, çünkü böyle şeylere alışık değil, bu alışkanlıklar ile alakalı bir durum A B C yi nasıl öğreniyorsa toplumda bu kuralları sürekli tekrar tekrar tekrar ile öğrenir, sizler ya da bizler gibi amatör meraklılar zaten herşeyi biliyor, üzerindeki dili anladıktan sonra (yani bilmediğimiz bir alfabe ile yazılmadıkça) dünyanın neresine gitsek bir toplu ulaşım haritası ile yolumuzu bulabiliriz değil mi? Ha çözümlerimiz o kentteki en hızlı ya da en ucuz çözüm olmayabilir ama buluruz, en azından bahsettiğim kitleye dahil olan pek çok kişiden çok ama çok daha hızlı buluruz. Onun için siz üstünüze alınmayın benim serzenişlerimi :)

ÖmerYILMAZ
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 221
Kayıt: 18 Eyl Pzr, 2011 08:56

Mesaj gönderen ÖmerYILMAZ » 19 Kas Pzt, 2012 23:35

bahsettiğin su dolma hadisesine bakmadım linkten yani ne kadar su dolmuş bilmiyorum
habere göre 1,5 metre, benim hatırladığım istasyonun yarısına kadar hatta ben de tramvay ilk çalışmaya başladığında görmüştüm izleri, su izleri istasyondaki duvarların yarısına kadar çıkmış.
Hatta duvarlarda köpük durak isimleri yazılıydı, onlar hasar gördü, yerlerine demir levhadan yenileri monte edildi.
Şimdi bu halde yönetimde başkası olsaydı da tramvay yine aynı sebepten kalsa idi bu sefer karşı görüştekiler aynılarını yazıp çizecekti.
Ona diyeceğim bir şey yok. "İstemezükçü"lük çoğu zaman yer değiştiriyor.
Yolcunun yapacağı 3 adım var zor değil:

1. Evinin (bulunduğu yerin) yakınından geçen, binebileceği hatları tespit edecek.

2. Gideceği noktanın yakınından geçen hatları tespit edecek.

3. Bu hatların kesiştiği bir cadde/sokak bulacak. Aha orası aktarma yapacağı yer.
Ben artık bir şey demiyorum. Tamamdır, bundan ötesine Allah karışır :)
Medeni toplumlarda çoğu zaman ek bilgilendirmeye gerek duyulmayabilir.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18055
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 19 Kas Pzt, 2012 23:40

ÖmerYILMAZ yazdı:habere göre 1,5 metre, benim hatırladığım istasyonun yarısına kadar hatta ben de tramvay ilk çalışmaya başladığında görmüştüm izleri, su izleri istasyondaki duvarların yarısına kadar çıkmış.
1,5 metre yüksek tabanlı araçlar için dahi yüksek :) yani ABB ler var İstanbul'da biliyorsunuz halen M1 ve T4 te kullanılıyor, T4 te bir ara yağmur drenajı sorunu yaşandı ve işletme yapılamadı, şimdi derinliği tam hatırlamıyorum ama aracın altındaki ekipman ile temas riski oluyor, onu öğrenmeye çalışayım bilgi olarak bulunsun.

ÖmerYILMAZ
Sezonluk Yolcu
Mesajlar: 221
Kayıt: 18 Eyl Pzr, 2011 08:56

Mesaj gönderen ÖmerYILMAZ » 19 Kas Pzt, 2012 23:47

1,5 metre
Esat Bey, 1,5 metrede balık bile boğulur, tramvay yürütmek ne mümkün?
Sıradan ya da tramvayların altını etkileyecek türden yağmurlarda tramvaylar yükseltilebiliyor.

Cevapla

“Toplu Ulaşım Sistemleri İncelemeler” sayfasına dön