ist-gnl.09 » Kuzey Anadolu Fay Hattı ve deprem Konusu

Cevapla
Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

ist-gnl.09 » Kuzey Anadolu Fay Hattı ve deprem Konusu

Mesaj gönderen alabay » 18 Tem Prş, 2013 09:58

Esat, buna da yine kod bulamadım. En mantıklısı (şu an) makale bölümüydü bence, ama yyn? Bilmem. Marmaray’dan Köprü’ye kadar bir çok konuya değinen bir düşünce … belki senin daha iyi bir icerikler genel bakışın vardır.

Bugün tatsız şeyler okudum. İstanbul’daki deprem durumunu merak ettim. Genelde sismolojiden pek anlamam, ama bugün okuduklarımı gayet iyi anladım, bayaği da mantıklı geldi. Çokça sözü geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı ne? Megerse, Anadolu’nun kuzeyinden, İran’dan Yunanistan’a kadar uzanan bir kayma bölgesi. Kayış doğu–batı yönünde, çünkü Anadolu Afrkia ile Avruva arasında sıkışık bir bölge. Fay hattının kuzeyi hareketli, güneyi ise daha yavaş ve ondan dolayı sarsıntılı şekilde hareketi izliyor. Yani, Arabistan yarımadası senede 2,5 santim kuzeye kayıyor, Anadolu ise senede 2,5 santim batıya.

Yanlış anlamadıysam, kuzey Avrupa’ya bağlı kalıyor, güney ise Afrika’dan itiliyor. Kuzey ve güney derken, fay hattından bahsediyorum. İstanbul Avrupa’ya bağlı kısımda gibi. Meğerse bu sene (!) Potsdam Rasathanesi ve Kandilli Rasathanesi bulmuşlar ki, İstanbul merkezine 20 kilometre yakınlığından bu fay hattı devam ediyor.

Ve şimdi gelelim asıl probleme. İstanbul’da son büyük deprem 1766’daydı. Böyle bir deprem kuvvet deşarjı gibi bir şey. Ama o zamandan beri yeterince deşarj yok. İlginç olan, fay hattında sarsıntı deşarjlarının doğudan batıya doğru gelmesi. Son yüz senede doğudan batıya doğru ağır depremler olmuş. Problem şu: İstanbul’a çok yakın bir bölge taş gibi sağlam. Ne güzel diyebilirdik de, işte güzel değil. Çünkü o kadar sağlam ki, zamanla kuvvetler birikiyor ve birikiyor. Son deprem, 1999, İzmit tarafındaydı, yani İstanbul’un doğusunda. İlginç olan, son dört senedir rasathanelerin yaptıkları ölçümlerde milim bile oynamayan bu sağlam bölge o depremin en batı sonlanma noktasıymış. Yani? Bundan sonraki deprem basamağı, ister istemez bu bölge olmak zorunda. Çünkü doğu deşarj olmuş, bütün kayma hareketleri batıdaki bu noktaya dayanıyorlar.

Ne yapalım, hayat bu. Aslında bütün İstanbul ve Karadeniz bölgesi hiç ama hiç yaşanacak bir yer değilmiş, ama 8000 senedir kimse çakmamış. Şimdi de Avrupa’da, klima değişikliklerinden dolayı, nehir alanları yaşanamaz hâllere geliyor. Aynı anda deniz seviyesi yükselmeleri o kadar arttı ki, Hollanda ve Kuzeyalmanya için orta vadeli pek gelecek yok. Dahası, Okyanusya’dda şimdiden bazı küçük devletler, topraklarını kaybedeceklerinden, Yeni Zelanda gibi büyük devletlerden yeni devlet toprakları satın alıyor, ister istemez bir gün oraya taşınmak zorunda kalacaklar. Türkiye’yi veya Türkiye’nin kuzeyini öyle kolayca taşıyamayacağız. bence o yüzden Japonya’ya ve ABD’ye (Kaliforniya’ya) bakmak gerek. O iki ülke deprem konusunda gayet tecrübeli.

Şimdi benim merak ettiğim şu – İstanbul’un merkezi fay hattına o kadar yakın diye, kuzeye bir imdat geleceği inşa etmeye çalışıyorlar, bu belli. Ama kuzey mi gelecek? Yani, o yeni kuzey daha mı emin? Biraz çıkmaz bir konu. Öyle görünüyor ki, o büyük depremden sonra durum biraz rahatlar. Aslında başka yere imdat yeri kurmaya pek gerek yok, olsa bile sadece geçici olarak iş görür. Bazen düşünüyorum, hakikaten yıkntıyı bekliyorlar mı? Yani, bilerek hesaba katıyorlar mı? Ama katıyorlarsa … Marmaray ve o yeni yapılan Göztepe tüneli bu depremden sonra ne durumda olacaklar? İşlek hâlde mi kalacaklar, yoksa büsbütün mahvolmuş hâlde mi olacaklar? Köprüler ne durumda olacak? Binalar yıkıldıktan sonra, herşeyi yeniden kurmak mümkün elbet. Ama altyapı tamamen yıkılırsa, o zaman iş nereden başlayacak? Hele hele şu – bana göre başından sonuna kadar mantığa aykırı – Kanal İstanbul proccesi bu bakış açısından ne?

Bütün elime geçenleri gözden geçirdikten sonra hiç hoş bir tablo bulamadım.

Yeni (tek bir) kaynak (Almanca): http://www.sueddeutsche.de/wissen/erdbe ... -1.1700238

Eski (tek bir) kaynak (İngilizce): http://records.viu.ca/~earles/anatolian-mar00.htm

Aslında timimizde bu konudan anlayan, bununla ilgilenen birisi olsaydı, çok iyi olurdu … bence. Sosyolojiden işletmeciliğe kadar, mühendisinden araştırıcısına kadar herşeyimiz var, ama sismolog yok aramızda.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Tem Prş, 2013 11:44

Başar öncelikle İstanbul un fay hattı ile ilgili verdiğin bilgiler için teşekkürler ama bunları zaten çok zamandır normal halkta biliyor, yani ortada gizli saklı ya da ne bileyim bilinmeyen bir gerçek yoktu, bu söylediğimi yanlış anlama belki sen yeni okuduğun için şaşırmışsındır ama bizde bu konuda tv lerde yeterince işlendi, fayın nerede olduğu, nerelerde kırılma beklendiği ve kırılma senaryoları bile anlatıldı. Hatta biraz aşırıya kaçıp haliç ve boğazında aslında birer fay yarığı olduğunu söyleyenler bile oldu, bunun bilimselliğini bilmiyorum abartma ya da komplo teorisi olabilir.

Diğer taraftan kuzey yerleşim planları için ben hep senin dediğin gibi düşünmüştüm, yani kentte kentsel dönüşüm adı altında binaları yıkarken insanları bir yere taşımak gerekecek bu taşıma kuzeye olur, ulaşım planları da doğru yapılır ise insanlar orada kalır diye kafamda canlandırmıştım ama sitedeki arkadaşlardan birisi, kusura bakmayın kim demişti şimdi hatırlamıyorum, bu kuzey yerleşiminin pek öyle işçiye ameleye hitap edeceğine inanmadığını üst gelir grubu insanları barındıracağını söylemişti, geçenlerde bir gazetede kanalistanbul ve 3. liman haberleri içerisinde bu dile getirildi, evet villalar ve rezidanslar kondurulacak bölgeye yani bu sitede ilk defa Pollyanna yı oynamıştım ama :) kursağımda kaldı.

Geriye kalan tek fikrim biraz komplo ve biraz da acımasızca, yani yıkılabildiği kadar bina yıkılarak yeniden yapılır, bu esnada bir yerlere taşınanlar taşınır, yine bu esnada deprem olursa ölenler ölür kalan sağlar bizimdir bakış açısının olması. Bu tehlikeli bir düşünce normalde biraz vicdani insani tarafı olan hiçkimse böyle birşeyi istemez ya da "ne yapalım böyle bir politika uygulayalım" demez, ancak ben derdim :) ama hani bazen sanki bazı şeyler ağırdan alınıyor gibi geliyor ya o yüzden böyle düşünüyorum, bir de kentsel dönüşüm ismi ile süslenen çalışmalarda doğru işler yapıldığına inanmıyorum, bu yüzden.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 18 Tem Prş, 2013 13:12

Benim okuduklarımda da buna benzer bir şeyler yazılıydı. İstanbul’da yetkililer, halkı uyarmaya yeterince vakit olmayacağını söylemişmiş. Ama onun yerine, önemli olan, gaz sisteminin kapatılması, ternlerin durdurulması ve köprülere giden yollarda her yerde kırmızı ışık yakılmasıymış. Biraz dabbe filmine benzedi ama :?

O villa, rezidans mezidans olayları da depremde duruma göre imha edilecek; bence çok daha önemli olan, İstanbul için CİDDÎ bir afet plânı yapılması. İyi güzel, farz edelim ki (Allah göstermesin, ama göstermeyeceğine inanmak da zor) 20 milyon nüfusun 15 milyonu öldü. Yani iki buçuk Belçika’dan fazla. Geriye yine 5 milyon (yaklaşık bir Belçika) kalıyor. 15 milyon insanın ölmesi ne biçim bir salgın durumu yaratır, hiç gözünde canlanabiliyor mu? O ölüler ne olacak? Yakılacak mı? Nerede yakılacak? Araya yine din girmez mi? Yakılmazsa, nereye ve nasıl gömülecek? Çürümeden dolayı salgına karşı ne tedbirler var? Bunlar düşünülmezse, o 5 milyonun da 3 milyonu gider. Hadi, hâlâ 2 milyon nüfus kalır, ama o da artık kentin orada bir kaç sene yaşayamaz.

Yani, neresinden ellesen, baksan, çok zor bir iş. Bırak batsın desen bile, batan, yani hakikaten batan bir İstanbul bütün Türkiye’yi batırır yahu! :x Bence bu yüzden »boşver« denemez. İmkân yok.

Ayrıca, dedin ki, bütün halk biliyor. Yani, fay hattını ben de çocukluğumdan beri biliyordum da, a) bu 2013’te bulunan yenilikleri bilmiyordum, b) bu yenilikler İstanbul için yepyeni durumlar doğuruyor gibi. Bunu da bütün halk biliyor mu? Nereden biliyor? Marmaray mesel6a ne zaman yapılmaya başlandı? 2013’te tüneller bitti, başlamadı. Peki adaptasyonu var mı? Bilmiyorum, ama benim için bunlar çok büyük soru işareti. Keşke ıstanbul sarsılsa da, pek bir şey olmasa diyorum … ama San Francisco 1906 … oha yani. Kobe … oha.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Tem Prş, 2013 13:19

Şimdi kısa geçicem, sen 2013 te bulunmuş diyorsun ya da öyle yazıyor bilmiyorum ama biz o teraneleri 10 yıldır dinliyoruz yav :) kim diyor 2013, alamanlar 2013 te gelip araştırıp kendisine pay biçmiş mevzudan sadece.

Diğer yazdıkların önemli tabi şimdi vaktim kıt, sonra bir şeyler yazıktırırım.

Kullanıcı avatarı
Esat
Pir-i Seyyâh
Mesajlar: 18069
Kayıt: 17 Eyl Pzt, 2007 13:37

Mesaj gönderen Esat » 18 Tem Prş, 2013 17:33

15 milyonluk kentte 10 milyonluk bir ölüm olacağını açıkçası çok düşünmüyorum, tabii ki Allah bilir teknik olarak ta saat kaçta olduğuna ve şiddetine bağlı, ayrıca deprem hadisesinde sadece yıkıntı değil de yıkıntı altında kalıp olası su baskını, gaz şebekesinden sızan gazlar ve bundan dolayı çıkan yangınlar da pek çok hayata mal olabiliyor. Bu tabii ki senaryonun en kötü tarafı umarız ki böylesine büyük bir afet yaşanmaz.

Benim karamsar bakışımın, yani "sanki oluruna bıraktılar, olsa da yıkılanın yerine yenisini yapalım" gibi bakıyorlar düşüncemin çeşitli dayanakları var, bilimsel değil gözlemsel şeyler, bir iddia ya da suçlama da değil bir ihtimal bizim "kadercilik" alışkanlığımızdan kaynaklanıyor bazıları, bazıları da "ya bakarız" tarzımızdan, bunları yenmek zor, çoğu zaman yeterli tedbirlerin bu ihmaller nedeni ile alınmadığını da düşünüyorum. Bir de uzmanların söyledikleri var tabii ki, İstanbul'un kentleşme ve mimari ile olan sorunu ortada, çok ama çok büyük bir yüzdesinde bir yıkım meydana geldikten sonra kurtarma ekiplerinin araç ve ekipmanlarının giremeyeceği mahalle sayısı çok büyük, bu insanların canlı kurtulma ihtimaline büyük darbe vuruyor. Bunu İzmit depreminde yaşadık, THW ekibi ile ertesi günü akşamı orada idim ve uzunca bir sürede çalıştık, Karamürsel ve Gölcük tarafında bırakın kamyonumuzu otomobilimizi bile sokamadığımız mahalleler oldu, ekipmanlar ellerde taşınarak binalara girilmeye çalışıldı ki düşünün bu adamlar gerçekten profesyonel çalışıyorlardı, diğer tarafta çaresiz insanlar elleri ile yakınlarını arıyordu, yaşadığım en kötü anlardı diyebilirim. Sonra düşünüyorum da İstanbul' da böyle bir yıkım olduğunda durum gerçekten çok daha vahim olabilir. Bu kentin baştan aşağı yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor, tek gerçek bu.

Kullanıcı avatarı
alabay
Evliya Çelebi
Mesajlar: 5556
Kayıt: 21 Eyl Cum, 2007 12:12

Mesaj gönderen alabay » 18 Tem Prş, 2013 20:09

Eminim, senin o sevmediğin surlar, ek antikadan ve ortaçağdan kalan binalar ve harabeler çökmez :?

Öteki şeylere şu birşey yazamayacağım, şu Marmaray 7,5 olayı beni iyice burktu. Hangi skala? Bir de şu Akkuyu’ya ve başka yerlere atom santrali düşleri yok mu, aman Allahım, Türkiye’yi yok etmek mi istiyorlar diye kıvrılıyorum! :x

Cevapla

“Haberler - Duyurular” sayfasına dön