tr-TS.21 » Türkiye Güney Bölgesi Toplu Taşım İzlen
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
tr-TS.21 » Türkiye Güney Bölgesi Toplu Ta#
Bu öbekte, ekim 2009'da Antalya, Burdur, Denizli, Alanya ve Manavgat'ta yaptığım toplu taşım izlenimlerim hakkında bir kaç satır ve resim sunacağım.
Bölümlerin bazıleri sayfalarımızdaki hazır konularla ilgili. Elverişli olursa, oraya bir bağlantı yaparız, gireceğimiz konu olursa, oradan devam ederiz.
Bölümleri ve konulara ait resimleri küçük parçalar hâlinde burada sıralanmış mesajlar şeklinde sunacağım. Kaza ile araya cevap mesajı sokmayın şimdilik
Bölümlerin bazıleri sayfalarımızdaki hazır konularla ilgili. Elverişli olursa, oraya bir bağlantı yaparız, gireceğimiz konu olursa, oradan devam ederiz.
Bölümleri ve konulara ait resimleri küçük parçalar hâlinde burada sıralanmış mesajlar şeklinde sunacağım. Kaza ile araya cevap mesajı sokmayın şimdilik
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
ANTALYA
Antalya
Otobüsler
Antalya'da bayağı bir otobüs kalabalığı var... Şehrin bazı hatlarında midibüs tarzında orta boy/küçük araçlar işliyor, bazı hatlarda ise, bir milyonluk bir şehre yakışacak şekilde, doğru dürüst otobüsler var. Her nedense hiç körüklü veya çift katlı otobüs yok.
Otogar durağında bekleyen bir şehir otobüsü. "AntBilet al" diyor ama AntBilet yok.
Göze çarpan bir özellik, araç içleri muazzam derecede pis. Bu otobüslerin doğru düzgün bir ana garajımı yok, yoksa garajda temizlik mi yapılmıyor, ya da bu "Halk Otobüsü" nün bir özelliği mi, bilmiyorum.
Antalya şehir otobüsü içi
202 hattında geceleğin Havalimanı'ndan şehre giderken orijinal bir 0302
Otobüs hatları numaralandırılmış. Ama numaraları bilen var mı? Kurşunlu 79 diye aklımda kaldı, otogardan 92, 93, 94 ve 202 kalkıyor, vs vs ... Yine de, bu numaralara pek özen gösterilmiyor. Otobüslerin önünde, geçtikleri güzergâhı gösteren tablolar var, bunlar da biraz karışık ve fazla renkli. Değişen rotalar ise, üstü yapıştırılarak gösteriliyor, yeni levha yapımı aksağa benziyor. Kentin hiç bir yerinde şebeke haritası, plân veya benzeri bir bilgilendirme yok. Eskiden internette bir kaynak vardı, o da kaldırılmış. Bilen bilir, bilmeyen taksiye biner diye düşünülüyor herhalde.
Otobüsün önündeki levha
Antkart diye bir şey duymuştuk... ama ortada yok. Kalkmış mı, çökmüş mü, olmamış mı? belli değil. Aslına bakarsanız bilet de yok. Binersin, verirsin parayı, gidersin. Aktarma yok, bilet parası denetimi yok, otobüsçülük adı ile dolmuşçuluk var. Açıkçası, buna şaşırdım. Seksenlerin başındaki Antalya bu konuda daha "büyükşehir" idi. Otobüslerde güncel ücret 1,25 TL (yanlış hatırlamıyorsam).
Otobüsler
Antalya'da bayağı bir otobüs kalabalığı var... Şehrin bazı hatlarında midibüs tarzında orta boy/küçük araçlar işliyor, bazı hatlarda ise, bir milyonluk bir şehre yakışacak şekilde, doğru dürüst otobüsler var. Her nedense hiç körüklü veya çift katlı otobüs yok.
Otogar durağında bekleyen bir şehir otobüsü. "AntBilet al" diyor ama AntBilet yok.
Göze çarpan bir özellik, araç içleri muazzam derecede pis. Bu otobüslerin doğru düzgün bir ana garajımı yok, yoksa garajda temizlik mi yapılmıyor, ya da bu "Halk Otobüsü" nün bir özelliği mi, bilmiyorum.
Antalya şehir otobüsü içi
202 hattında geceleğin Havalimanı'ndan şehre giderken orijinal bir 0302
Otobüs hatları numaralandırılmış. Ama numaraları bilen var mı? Kurşunlu 79 diye aklımda kaldı, otogardan 92, 93, 94 ve 202 kalkıyor, vs vs ... Yine de, bu numaralara pek özen gösterilmiyor. Otobüslerin önünde, geçtikleri güzergâhı gösteren tablolar var, bunlar da biraz karışık ve fazla renkli. Değişen rotalar ise, üstü yapıştırılarak gösteriliyor, yeni levha yapımı aksağa benziyor. Kentin hiç bir yerinde şebeke haritası, plân veya benzeri bir bilgilendirme yok. Eskiden internette bir kaynak vardı, o da kaldırılmış. Bilen bilir, bilmeyen taksiye biner diye düşünülüyor herhalde.
Otobüsün önündeki levha
Antkart diye bir şey duymuştuk... ama ortada yok. Kalkmış mı, çökmüş mü, olmamış mı? belli değil. Aslına bakarsanız bilet de yok. Binersin, verirsin parayı, gidersin. Aktarma yok, bilet parası denetimi yok, otobüsçülük adı ile dolmuşçuluk var. Açıkçası, buna şaşırdım. Seksenlerin başındaki Antalya bu konuda daha "büyükşehir" idi. Otobüslerde güncel ücret 1,25 TL (yanlış hatırlamıyorsam).
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Tramvay 1: Müze Zerdalilik Hattı
Güzelce çalışan bir hat. Aslında tek ray hattı yapılmış olması gülünç ve gereksiz. Başta, İstanbul'daki o İstiklâl Caddesi uyutma oyuncak tramvayına benzer bir şey göreceğim diye sanmıştım, meğerse ciddiye alınabilecek bir hat varmış... tabii ki doğru dürüst entegre edilse. Araçlar güzel ve gençlik anıları uyandırıyor, nitekim Almanya'dan gelmişler. Araçlara Antalya sıcağına rağmen klima takılmamış. Bu sefer bilet var, dolayısı ile ödeyenin fişi oluyor. Tramvaya yerlisi de biniyor, turisti de ... Lübnan'dan gelmiş tramvay meraklısı gençler gözüme çarptı (Beyrut'un da eskiden önemli bir tramvay şebekesi vardı).
Konyaaltı sondurak katener direkleri görünüyor, çok güzel bir sondurak
Konyaaltı sondurak eh, tramvay gelmezse, hemen taksiyi de cağırabiliriz
Aslında bu resime gerek yoktu, zaten çok görüntüleniyor, ama? İşte eski model güzeldir ...
Araçlar korkunç bakımsız. Artık o şekilde mi ithal edildiler, yoksa Antalya'da mı o şekle geldiler... bilmiyorum. Böyle bir durum, Almanya'da işletmede olsa, hemen tamir edilir, edilmek zorundadır. Araçların pencere kısımları tamamen çürümüş, ahşap ya, su/sıvı akmış. Pencereler zaten eğri böğrü. Bir gün bir kaza olacak, kabahat yine başkalarında aranacak, şimdiden belli. Araçlar genelde pek fazla bakımlı değil. Altlarına dahi bir göz attım... paslanma gibi büyük problem var. Cila ise hiç duyulmamış ve yapılmamış. Maalesef kimseyi ilgilendirmiyor da.
Gidiş istikametinde sol taraftaki pencere çürükleri
Gidiş istikametinde sağ taraftaki pencere çürükleri
Karoseri pek sağlam değil artık
Ön tekerlek kısmı
Duyduğum kadarıyla, hattın Zerdalilik dediğimiz yerde bitmesi (bu neden araçta hiçbir yerde yazılı değil? Neden 1 ZERDALİLİK veya KONYAALTI yazamaz? Bize özel bir sakatlık, belki de genetik ... başka cevap bulamıyorum artık ...) aslında bir ara çözüm olarak son durağın Lâra olması plânlanmıştı. Ama neden olmadı ... bunu da kimse bilmiyor.
Kalekapısı'na yakın tramvay
Bir kaç da tramvayın içinden kare, dışı çok fotoğraflanır, ancak içinden daha az resim bulunur genelde:
Güzelce çalışan bir hat. Aslında tek ray hattı yapılmış olması gülünç ve gereksiz. Başta, İstanbul'daki o İstiklâl Caddesi uyutma oyuncak tramvayına benzer bir şey göreceğim diye sanmıştım, meğerse ciddiye alınabilecek bir hat varmış... tabii ki doğru dürüst entegre edilse. Araçlar güzel ve gençlik anıları uyandırıyor, nitekim Almanya'dan gelmişler. Araçlara Antalya sıcağına rağmen klima takılmamış. Bu sefer bilet var, dolayısı ile ödeyenin fişi oluyor. Tramvaya yerlisi de biniyor, turisti de ... Lübnan'dan gelmiş tramvay meraklısı gençler gözüme çarptı (Beyrut'un da eskiden önemli bir tramvay şebekesi vardı).
Konyaaltı sondurak katener direkleri görünüyor, çok güzel bir sondurak
Konyaaltı sondurak eh, tramvay gelmezse, hemen taksiyi de cağırabiliriz
Aslında bu resime gerek yoktu, zaten çok görüntüleniyor, ama? İşte eski model güzeldir ...
Araçlar korkunç bakımsız. Artık o şekilde mi ithal edildiler, yoksa Antalya'da mı o şekle geldiler... bilmiyorum. Böyle bir durum, Almanya'da işletmede olsa, hemen tamir edilir, edilmek zorundadır. Araçların pencere kısımları tamamen çürümüş, ahşap ya, su/sıvı akmış. Pencereler zaten eğri böğrü. Bir gün bir kaza olacak, kabahat yine başkalarında aranacak, şimdiden belli. Araçlar genelde pek fazla bakımlı değil. Altlarına dahi bir göz attım... paslanma gibi büyük problem var. Cila ise hiç duyulmamış ve yapılmamış. Maalesef kimseyi ilgilendirmiyor da.
Gidiş istikametinde sol taraftaki pencere çürükleri
Gidiş istikametinde sağ taraftaki pencere çürükleri
Karoseri pek sağlam değil artık
Ön tekerlek kısmı
Duyduğum kadarıyla, hattın Zerdalilik dediğimiz yerde bitmesi (bu neden araçta hiçbir yerde yazılı değil? Neden 1 ZERDALİLİK veya KONYAALTI yazamaz? Bize özel bir sakatlık, belki de genetik ... başka cevap bulamıyorum artık ...) aslında bir ara çözüm olarak son durağın Lâra olması plânlanmıştı. Ama neden olmadı ... bunu da kimse bilmiyor.
Kalekapısı'na yakın tramvay
Bir kaç da tramvayın içinden kare, dışı çok fotoğraflanır, ancak içinden daha az resim bulunur genelde:
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Tramvay 2: Fatih Meydan
İkinci hattı işler hâlde tam bir dakika gördüm, otobüsten resim çekemedim, Antalya'dan dönüşte ise transit geçiyordum. Antalya'da kaldığım günlerde ise henüz işlemiyordu. Ama gördüğüm ve duyduğum kadarı ile güzel değildi. Herkes, halktan öteki tramvay hattında çalışanlara kadar, bu hattan memnun değildi. Plânlamalar biraz çarpıktı, acele işe şeytan karışır misali, tramvay yüzünden trafik çöktü ve bir şebeke kurulamadı ... Bunu burada da, Almanya'da bir Nürnberg gazetesinde okumuştum. Nitekim Nürnberg Belediyesi de Antalyayı ikaz etmişti ... Tramvay böyle hoppala diye yapılacak şey değil, şebeke kurmasını biliriz, sizlere yardımcı olalım diye. Bizimkiler tabiî ki "Her Türk tramvaycı doğar" düşüncesiyle, dünyaya tramvay nasıl yapılırmış, gösterdiler. Ama nasıl. Bir yağmurda yeraltı geçitleri su doluyor, raylar yeni döşendiği hâlde seksen yıldır çürüyor gibi görünüyor. Yine duyduklarıma göre yağmur rayların alt yapısını bozuyor ve hatta katener telleri kopuyormuş (nasıl olur bu yahu?), vs vs.
İki tramvay hattının da (henüz?) birleştirilmemesinin sebebi, katener direklerin aynı tip olmamasıydı. Bu kadarını öngörememişler, ona göre değişim yapamamışlar. Buna kızanların sayısı da pek az değil.
Tramvay resmi elimde yok. Ama yolu ve tramvay duraklarını kısmen çektim:
Tertemiz, yeni döşenmiş raylara benzemiyor bu, hele şu çıkıntılar ne?
Bu raylar yepyeni döşenmemiş miydi? Bu çukurlar ne? Bu ray etrafı ne? Hoş geldik, hoş bulmadık ...
Yeni tramvay durakları büyük ve ferah, bu güzel; ama (henüz?) isim yok ... öte yandan hiçbir durakta isim yazmıyor zaten ...
Evet, bunda şikayet edilecek pek bir şey yok, yaya geçitleri daha belli değil, acaba yapılacak mı?
İkinci hattı işler hâlde tam bir dakika gördüm, otobüsten resim çekemedim, Antalya'dan dönüşte ise transit geçiyordum. Antalya'da kaldığım günlerde ise henüz işlemiyordu. Ama gördüğüm ve duyduğum kadarı ile güzel değildi. Herkes, halktan öteki tramvay hattında çalışanlara kadar, bu hattan memnun değildi. Plânlamalar biraz çarpıktı, acele işe şeytan karışır misali, tramvay yüzünden trafik çöktü ve bir şebeke kurulamadı ... Bunu burada da, Almanya'da bir Nürnberg gazetesinde okumuştum. Nitekim Nürnberg Belediyesi de Antalyayı ikaz etmişti ... Tramvay böyle hoppala diye yapılacak şey değil, şebeke kurmasını biliriz, sizlere yardımcı olalım diye. Bizimkiler tabiî ki "Her Türk tramvaycı doğar" düşüncesiyle, dünyaya tramvay nasıl yapılırmış, gösterdiler. Ama nasıl. Bir yağmurda yeraltı geçitleri su doluyor, raylar yeni döşendiği hâlde seksen yıldır çürüyor gibi görünüyor. Yine duyduklarıma göre yağmur rayların alt yapısını bozuyor ve hatta katener telleri kopuyormuş (nasıl olur bu yahu?), vs vs.
İki tramvay hattının da (henüz?) birleştirilmemesinin sebebi, katener direklerin aynı tip olmamasıydı. Bu kadarını öngörememişler, ona göre değişim yapamamışlar. Buna kızanların sayısı da pek az değil.
Tramvay resmi elimde yok. Ama yolu ve tramvay duraklarını kısmen çektim:
Tertemiz, yeni döşenmiş raylara benzemiyor bu, hele şu çıkıntılar ne?
Bu raylar yepyeni döşenmemiş miydi? Bu çukurlar ne? Bu ray etrafı ne? Hoş geldik, hoş bulmadık ...
Yeni tramvay durakları büyük ve ferah, bu güzel; ama (henüz?) isim yok ... öte yandan hiçbir durakta isim yazmıyor zaten ...
Evet, bunda şikayet edilecek pek bir şey yok, yaya geçitleri daha belli değil, acaba yapılacak mı?
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Duraklar & Kalkış Saatleri
Duraklar ve kalkış saatleri (yani durakta gösterilmeleri) tam bir macera çünkü gösterge falan diye bir şey yok. Durak var, maşallah, çoğu durak da estetik, modern durak. Ama ne isim var, ne numara (geçen hatlar), ne bilgilendirme, ne de kalkış saatleri. İstisnalar: İsmini bilmediğim bir durakta (çok şükür) basit bir kâğıt yapıştırılmıştı ... o olmasaydı, Antalya toplu taşımına adım atamazdım. Gördüm ki, oradan otogara gidebilirim. Eninde sonunda, geçen hattın numarası yine başkaydı (hiç şaşırır mıyım buna?), ama yine de, hakkını yememek lazım bazı hatlar oradan geçti.
Çok şükür biraz bilgilendirme vardı ...
Duraklarda isim olmaması, hiçbir şey yazmaması, benim gibi insanlara çok garip geliyor. Otogar durağında az biraz bilgilendirme vardı. 202 numara (Havalimanı'na işliyor) kalkış saatleri yazılıydı ve küçük bir kâğıtta, şehre giden otobüsler hakkında da bilgi vardı. Durakta konum haritası bile vardı, vay.
Bahsi geçen Otogar durağı
Ama nasıl olur, Antalya (!) havalimanına 120 dakikada bir otobüs işler, 120! 12 dakikada değil... onu anlamak imkânsız. Havaş otobüsleri de yoktu, hani var da, rekabet, yasak, şu bu, deniyordu... ama akşam indik, otobüs on dakika bekleyemedi (!), iki saat bekledik. Resmî kalkış saatinden de on dakika evvel kalktı bu sefer, otogara da gitmedi, Meydan'da bitti, biz de oradan Kaleiçi'ne kadar, modern tramvay rayları üzerinden 30 kilo yükle yürüdük. Çok hoş.
Otogar'dan Havalimanı'na kalkış saatleri (202 numara)
Otogar'dan işleyen otobüsler hakkında bilgiler
Otobüs hatlarına neden Levha derler, bilmem, veya bilmemezlikten gelirim
Duraklar ve kalkış saatleri (yani durakta gösterilmeleri) tam bir macera çünkü gösterge falan diye bir şey yok. Durak var, maşallah, çoğu durak da estetik, modern durak. Ama ne isim var, ne numara (geçen hatlar), ne bilgilendirme, ne de kalkış saatleri. İstisnalar: İsmini bilmediğim bir durakta (çok şükür) basit bir kâğıt yapıştırılmıştı ... o olmasaydı, Antalya toplu taşımına adım atamazdım. Gördüm ki, oradan otogara gidebilirim. Eninde sonunda, geçen hattın numarası yine başkaydı (hiç şaşırır mıyım buna?), ama yine de, hakkını yememek lazım bazı hatlar oradan geçti.
Çok şükür biraz bilgilendirme vardı ...
Duraklarda isim olmaması, hiçbir şey yazmaması, benim gibi insanlara çok garip geliyor. Otogar durağında az biraz bilgilendirme vardı. 202 numara (Havalimanı'na işliyor) kalkış saatleri yazılıydı ve küçük bir kâğıtta, şehre giden otobüsler hakkında da bilgi vardı. Durakta konum haritası bile vardı, vay.
Bahsi geçen Otogar durağı
Ama nasıl olur, Antalya (!) havalimanına 120 dakikada bir otobüs işler, 120! 12 dakikada değil... onu anlamak imkânsız. Havaş otobüsleri de yoktu, hani var da, rekabet, yasak, şu bu, deniyordu... ama akşam indik, otobüs on dakika bekleyemedi (!), iki saat bekledik. Resmî kalkış saatinden de on dakika evvel kalktı bu sefer, otogara da gitmedi, Meydan'da bitti, biz de oradan Kaleiçi'ne kadar, modern tramvay rayları üzerinden 30 kilo yükle yürüdük. Çok hoş.
Otogar'dan Havalimanı'na kalkış saatleri (202 numara)
Otogar'dan işleyen otobüsler hakkında bilgiler
Otobüs hatlarına neden Levha derler, bilmem, veya bilmemezlikten gelirim
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Ulaşım Genel
Zerdalilik deposunda uzunca bir sohbetim oldu. Oradaki kişiler çok cana yakındı, çok bilgi verdiler, resim çekmek de hiç problem olmadı. Trafik de o şekilde olsa, Antalya, eskisi gibi, önder bir şehir olabilirdi aslında.
Bir ulaşım koordinasyon bürosu plânlanıyormuş. Bütün hepsi büyükşehir belediyeciliği kapsamında entegre edilecekmiş bir gün. Problemlerin çözümü o şekilde bekleniyor. Bakalım, olursa, iyi olur. Bizim önerebileceğimiz çok şey olabilirdi aslında.
Zerdalilik deposunda uzunca bir sohbetim oldu. Oradaki kişiler çok cana yakındı, çok bilgi verdiler, resim çekmek de hiç problem olmadı. Trafik de o şekilde olsa, Antalya, eskisi gibi, önder bir şehir olabilirdi aslında.
Bir ulaşım koordinasyon bürosu plânlanıyormuş. Bütün hepsi büyükşehir belediyeciliği kapsamında entegre edilecekmiş bir gün. Problemlerin çözümü o şekilde bekleniyor. Bakalım, olursa, iyi olur. Bizim önerebileceğimiz çok şey olabilirdi aslında.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
BURDUR
Burdur
Gar
Burdur'un güzel bir garı var. Birisine gar nerede diye sorulduğunda, soran tatlı bir şekilde kentin öteki ucundaki (oto) "gar"a gönderiliyor. Yani, gar hissi o kadar. Oraya işleyen otobüs dahi yok, yani bayağı ıssız bir yerde gibi. Aslında kent merkezinde olması gereken bir yer ... merkezde bile olmasa, merkezî hava esmeli. İki senedir yolcu treni işlemiyor, acaba o yüzden mi öyle ... bilmiyorum. Yük taşımacılığı hâlen var, 2012 senesinde de galiba yine yolcu treni geçecek. Şu an tadilat var. Garda sohbet edip çaylarını içtiğim TCDD'ciler de muazzam cana yakın ve konuşkan dostlardı. "Bizim gibi yurtdışındaki insanlar", olsa olsa, trenciliği kurtarabilir gibi bir şey söylediler. Şaştım. Siyasete de giren, demiryolculuğu kimlerin, neden ve nasıl bozduğunu anlattılar. Görüyoruz ki (sadece Burdur'da değil ...), bu işle uğraşanlar çoğu kez lobiciler, otobüs şirketleri olanlar. Ta Marshall plânına kadar uzandı sohbetlerimiz.
Gar sanki bir hayalet garı hissi veriyor. Herşey sanki daha dün işler gibi görünüyor. Levhalar da yepyeni, yani yıkık, dökük bir hâli yok aslında, hem de hiç yok. Raylar hariç olmak üzere elbette, onlar harika çökmüş bir durumdaydılar.
Garın önündeki muhteşem buharlı lokomotifin de resimlerini çektim. Tabiî ki yurtdışından Alman, Amerikalı, Japon gelir, resmini çeker, bizimkiler ilgilenmez. Bunu Mulhouse'daki müzeciler görse, çarpılırlar! İnsan ağlar be:
Gar
Burdur'un güzel bir garı var. Birisine gar nerede diye sorulduğunda, soran tatlı bir şekilde kentin öteki ucundaki (oto) "gar"a gönderiliyor. Yani, gar hissi o kadar. Oraya işleyen otobüs dahi yok, yani bayağı ıssız bir yerde gibi. Aslında kent merkezinde olması gereken bir yer ... merkezde bile olmasa, merkezî hava esmeli. İki senedir yolcu treni işlemiyor, acaba o yüzden mi öyle ... bilmiyorum. Yük taşımacılığı hâlen var, 2012 senesinde de galiba yine yolcu treni geçecek. Şu an tadilat var. Garda sohbet edip çaylarını içtiğim TCDD'ciler de muazzam cana yakın ve konuşkan dostlardı. "Bizim gibi yurtdışındaki insanlar", olsa olsa, trenciliği kurtarabilir gibi bir şey söylediler. Şaştım. Siyasete de giren, demiryolculuğu kimlerin, neden ve nasıl bozduğunu anlattılar. Görüyoruz ki (sadece Burdur'da değil ...), bu işle uğraşanlar çoğu kez lobiciler, otobüs şirketleri olanlar. Ta Marshall plânına kadar uzandı sohbetlerimiz.
Gar sanki bir hayalet garı hissi veriyor. Herşey sanki daha dün işler gibi görünüyor. Levhalar da yepyeni, yani yıkık, dökük bir hâli yok aslında, hem de hiç yok. Raylar hariç olmak üzere elbette, onlar harika çökmüş bir durumdaydılar.
Garın önündeki muhteşem buharlı lokomotifin de resimlerini çektim. Tabiî ki yurtdışından Alman, Amerikalı, Japon gelir, resmini çeker, bizimkiler ilgilenmez. Bunu Mulhouse'daki müzeciler görse, çarpılırlar! İnsan ağlar be:
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Otobüsler
Midibüs, minibüs değil ... göze çarpan artısı, muazzam sayıda aracın işletilmesi, bu çok hoştu. Hat numarası yok veya var, maalesef belli değil. Ana akstan işlemeyen, hafif tepeden inen bir hatta daima 3 numara yazıyordu. Alışmış olduğumuz dolmuşçu tarzı levhalar gidilen yerleri gösteriyor. Ek levhalar da var... salata, ama Antalya'dan biraz daha düzenli. Burada da bilet yok, denetim yok, bas parayı, geç arkaya. Ücret 1 TL.
Otobüslerin içinden de bir kaç kare:
Midibüs, minibüs değil ... göze çarpan artısı, muazzam sayıda aracın işletilmesi, bu çok hoştu. Hat numarası yok veya var, maalesef belli değil. Ana akstan işlemeyen, hafif tepeden inen bir hatta daima 3 numara yazıyordu. Alışmış olduğumuz dolmuşçu tarzı levhalar gidilen yerleri gösteriyor. Ek levhalar da var... salata, ama Antalya'dan biraz daha düzenli. Burada da bilet yok, denetim yok, bas parayı, geç arkaya. Ücret 1 TL.
Otobüslerin içinden de bir kaç kare:
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Duraklar
Duraklar gayet muntazam. Tabiî ki Türk kültürüne, gelenek ve göreneklere, örf ve adetlerimize göre, hiç göze çarpmadan numarasız, bilgi içermeden, isimsiz, güzel bir şekilde duruyorlar. Ama her zaman, muntazam oturma yerleri var. Eski, kulübesiz bir durak da gördüm, ne yazık ki resmini çekmeyi unuttum. Kışla Caddesi üzerinde bir durak, yani ana aks değil.
Hiç olmazsa bari Burdur gibi küçük bir kentte (yine de yaklaşık 70.000 nüfuslu, bayağı kaynayan bir yer, hoşuma gitti ...) bu konuda sistem oturtulabilirdi, ama olmamış (henüz?)
Duraklar gayet muntazam. Tabiî ki Türk kültürüne, gelenek ve göreneklere, örf ve adetlerimize göre, hiç göze çarpmadan numarasız, bilgi içermeden, isimsiz, güzel bir şekilde duruyorlar. Ama her zaman, muntazam oturma yerleri var. Eski, kulübesiz bir durak da gördüm, ne yazık ki resmini çekmeyi unuttum. Kışla Caddesi üzerinde bir durak, yani ana aks değil.
Hiç olmazsa bari Burdur gibi küçük bir kentte (yine de yaklaşık 70.000 nüfuslu, bayağı kaynayan bir yer, hoşuma gitti ...) bu konuda sistem oturtulabilirdi, ama olmamış (henüz?)
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
DENİZLİ
Denizli
Otobüsler
Denizli'de sadece bir kaç saat geçirdim, hemen Pamukkale'ye ve Karahayıt'a kaçtım. Eskiden sevdiğim Denizli bir yandan bayağı modernleşmiş, yarım milyon nüfusuyla da gelişmiş, ilginç yaya köprüleri olmuş... ama her nedense, bu sefer hoşuma gidemedi. Belki de kafamı dinlemek istediğim için, bilmiyorum. Eskiden güzel belediye otobüsleri olan bu şehrin şimdi pis beyaz, şekilsiz ve "corporate identity"si olmayan otobüsleri var. Bunlarda levha salatası yok, o müsbet. Hepsinde dijital gösterge var. Boyutlar ama yetersiz. Durak olsa da, caddenin ortasında in-bin oluyor. Buna kızayım mı, iyi mi bulayım ... açıkçası bilmiyorum, çünkü iki tarafı da var aslında.
Otobüsler
Denizli'de sadece bir kaç saat geçirdim, hemen Pamukkale'ye ve Karahayıt'a kaçtım. Eskiden sevdiğim Denizli bir yandan bayağı modernleşmiş, yarım milyon nüfusuyla da gelişmiş, ilginç yaya köprüleri olmuş... ama her nedense, bu sefer hoşuma gidemedi. Belki de kafamı dinlemek istediğim için, bilmiyorum. Eskiden güzel belediye otobüsleri olan bu şehrin şimdi pis beyaz, şekilsiz ve "corporate identity"si olmayan otobüsleri var. Bunlarda levha salatası yok, o müsbet. Hepsinde dijital gösterge var. Boyutlar ama yetersiz. Durak olsa da, caddenin ortasında in-bin oluyor. Buna kızayım mı, iyi mi bulayım ... açıkçası bilmiyorum, çünkü iki tarafı da var aslında.
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Minibüsler
Gözüme çarptığı kadarı ile, bu kentte çok minibüs de işliyor. Minibüslerin hat numaraları da var, üstlerinde de yazıyor. Aslında gayet muntazama benziyor. Yine de, şahsen bana minibüsçülük gericilik gibi geliyor. Çift katlılık ve körükçülük ise daha çok "toplu taşım ve belediye denetimi" yansıyor bence. Ama sırf bence.
Minibüs kaynıyor bu kent
Ama minibüslerin hatları ve panoları da var
Gözüme çarptığı kadarı ile, bu kentte çok minibüs de işliyor. Minibüslerin hat numaraları da var, üstlerinde de yazıyor. Aslında gayet muntazama benziyor. Yine de, şahsen bana minibüsçülük gericilik gibi geliyor. Çift katlılık ve körükçülük ise daha çok "toplu taşım ve belediye denetimi" yansıyor bence. Ama sırf bence.
Minibüs kaynıyor bu kent
Ama minibüslerin hatları ve panoları da var
- alabay
- Evliya Çelebi
- Mesajlar: 5559
- Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12
Duraklar
Duraklar korkunç! Hayatımda bu kadar enayi durak görmemiştim. Hiç yapma, daha iyi. İncikli boncuklu, LED ile ışıl ışıl D (Durak) veya M (durak değil de minibüs, aha) diye parlıyor. Reklâm gibi. Açıkhava sigorta düğmesi (!) bile var, inanamadım. Kulübe göremedim, ama belki başka yerde vardır; bilgilendirme ise yine sıfır başka da ne bekledik zaten.
Otobis
Münübis
Ve en matrağı da buydu işte. Almancası "kuşu vuran buydu" ... Fazla yağmur yağarsa, kapatırız abi; veya geceleyin birisi gezer, kapatır, bana eski gaz lâmbalarını hatırlattı, onları da yakan bir üstat olurdu, çoook eskideeen ...
Duraklar korkunç! Hayatımda bu kadar enayi durak görmemiştim. Hiç yapma, daha iyi. İncikli boncuklu, LED ile ışıl ışıl D (Durak) veya M (durak değil de minibüs, aha) diye parlıyor. Reklâm gibi. Açıkhava sigorta düğmesi (!) bile var, inanamadım. Kulübe göremedim, ama belki başka yerde vardır; bilgilendirme ise yine sıfır başka da ne bekledik zaten.
Otobis
Münübis
Ve en matrağı da buydu işte. Almancası "kuşu vuran buydu" ... Fazla yağmur yağarsa, kapatırız abi; veya geceleyin birisi gezer, kapatır, bana eski gaz lâmbalarını hatırlattı, onları da yakan bir üstat olurdu, çoook eskideeen ...