tr-D.07 » Kütahya Kazasında Suçlu Raylar - Peki Satın Alanla

[Esat]

Kütahya'da 27 Ocak sabahı meydana gelen tren kazasının ardından, TCDD Genel Müdürlüğü, kazanın nedenlerini saptamak amacıyla çalışma başlattı. Bu çerçevede, kaza kurulu oluşturulurken, diğer taraftan kazada kırılan raylar incelenmeye alındı. Söz konusu rayların 1987 yılında Güney Afrikalı ISCOR Limited Şirketince ithal edildiği, bir bölümü aşırı oksitlenme nedeniyle iade edilen bu rayların Kütahya hattında da kullanıldığı, kırılan bu rayların o dönemde ithal edilen raylardan olduğu anlaşıldı.

Kütahya'daki tren kazasında, bugüne kadar görülmedik şekilde rayların 38 parçaya ayrılması ve bu rayların 1987 yılında ithal edilen raylar arasında bulunması nedeniyle dikkatler, yıllar önce söz konusu rayların ithalatı sırasında TBMM'de yapılan tartışmalara çevrildi.

O dönem DYP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan ve 21 arkadaşı, 1989 yılında ''Güney Afrika'nın ISCOR Limited Şirketinden satın alınan rayların kusurlu olmasına rağmen kullanıldığı iddiası ve bu olayın sorumlularının tespit edilmesi'' amacıyla Meclis Araştırması açılması için önerge vermişti.

Meclis tutanaklarına göre, konuya ilişkin Meclis Araştırması açılması için verilen önerge, özetle şöyle:

''TCDD Genel Müdürlüğünün ihtiyacı olduğu gerekçesiyle satın alınmasına karar verilen 50 bin ton ray Güney Afrika'da ISCOR Limited Şirketine ihale edilmiştir.

Anılan firmadan satın alınan rayların ne gibi vasıflara sahip olması gerektiği, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde açık açık ifade edilmiştir.

Buna rağmen, anılan firmanın Türkiye'ye göndermeye başladığı ve Mersin Limanına yığılan rayların gözle görülebilir şekilde kusurlu olduğu görülmüş ve durum ilgililere intikal ettirilmiştir. Bunun üzerine, TCDD tarafından ve anılan kurum yetkililerinden oluşan bir heyet tarafından mahallinde yapılan 29 Ekim 1987 tarihli incelemede, rayların gözle görülür kusurlar taşıdığı ifade olunmuştur.

ODTÜ'den ayrı bir rapor alındığı, çok az sayıda örnek verilmesine rağmen 18 Aralık 1987 tarihli rapor içeriğinin de söz konusu rayların büyükçe bir bölümünün kusurlu olduğunu ortaya koyduğu belirtilen önergede, şöyle devam edildi:

''Dosyasındaki yazılardan 2527 ton olduğu tespit olunan ilk iki parti raydaki kusurlu rayların kullanılmasının giderilmesi mümkün olmayan büyük aksaklıklara ve kazalara neden olabileceği düşünülmeden bu raylar maalesef anılan işletme tarafından kullanılmıştır.

Şu andaki trenlerimizin bir bölümü bu kusurlu raylar üzerinde çalışmaktadır. Böylesine hayati önem taşıyan bir durumun mutlaka araştırılması ve bu ağır kusuru işleyenlerin tespit edilmesi gerekmektedir.''

Kaynak : Lojiport

[Esat]

TCDD den konu ile ilgili bir açıklama gelmiş bahsi geçen bölgede kullanılmış olan bu Güney Afrika menşeili raylarda kapsamlı bir ultrasonik muayene yapılması ile ilgili

EGE EKSPRESİ İLE AFYON –ESKİŞEHİR BÖLGESEL TREN SEFERLERİ YOL KONTROL ÇALIŞMALARI NEDENİYLE 27 NİSAN 2008 TARİHİNDEN İTİBAREN DURDURULDU.

Ege Ekspresi ile Afyon –Eskişehir Bölgesel tren seferleri yol kontrol çalışmaları nedeniyle 27 Nisan 2008 tarihinden itibaren durduruldu

Kış mevsiminden çıkış sonrasında hatta yapılan rutin kontroller, Genel Müdür Yardımcısı Başkanlığındaki heyetin turneleri ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinin hazırladığı rapor sonuçları üzerine Güney Afrika kaynaklı raylarda rutin bakımların yanı sıra daha hassas ayrı bir bakım ve kontrol programı uygulanması kararlaştırıldı.

Bu çalışmalara ilk olarak Eskişehir –İzmir hattında başlandı. Bu çerçevede;
Rutin kontrollere ek olarak rayların ultrasonik çatlak muayeneleri yapılıyor.
Yol yenileme, eleme vb. tüm ekipmanlar kontrolleri yapılacak hatlara yoğunlaştırılarak, çalışmalar en kısa sürede sonuçlandırılacak.

[Esat]

Sendika başkanımız Ergün Atalay güzel açıklamalarda bulunmuş hem bu konu ile ilgili hemde demiryollarının gelişimi ile ilgili yetişmiş eleman açığı konusunda güzel ifadeler var.

Demiryol-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 1989 yılında Güney Afrika'dan gelen ve bir bölümü ''kusurlu'' olduğu gerekçesiyle iade edilen raylarla ilgili, ''Güney Afrika'dan ithal edilen rayların döşendiği yerlerin karantina altına alınmasını, gerekiyorsa bu rayların tümünün değiştirilmesini bekliyoruz'' dedi.

Atalay, yaptığı açıklamada, 1987 yılında Güney Afrika'dan ithal edilen rayların, sevkıyat sırasında, daha Mersin Limanı'ndayken oksitlenme içinde olduğunun anlaşıldığını ve ''gerekli inceleme yapılmadan'' dönemin TCDD yönetimi tarafından döşenmesine karar verildiğini öne sürdü.

Kütahya'da, 27 Ocak 2008'de meydana gelen ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasında 38 parça şeklinde kırılmasıyla dikkat çeken rayların, 1987 yılında ithal edilen raylardan olduğu şüphesi doğduğunu dile getiren Atalay, TCDD yönetiminin kaza sonrasında gerekli çalışmaları başlattığını anımsattı. Atalay, inceleme sonunda rayların, Güney Afrika menşeli ve kırılgan özellikte olduğunun bildirildiğini kaydetti.

''TCDD'nin çalışmalarını aynı hassasiyetle sürdürmesini, Güney Afrika'dan ithal edilen rayların döşendiği yerlerin karantina altına alınmasını, gerekiyorsa bu rayların tümünün değiştirilmesini bekliyoruz'' diyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Demiryolu, bu ülkenin gözbebeğidir. Ona gereken özeni, TCDD de biz de herkes aynı şekilde göstermelidir. Bu nedenle, her zaman söylediğimiz gibi, demiryolunun en son teknolojik araç ve gereçlerle donatılmasının gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.

TCDD, şaibeli rayları hassas bir şekilde ölçen ultrasonlu cihazları Almanya'dan kiralama yoluna gitmiştir. Oysa bu araçlardan bizim de olmalıydı. Öğreniyoruz ki, bu araçların alımı için yapılan talep Hazine Müsteşarlığında 2 yıldır bekletilmektedir. Aynı nedenlerle, yıllardır ray alımı da yapılamamaktadır.''

Raylı sistemin her yıl biraz daha geliştiği Türkiye'de, çok acil demiryolu mühendislerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Atalay, bu nedenle teknik üniversitelere, ''demiryolu kürsüleri'' açmaları için çağrıda bulundu. Atalay, ''Artık bizim de demiryolu mühendislerimiz, demiryolu imalat mühendislerimiz, demiryolu elektrik mühendislerimiz, demiryolu enstitülerimiz, üniversiteler bünyesinde araştırma birimlerimiz olmalıdır. Geleceğin ulaşım aracı demiryoludur. Gerek can ve mal güvenliği, gerekse çevre duyarlılığı konusunda ideal olan demiryolları ulaşımı konusunda herkes üzerine düşeni yerine getirmelidir'' dedi.